Ten geldi tradutor Espanhol
252 parallel translation
Rick'le Paris'ten geldi.
Vino de París con Rick.
"Serioja yüzyıl önce Pinsk'ten geldi..."
" El siglo del pequeño Serioja llegado de Pinsk...
En kötü haber ise Kuzey Atlantik'ten geldi.
La peor noticia llegó hace un mes del Atlántico Norte :
Paris'ten geldi.
Es de París.
Bu SHAEF'ten geldi.
Esto viene del cuartel general superior.
Bay Chardot Paris'ten geldi.
El Sr. Chardot es de París.
Ah, komiser bir kaç günlüğüne Los Angeles'ten geldi.
El teniente nos vino a visitar de Los Ángeles.
Şuna bak, Olausson. İsveç'ten geldi.
Mira esto, Olausson.
Hollanda'dan değil aslında. Norveç'ten geldi.
No, es Noruega.
Emir Brüksel'den General Ames'ten geldi.
Tenemos este de General de Ames, en Bruselas.
Arkadaşım Paris'ten geldi, köy hayatını merak ediyor.
Es de París, le gustaría conocer el campo.
İsveç'ten geldi.
Viene de Suecia.
Yönetmen harika, Paris'ten geldi.
El es de París, un director alucinante.
İyi bir test olması için Phoenix'ten geldi.
Vino desde Phoenix para hacer la prueba correctamente.
Arthur'un notları St. Joseph'ten geldi.
La documentación de Arthur de St. Joseph ha llegado.
Ablam Paris'ten geldi.
Mi hermana ha venido desde París.
- Paris'ten geldi.
Vino de París, pero no nació ahí.
Paris'ten az önce bir cevap geldi.
Yo acabo de recibir una respuesta de París.
Paris'ten az önce geldi Kardinal için sanat yapıtları satın almakla görevli.
Y le encargaron que compre cuadros para el cardenal.
Paris'ten müfettiş Janvier geldi.
- ¡ Hola, Jefe! - Nuestro colega el Inspector Janvier de Paris.
- Mobilya geldi.
- Muy bien. Ten cuidado, padre.
Dün St.Louis'ten acil bir telgraf geldi : "Hemen biraz para gönder."
Ayer, de St. Louis, un telegrama : "Envía algo de efectivo".
Perigueux'ten bir polis geldi.
Un policía de Périgueux.
Paris'ten resmi emir geldi. Bu hafta yola çıkmamız gerek.
En París dicen que debemos partir esta semana.
Aradıkları anda geldi!
Ten en cuenta que ha salido de la oficina hace un cuarto de hora, y no ha tenido ni tiempo de pensarlo.
Ondan sonra kendi kendime "Artık Quebec'ten ayrılmanın zamanı geldi." dedim.
Así que, luego de que me sucediera, entonces yo me dije. "Ya es hora de irme de Quebec."
Avrupa Kupası akşamı. Münih'ten bir sonuç geldi bile.
Hoy toca la Copa de Europa.
Schmidt'ten bir ters vuruş geldi.
Revés de Schmitt.
Paris'ten en şahane modeller yeni geldi.
Acabamos de recibir de París confecciones asombrosas.
Burada Melbourne'deki karargahlara... Başkan Roosevelt'ten size bir mesaj geldi.
El cuartel general en Melbourne recibio... un mensaje para usted del presidente Roosevelt
Benim çalışma yönetimle ilgili Paris ten buraya geldi.
Ha venido desde París para estudiar mis métodos.
Kuzenim Indianapolis'ten bugün geldi.
Necesita a alguien que le ayude.
Gotham 4'ten onay geldi.
Tenemos confirmación.
Sonra Paris'ten elinde emirle bir memur geldi.
Y ha llegado un funcionario con una orden de París.
Paris'ten "les amis du peuple" ( halkın dostları ) gazetesi geldi!
¡ El "Amigo del pueblo", llegado de París!
İnciler 100,000'e sigorta edildi, bu yüzden hırsız onları 5'ten geri satmaya kalkınca, sigorta şirketi bize geldi.
Las perlas estaban aseguradas en 100 mil. El ladrón las vendía a 5 y los del seguro acudieron a nosotros.
Detroit'ten buraya onca yolu benden bir ricada bulunmak için geldi.
Vino desde Detroit a pedirme un favor.
Bu şey Melmac'ten buraya kadar geldi.
Esta cosa vino desde de Melmac.
O Cennet'ten değil, Cehennem alevlerinin içinden geldi.
No es del cielo de donde viene, sino de las malditas llamas del infierno.
Evet. Mudson, Bradley ve Flint'ten Bayan Sullivan diye biri geldi.
La Srta. Sullivan, de Hudson, Bradley y Flint.
AIDS'ten sonra NRS geldi, sonra da UBT çıktı.
Después del SIDA vino el NRS y luego el UBT.
Oğlum Frank'ten çok ilginç haberlerle dolu bir mektup geldi.
Mi hijo Frank me escribe y me contó cosas fantasticas.
Babil 5'ten şifreli bir ileti geldi.
Llego un mensaje en codigo de Babylon 5.
Artık dostum Grga Pitic ten yardım isteme zamanı geldi.
Ahora tengo que pedirle ayuda a mi amigo Grga Pitic.
Bugün Smythe-Bates'ten haber geldi.
Estuve en Smythe Bates hoy.
Çok iyi, mükemmel oldu. Şimdi sıra duvağına geldi. Sakın kıpırdama yoksa iğneler vücuduna batar.
Perfecto... pero espera, te falta el velo... no te muevas, estás llena de alfileres ten cuidado.
Philip Morris'ten bir sürü bilimsel araştırma geldi.
He recibido un montón de documentos científicos de Philip Morris.
- Yani... Anlarsınız ya, Phyllis'ten ayrıldığımda, doğal olarak çok üzgündü ve bazı şüphelerinin peşinden koşmak konusunda çok daha kararlı hale geldi.
Cuando rompí con Phyllis, se enfadó mucho y se empeñó en disipar ciertas dudas que albergaba.
Bu, Eddie ortiz'ten az önce geldi.
Acaba de llegar esto. Es de Eddie Ortiz.
Az önce Babylon 5'ten bir mesaj geldi.
He recibido un mensaje de Babilonia 5.
Badger's Drift'ten gına geldi.
He tenido mi ración de El desvío del tejón.
geldin 84
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldiğinde 28
geldik 352
geldiniz 33
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldiğinde 28
geldik 352
geldiniz 33
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70