Sorun olmayacak tradutor Espanhol
782 parallel translation
Sanırım benim için sorun olmayacak.
Creo que estaré bien.
- Evet. Sorun olmayacak, değil mi?
- Sí. ¿ Seguro que no es molestia?
Sorun olmayacak.
No te preocupes.
Provayı ele alıyorum. Bir sorun olmayacak.
No podemos empezar sin...
- Bir sorun olmayacak, Jennie. Barış için gidiyoruz.
- No va a suceder nada, Jennie, vamos en paz..
Yeni borunun ayarlanması gerekiyor. Sorun olmayacak.
Hay que ajustar la barra nueva Todo saldrá bien.
Bununla birlikte, eğer kovulursam, taşınmak büyük bir sorun olmayacak.
Sin embargo, si soy despedido, mudarse no será ningún gran problema.
Bu doğru olabilir ama sorun olmayacak dediğiniz sağ kanattan yoğun baskı görüyorum.
Nos presionan desde el flanco derecho, del que dijo que no había que ocuparse.
Çocuk sahibi olmak sorun olmayacak.
No habrá dificultad en tener niños.
Sorun olmayacak - eğer buradan gidersen tabii.
No habrá problema. Si te vas.
Artık sorun olmayacak Lou.
No habrá más problemas, Lou.
Eğer Blanche bizi kontrattaki "Blanche'la yaptığımız her film için Jane'le film yapmak zorunda olduğumuzu" söyleyen... şu maddenin dışında tutacak olursa. O zaman Bebek Jane'nin kontratı hiç sorun olmayacak.
Si Blanche nos exime de la obligación... de hacer una película con Jane... por cada película hecha con Blanche... no habrá problema.
Böylece tünelin bulunması ve kazma sesi sorun olmayacak.
Así eliminaremos problemas de detección de sonido o sondeos.
- Bir sorun olmayacak.
- Estará bien.
Sanırım, sorun olmayacak.
No le pasará nada.
Ama önce havam biteceği için su sorun olmayacak.
Pero si el oxígeno se va a acabar, el agua no sería un problema.
Yakında dul McBain artık sorun olmayacak.
Dentro de muy poco, la viuda de McBain dejará de ser un problema.
Sadece yap dediğimi yapıp demediklerimi yapmasan bir sorun olmayacak.
Harás bien si sigues haciendo lo que yo te diga. ¡ Y no haciendo lo que no te ordene!
Artık Meadowood sakinleri ile bir sorun olmayacak.
No queremos más problemas con los residentes de Meadowood.
Burada sorun olmayacak. Vadi güven içinde olacak.
No habrá problemas, el valle estará a salvo.
Yani sorun olmayacak diyorsunuz?
Así que, ¿ no pasaría nada?
Pek sorun olmayacak. Bisikletle geliyorum sonuçta.
Siempre vengo en bicicleta.
Artık Meadowood sakinleri ile bir sorun olmayacak. Havaalanını sabah 7'ye kadar kapatmakla görevlisin.
Para evitar problemas con los residentes en Meadowood, le ordeno que cierre el aeropuerto hasta las 7 : 00 am.
Kontrat sorun olmayacak.
Sí, con el contrato no hay problema.
- Sorun olmayacak.
- Todo saldrá bien.
Sanırım sorun olmayacak.
Sí, qué le vamos a hacer.
Sorun olmayacak.
Le irá bien.
Peki zengin bir toplumda yaşıyorsan ne olur? Ekmek parası sorun olmayacak kadar şanslı olduğunu düşün.
Pero, ¿ qué pasa si vives en una sociedad próspera y no tienes que preocuparte por esas cosas?
- Sorun olmayacak dedim.
- Sara, todo irá bien.
Herkes dinlesin, hiçbir sorun olmayacak!
Oigan todo estará bien.
Hayır, sorun olmayacak.
No, estará bien.
Sanırım, seninle akraba olmak onun için sorun olmayacak.
Creo que no le importaría ser pariente tuyo.
Aslına bakarsan, fazla sorun olmayacak gibi.
Aunque no parece tener mucho sentido.
Eğer Freddy Dayton içki ve kadınlardan hoşlanıyorsa, ki sen öyle diyorsun, sorun olmayacak.
Si a Freddie Dayton le gustan tanto no habrá problemas.
Sorun olmayacak.
Estará bien.
Sorun olmayacak.
Todo saldrá bien.
Kaputu aç... Sorun olmayacak.
Todo va a estar bién.
Hayır, zamanında bitirmek bizim için sorun olmayacak.
No hay problema, lo terminaremos a horario.
# Bu sorun olmayacak. #
No importará
Hiç bir sorun olmayacak.
No habrá problema.
Bir şeye ihtiyacımız olursa, sorun olmayacak.
Así tendremos todo lo que nos haga falta.
Eğer genç olsaydı, sorun olmayacak mıydı?
¿ Si hubiera sido más joven, estaria bien?
- Ben yaparım. Hiç sorun olmayacak.
¡ No, no!
- Sizi temin ederim, efendim sorun olmayacak.
- ¡ Papá! - Le aseguro, señor que no habrá problema.
Umarım mutlu sonla biter bitmezse de sorun değil belkide okuyacak bir oğlum olmayacak
Espero que acabe bien. Sino, es igual. Yo no tendré hijos para leerlo.
Seni görmekle ilgili bir sorun istemem. Guklarla da olmayacak.
Nosotros no tendremos problemas, y los amarillos tampoco.
Sorun değil, sorun değil. Yere düşen son bardak olmayacak.
No tiene que sentirlo, le serviré otra cerveza.
Herhangi bir sorun olmayacak.
Por supuesto.
Sorun değil. Hiç yumruklaşma olmayacak.
No habrá ningun puñetazos.
# Ohh # # Bu sorun olmayacak. #
No importará
Mr. ve Mrs. Buckman, bu sorun öylece yok olmayacak.
Sr. Y Sra. Buckman el problema no desaparecerá.
olmayacaksın 18
olmayacak 119
olmayacak mı 17
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sorun ne 3390
olmayacak 119
olmayacak mı 17
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun değil tatlım 17
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorunuz var mı 42
sorunun nedir 50
sorun bu mu 22
sorununuz nedir 22
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun değil tatlım 17
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorunuz var mı 42
sorunun nedir 50
sorun bu mu 22
sorununuz nedir 22