Uyuyamadın mı tradutor Espanhol
338 parallel translation
Uyuyamadın mı?
¿ No te encuentras bien?
- Uyuyamadın mı?
- ¿ No pudiste dormir?
Yoksa uyuyamadın mı?
¿ O tampoco podía?
Uyuyamadın mı?
¿ Tienes problemas para dormir?
Özür dilerim, geç kaldım, pek iyi uyuyamadım. Pek iyi uyuyamadın mı?
Siento llegar tarde, no dormí bien.
Uyuyamadın mı?
¿ No puede dormir?
Uyuyamadın mı?
No podías dormir.
- Uyuyamadın mı?
- ¿ No puedes dormir?
İyi uyuyamadın mı yoksa?
Dormiste mal, ¿ verdad?
İyi uyuyamadın mı?
¿ No dormiste bien?
Uyuyamadın mı?
¿ No duermes?
Uyuyamadın mı?
¿ No estas durmiendo?
Sorun ne? Uyuyamadın mı?
¿ No duermes?
Sen uyuyamadın mı?
¿ Tú no? - ¿ Yo?
- İyi uyuyamadın mı?
- ¿ No dormiste bien?
Uyuyamadın mı?
¿ No podías dormir?
- Uyuyamadın mı?
- ¿ No has dormido bien?
Uyuyamadın mı?
¿ No te habías ido a dormir?
Uyuyamadın mı?
¿ No puedes dormir?
- Uyuyamadın mı?
- No dormir mucho?
uyuyamadın mı? - Oh, tanrım!
- ¿ No puedes dormir?
Uyuyamadın mı?
No has sido capaz de dormir?
Dün gece iyi uyuyamadın mı?
¿ Has dormido bien?
- İyi uyuyamadın mı?
- No dormiste bien?
Merhaba, hayatım. - Uyuyamadın mı?
Hola, querido, ¿ no puedes dormir?
- Uyuyamadın mı?
¿ No puede dormir, ah?
Dün akşam iyi uyuyamadın mı?
¿ Recibió no basta dormir anoche?
Dün gece uyuyamadın mı?
¿ Durmió algo anoche?
İyi uyuyamadın mı?
¿ Has dormido mal?
Amerikalıların dediği gibi, içimi boşaltmadan ben de uyuyamadım.
No podía ir a dormir tampoco sin sin quitar de mi pecho una terrible carga, como dicen los americanos.
Işıkları kapattıklarında, uyuyamadığım geceler parmaklıkların ardından onları izliyordum.
Durante las noches que no podía dormir, las miraba a través de los barrotes.
Fazla telaşlısın. Sen yokken uyuyamadığımı biliyorsun.
Haces de la noche el día, y del día la noche.
Tek bildiğim, kışları odamın çok soğuk... yazları da çok sıcak olduğu ve bu yüzden uyuyamadığım.
Solo se que mi cuarto era muy frío en el invierno... y muy caliente en el verano.
Şanslısınız, ben hiç uyuyamadım.
Pues ha tenido mucha suerte, yo no he podido dormir en toda la noche.
Elbette, haklısın. Asla iyi uyku uyuyamadım.
Sí, en eso tienes razón, no podré volver a dormir.
- Uyuyamadın mı, Baba?
¿ No puedes dormir, padre?
Uyuyamadın mı oğul?
¿ No podías dormir?
Çoğu uyuyamadığım zamanlar, kendime ve Kutsal Ruh'a beni aydınlatsın diye dua ediyorum.
A menudo, muchas veces, cuando no puedo dormir, me pregunto Y suplico al Espíritu Santo que me ilumine.
Niye uyuyamadığımı anladın mı?
¿ Te sorprende que no duerma?
Gösteri güzel miydi? - Uyuyamadın mı? - Hayır, uyudum.
- ¿ Tienes insomnio?
Uyuyamadığın zaman, ellerin titremeye başlar, kafan dumanlanmaya başlar, Diyelim ki bu benim avantajım olabilir.
Y cuando no duermes, tus manos empiezan a temblar, la cabeza se te nubla, digamos que eso podría ser una ventaja para mí.
- Uyuyamadınız mı? - Gözüme uyku girmedi.
- No he dormido nada.
Ama rüyalarımızın bilinmezliğine duyduğumuz korkudan uyuyamadığımızı bildiğim için ay dedenin bizimle pek alakadar olmadığı gerçeğini saklamayacağım.
Hemos estado dando vueltas en la cama por miedo a que los sueños nos atrapen, así que no fingiré que el duende de la luna se preocupa por nosotros.
Uyuyamadın mı?
Noche de insomnio?
Yüzbaşı Hastings, uyuyamadınız mı?
- Vaya, capitán Hastings. - ¿ No puede usted dormir?
Uyuyamadım o kadar. Sabaha başparmağıma bakar mısın?
¿ Podría mirarme este pulgar por la mañana?
Uyuyamadığınız anda olanlar gibi. Olaydan olduğundan beri uyuyamadım sadece geri geliyor ve geriliyorum. O da neydi?
Como sucede cuando no duermes... no he pegado ojo desde que ocurrió y sigo reviviéndolo todo... sigo reviviéndolo.
Günaydın. Uyuyamadınız mı?
Buenos días. ¿ No habéis dormído?
- Uyuyamadın mı?
¿ No puedes dormir?
İyi uyuyamadınız mı?
No he pegado ojo, Poirot, si quiere saberlo.
Sanırım sende uyuyamadın.
Supongo que ustedes tampoco podían dormir.