Yemek zamanı tradutor Espanhol
1,880 parallel translation
İkinci yemek zamanı.
gente hora del segundo plato.
Yemek zamanı, Z.
Hora de almorzar, Z.
Son sınıflar, yemek zamanı!
Oigan, estudiantes, es hora del almuerzo.
Babam yemek zamanı konusunda çok fazla titizdir.
A mi padre le gusta la puntualidad en las comidas.
Bu daha aperatifti. Şimdi ana yemek zamanı.
Eso solo fue un aperitivo, es hora del plato principal.
Yemek zamanı olduğunu anlaması için meme ucuyla dudağını gıdıkla.
Prueba haciéndole cosquillas en el labio con el pezón para hacerle saber que es tiempo de comer.
Yemek zamanı geldi.
Es hora de servir la cena.
- Yemek zamanı.
Hora de comer. Oh!
Bu kadar filozofi yeter. Yemek zamanı!
Suficiente filosofía.
Yemek zamanı.
Cena.
Yemek zamanı.
La cena está servida.
Ne zaman yemek yiyeceğiz?
¿ Y a qué hora comemos?
Sen benim onlar gibi şık masalarda yemek yediğimi ne zaman gördün bakayım?
Mucho gusto en conocerlo.
En son ne zaman yemek yedin?
¿ Cuándo fue la última vez que comiste algo?
Yemek yapmayı ne zaman öğrendin?
¿ Cuándo aprendiste a hacer todo esto?
Çorba yemek uzun zaman alır.
La sopa llevaría un largo tiempo.
Yemek yiyemiyordum, uyuyamıyordum, her zaman bebeğim için endişelenip, duruyordum.
No podía comer, no podía dormir estaba siempre preocupada por el bebé.
Sizler için yemek hazırlamak benim için her zaman zevktir.
Siempre es un placer cocinar para ustedes.
Yemek için çok zamanım yok.
No tengo mucho tiempo para comer.
Her zaman İtalyaya bir yemek pişirme turu yapmak isterdi..
Su sueño es hacer un tour culinario por Italia.
Bilirsin, bu bir ton balıklı makarna, çünkü lezzetli ve kolay, çünkü ne zaman benim için bir yemek yapsan, Sonuç kısmını gerçekten dört gözle bekliyorum. Sen biliyor musun?
Es la gracia del revuelto de pasta y atún, que es delicioso y fácil porque cuando cocinan para uno lo importante es tener deseos de probar el resultado.
Eğer konu yemek pişirmek ya da çimleri biçmek ise o zaman evli insanları dinlemelisin.
- Sí. Si te interesa la cocina o cortar el césped, entonces escucha a los casados.
Ben yaptığım zaman bir yemek masasını zorla işletebildim.
Cuando yo me dedicaba a los negocios... apenas podía traer comida a la mesa.
Öncelikle, yemek molamdayım, yani benim zamanım.
Primero, estoy en mi pausa, el tiempo es mío.
O zaman bu yemek ikimiz için de iyi olacak.
Entonces será un deleite para ambos.
Peki o zaman sana yemek ısmarlayayım?
¿ Qué tal si te invito a almorzar?
Yemek zamanı Tracy.
- A almorzar, Tracy.
Ben strese girdiğim zaman, iyi bir yemek ve sohbetin, rahatlatma etkisi yarattığını keşfettim.
Sé que mudarse es estresante, y sé que, cuando estoy estresado, la buena comida y la compañía son reconfortantes.
Benim için istediğin zaman yemek yapabilirsin.
Puedes cocinar para mí cuando quieras.
Yemek molası sonra! Şimdi kaçma zamanı!
Almorzaremos más tarde.
Annenle baban, sofraya bir tabak yemek koyamadığı zaman bana güvenmeleri kolay tabi.
Pueden contar conmigo... cuando tu padre no podía darles de comer.
En son ne zaman yemek yaptın?
¿ Cuándo fue la última vez que cocinaste?
En son ne zaman adam gibi yemek yedin delikanlı?
¿ Cuándo fue la última vez que comiste algo, jovencito?
