English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Y ] / Yasa böyle

Yasa böyle tradutor Espanhol

153 parallel translation
Yasa böyle, beyler.
Esa es la ley caballeros
Yasa böyle.
Es la ley.
Yasa böyle.
Así dice la ley.
Yasa böyle. Pekala, hazır mıyız?
Lo dice la ley. ¿ Estamos listos?
Bir insanın, sadece tek bir ülke kimliği olur. Yasa böyle söylüyor.
Y sin él no podremos respirar.
Yasa böyle, Lawrence.
Es la ley, Lawrence.
Yasa böyle.
Así es la ley.
Hepimiz çalışmalıyız, yasa böyle!
Todos tenemos que trabajar, ¡ así es la ley!
Bay MacMillan, uygulama nasıl olursa olsun sizin de bilmeniz gerektiği gibi yasa böyle.
Sea como sea ejecutado, es el estatuto, como debería saber.
- Yasa böyle.
- Es la ley. - Eso es...
Yasa böyle!
Es la ley.
Yasa böyle der.
Esa es la ley.
Yasa böyle.
Lo dice la ley.
Otur. Annen ve babanla oturduğun bir ev yoksa yetimhaneye gidersin. Yasa böyle.
Mira, si no vives con tus papás... vas al orfanato- - es la ley.
Bir şey yapamam Kid, yasa böyle.
Es la ley. - Flores.
Yasa böyle. "Açıklık ilkesi" deniyor.
Por la ley de la "revelación completa".
Yasa böyle. "Açıklık ilkesi."
Es la ley. "Revelación completa."
- Yasa böyle.
- Siguen la ley literalmente.
Yasa böyle Bayan Warrensmith, ve en iyisi de bu.
Es la ley, la Sra. Warrensmith, y es la mejor.
- Yasa böyle.
Es la ley.
Öldürmek zorundaydılar. Yasa böyle.
Por lay, han tenido que acabar con 6L
Ponpon kızlar sporcularla çıkmak zorundadır. Yasa böyle.
Las animadoras deben salir con atletas, es La Ley.
Reese, eğer polisler tarafından takip ediliyorsan ve onlar da sana kenara çek diyorlarsa kenara çekersin. Yasa böyle! - Boş versene.
Tengo un letrero que dice "carga pesada" y puedo hacer el ruido del camión cuando ella retroceda "¡ beep, beep, beep!".
Yasa böyle efendim.
Esa es la regulación Sr.
Yasa böyle mi?
¿ Es ésa la ley?
Yasa böyle gerektiriyor.
Asi dicta la ley.
"Musa, Yasa'da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?" Yuhanna VIII
"Ahora bien, Moisés en la ley nos ordenó que fuera lapidada, pero que decís vosotros?" Juan VIII.
Mösyö, Fransa'da böyle yaratıkları doğum sırasında boğacak veya... - Kilit altında tutacak bir yasa olmalı.
Seguro que hay una ley en Francia que ordena asfixiar algo así al nacer, o encerrarlo.
Şöyle yap, yok böyle yap, yok şöyle yaşa.
Diciéndome qué hacer, cómo hacerlo y cómo vivir. ¡ Estoy harto de eso!
Diyelim ki, Siyam'da böyle bir yasa var ve biz uygulamak istemiyoruz.
Imagine que hay una ley así en Siam y que no la queremos así.
Biliyor musun, Komiser, bana öyle geliyor ki, şöyle ya da böyle, yasa değiştirilmeli.
Ya sabe, Teniente, me parece que, de alguna manera u otra, la ley debe cambiarse.
Böyle yardım edemem ama yasa suçlu olduğumu söylüyor.
No puedo evitar ser como soy, pero la ley me llama criminal.
Böyle bir yasa çıkana kadar ben bu uygulamaya devam edeceğim.
Y hasta que la haya, pienso seguir haciéndolo.
Ben vali oluğum zaman, böyle lanet soytarıların, özel mülkiyet üzerinde uçmalarını engelleyecek bir yasa çıkaracağım.
Cuando sea electo gobernador dictare una ley que prohíba volar Sobre propiedad privada
Böyle matbu mektuplara karşı bir yasa olmalı.
Debería haber una ley contra las cartas de formulario.
Böyle yerlerde nasıl bir yasa vardır?
¿ Qué ley puede haber en lugares como éste?
Sence böyle saygıdeğer bir yaşa erişip parasını aşırmak zorunda olmayan biri nerede yaşayabilir?
- ¿ Dónde se puede vivir cuando se alcanza una edad tan respetable y no se repara en gastos?
Evet, ee... artık öldükleri için taşındılar... yani taşınmışlardı... çünkü... aslında annem hep,'Fisher lsland'da yaşa ama mezarın Palm Beach'te olsun'Florida'nın tadı böyle çıkar'derdi.
¡ Oh! Sí... ahora... que están muertos. Se trasladaron... los trasladaron... porque... pues... mi mamá siempre decía :
Böyle şeyleri önleyen bir yasa yok mu?
¿ No hay abogados en contra de esta clase de cosas?
Böyle yasa dışı psikoterapik maddeler kullanmak... bence kızımız için iyi bir örnek.
Creo que usar sustancias sicotrópicas ilegales... es un ejemplo muy positivo para nuestra hija.
Eğer böyle bir yasa geçmezse sistemi çok kötü etkiler.
Si este tipo de cosas algún día se ilegalizan sería un terreno resbaladizo.
Sence böyle saygıdeğer bir yaşa erişip parasını aşırmak zorunda olmayan biri nerede yaşayabilir?
Donde puede vivir alguien que ha alcanzado una edad venerable y que puede derrochar su dinero.
Banana Splits'i öldüren uçak kazasından sonra ilk kez insanlar böyle bir yasa boğuldu Krusty yüzünden.
El retiro de Krusty el Payaso ha provocado un torrente de angustia que no se había visto desde el accidente del avión que mató a los Banana Splits.
Eğer böyle vahşi oyunlar oynamak istiyorsan gidip aslanlarla yaşa.
si, Token, si quieres jugar esos juegos salvajes te sugieron que vivas con los leones.
Baba, seni burada böyle tek başına bırakmayacağım. Gelip benimle yaşa.
¡ Padre, no le dejaré solo!
böyle bir yasa yok. Çok güzel.
Maravilloso.
Hiçbir şey öğrenemeden bu yaşa nasıl geldin sen böyle?
¿ Cómo puedes ser tan vieja sin saber hacer nada?
Bundan böyle, istediğin gibi yaşa.
De ahora en adelante, vive como desees.
- Yasa bunu böyle görmüyor. - Ben görüyorum.
- La ley no lo ve así.
Böyle davranmak yanlış, ve yasa dışı gibi geliyor bana.
Esto no está bien. Es prepotente.
Bundan böyle kazandığı bu büyük zaferle onurlandırılacak! Çok yaşa ejderha avcısı!
¡ Debe ser honrado largamente por su victoria!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]