English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Z ] / Zaman geldi

Zaman geldi tradutor Espanhol

11,726 parallel translation
Bizce Andrew için doğru zaman geldi.
Bueno, creemos que es el momento adecuado para Andrew.
- Zaman geldi asker!
¡ Hora de moverse, soldado!
Yine o zaman geldi.
Otra vez ese momento.
- Bak, barışmanın zamanı geldi.
Mira, es hora de que dejemos los rencores.
Sanırım gerçekten yapmamın zamanı geldi.
Creo que es hora de que lo haga.
Bir yüzü, bir ismi var ve Star City'dekilerin onun hakkındaki gerçeği öğrenme zamanı geldi.
Tiene una cara, tiene un nombre, y creo que ya es hora de que la gente de Star City sepa la verdad sobre quién es.
Aynısını ona sunmanın zamanı geldi.
Sugiero que le devolvamos el favor.
- O zaman da geldi.
Ese tiempo ha llegado.
Sanırım çocuk bakma zamanımız geldi. Selam kızlar.
Supongo que nos toca hacer de niñeras.
Uyanmanın ve uzun zaman önce bize vadedilmiş dünyayı ele geçirmenin zamanı geldi.
Es hora de despertar y apoderarnos del mundo que se nos prometió hace tanto tiempo.
Dehşet Hasadı'mızın zamanı geldi.
Es tiempo de que nuestra cosecha del terror empiece.
Evet, zamanı geldi!
ahora es el momento.
Bizim zamanımız geldi.
Este es nuestro momento.
Zamanı geldi.
Es hora.
Yani zamanın geldi.
Así que ha llegado su hora.
Kokteyl zamanı geldi.
Tiempo para tomar un cóctel.
Kendini daha fazla hırpalayamazsın, devam etmenin zamanı geldi.
No puedes castigarte más a ti mismo. Es hora de seguir adelante.
Zamanı geldi.
Ya es hora.
Satranç öğretme zamanı geldi bence.
Sí, supongo que es hora para enseñarle una partida de ajedrez.
Millet, gitme zamanımız geldi.
Todo el mundo, es hora de que nos vayamos.
Gitme zamanınız geldi. Sizlere kabile şefi olmak benim için bir onurdu.
Ha sido un honor servir como jefe de la tribu.
Pekâlâ, yemek zamanı geldi.
De acuerdo... tiempo de comer.
Uyanmanın ve uzun zaman önce bize vadedilmiş dünyayı ele geçirmenin zamanı geldi.
Es tiempo de despertar y apoderarse del mundo que se nos prometió hace tiempo.
Dehşet Hasadı'mızın zamanı geldi. Ayağa kalkıp zafer kazanacağız.
Es tiempo de nuestra cosecha del terror, nuestro momento de salir y conquistar.
Gitme zamanın geldi.
Es hora de que te vayas.
Böyle hoş şeylere alışmanın zamanı geldi.
Es hora de que empieces a acostumbrarte a cosas buenas.
Ayağa kalkma zamanı geldi.
Es hora de ponerte de nuevo en pie.
Pekala millet, çıkarma zamanı geldi.
Muy bien, gente, vamos a sacar esto de aquí.
Artık dinlenme zamanın geldi.
Pero ahora puede descansar.
Kulaklık zamanı geldi.
Auriculares que es.
Ustanın sihrini gösterme zamanı geldi.
Es hora de que el maestro haga su magia.
Dokunma zamanı geldi!
¡ Es hora de ponerse toquetón!
Tamam Sinestro, Adalet Lideri'nin temizlenmesinin zamanı geldi. Heh-heh-heh.
Muy bien, Siniestro, hora de recuperar a la Liga de la Justicia.
O halde bir başka seçim için zamanı geldi.
Entonces será hora para otra elección.
Bana yardım etmek için şu zamanı seçmiş olman garip geldi.
Solo parece raro que esta sea la vez que estás intentando ayudarme.
Tüm bunlarda sonra kardeşine bir iyilik yapma zamanı geldi.
Es el momento de hacer a tu hermano ese favor, después de todo.
Yine de başka bir yerde iş aramaya başlamanın zamanı geldi sanırım.
Aún así, creo que es hora de empezar a buscar otro lugar para trabajar.
Mola vermenin zamanı geldi diye düşündüm.
Pensé que una pausa estaría bien.
Tekrar aile olmamızın zamanı geldi.
Es hora de volver a ser una familia.
Her şeyi öğrenme zamanın geldi, Kara.
Es hora de que lo sepas todo, Kara.
Bence ondan kira almaya başlamamızın zamanı geldi.
Creo que es hora de que le cobremos un alquiler.
Biliyorum bu kolay olmayacak, ama zamanı geldi. - Evet.
Sí.
- Bizim zamanımız geldi.
Hey, esto es nuestro tiempo
Dehşet Hasadı'mızın başlama zamanı geldi.
Es hora de que nuestra Cosecha del Terror comience.
İşe yarama zamanın geldi.
Es hora de hacer algo útil.
Bence tekrar pazarlık yapma zamanı geldi.
A lo que me refería, es que es el momento de renegociar.
Bence zamanı geldi, öyle değil mi?
Y creo que ha llegado el momento, ¿ tú no?
- Ne yazık ki artık veda zamanı geldi.
Pero me temo que aquí es donde nos despedimos.
Bugün buraya yarış kazanmaya geldi ve Lorenzo da üçüncü olursa o zaman birinci sınıftaki en genç şampiyon o olacak.
Si ganaba hoy la carrera y Lorenzo quedaba tercero, sería el campeón del mundo más joven en la categoría reina.
Ayaklarının üstünde durma zamanı geldi artık, oğlum.
Es hora de ponerse en pie, hijo.
İşte zamanı geldi.
Está aquí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]