O zaman lanet olasıca Bambi ile yemek yediğini düşün, Lloyd, ama gülümse
Pretende que estás comiendo con el maldito Bambi, pero sonríe.
Yemek ne zaman gelir?
¿ Cuándo servirán la comida?
Uzayda bizim kadar fazla zaman geçirirsen,.. ... pek fazla taze yemek bulamazsın.
Cuando pasas tanto tiempo en el espacio como nosotros no consigues mucha comida fresca.
Yemek servisi ne zaman? Açlıktan öldüm burada.
¿ Cuándo servirán la comida?
İşte şu an, onların yemek için savunmaya ara verme zamanı.
Bueno, ahora es cuando salen a comer.
- bazı adamlar, buna karşı hissizleşir. - Bekle, bu delilik. O zaman tekrardan, yemek biletini öldürmek bir şey.
Por otra parte, matar su ticket de comida es una cosa... matar a su novia... eso es otra.
Bak, her zaman ne yemek istedin ama çok aşırı olduğu için yiyemedin?
¿ Qué es lo que siempre quisiste comer y no comías porque era ridículamente decadente?
Yemek parasını kim kazanacak o zaman?
¿ Y quién va a conseguir tu comida?
O zaman bu birlikte yemek yiyebiliriz demek oluyor, değil mi?
Bueno, entonces significa que tú y yo podemos cenar, ¿ no?
Şimdi ve yemek arasındaki zaman içinde büyümeyecek.
Bueno, él no va a crecer entre ahora y la cena
Bak, eğer zamanın sıkışıksa yine de birlikte yemek yiyebiliriz ve sen de toplantıyı halledebilirsin.
Mira, si vas justo de tiempo podemos seguir comiendo juntos, y puedes asistir a la reunión.
Bu çok bariz. O zaman neden eve yemek getirdin?
¿ Entonces por qué has traído marisco?
O zaman diğer hatta beklettiğim daha ucuz olan yemek şirketiyle konuşacağım.
Bueno, entonces supongo que tendré que quedarme con el servicio de catering más barato que tengo esperando en la línea dos.
Bir sistemim var. Sorun şu, yemek kursu için ya da Lupa'da akşam yemeği için vaktin olmadığını ne zaman söylesem çıldırıyor. SABAH
La cosa es que... ella se enoja cuando le digo que obviamente no tienes tiempo para una clase de cocina o cena en Lupa...
Görev sırasında, sıkıntı ve gerilim kadar aynı ölçüde,... yemek, sinirleri gevşetmenin ve zaman geçirmenin iyi yoludur.
en un trabajo que tiene iguales partes de aburrimiento y tensión... comer es una forma de pasar el tiempo y calmar nervios.
Yemek yemediğin zaman ne kadar huysuz olduğunu biliyorum.
Sé lo malhumorada que te pones si no tienes comida.
O zaman bana bir şeyler ver, içki, yemek.
Así que consígueme para beber, para comer.
yemek ne zaman?
¿ Qué hay de cena?
zamanı 41
zamanında 22
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zamanımız azalıyor 34
zamanım var 22
zamanın var 16
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanında 22
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zamanımız azalıyor 34
zamanım var 22
zamanın var 16
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı geldi 236
zamanı gelince 71
zamanı geldiğinde 69
zamanımız bol 17
zamanınızı boşa harcıyorsunuz 17
zamanımız var 51
zamanı gelmişti 93
zamanın doldu 28
zamanımız yok 144
zamanımız kalmadı 32
zamanı gelince 71
zamanı geldiğinde 69
zamanımız bol 17
zamanınızı boşa harcıyorsunuz 17
zamanımız var 51
zamanı gelmişti 93
zamanın doldu 28
zamanımız yok 144
zamanımız kalmadı 32
zamanını harcıyorsun 17
zamanı değil 16
yemek 460
yemek yedin mi 94
yemek yiyorum 23
yemek yiyelim 57
yemekte ne var 69
yemekler 27
yemek yiyeceğiz 21
yemek yok 35
zamanı değil 16
yemek 460
yemek yedin mi 94
yemek yiyorum 23
yemek yiyelim 57
yemekte ne var 69
yemekler 27
yemek yiyeceğiz 21
yemek yok 35