Zamanini tradutor Espanhol
24 parallel translation
Onlarin da zamanini caldim.
Tambien perdieron tiempo.
Afrika zamanini Avrupa zamaniyla, hatta Asya zamaniyla karsilastiriyordu.
Comparaba el tiempo africano con el europeo, y también con el tiempo asiático.
Babacik zamanini harcamamali.
Papi no debería perder su tiempo.
Senin zamanini belirler.
Te mantiene en el tiempo.
Barbara'yi atlatmak ne kadar zamanini aldi?
Cuanto tiempo tardó en olvidar a Barbara? Un par de años
Tatile cikmayi planliyorsun, ama zamanini bilmiyorsun, oyle mi?
¿ Me dice que planea hacer vacaciones pero no sabe cuándo?
Beni bu gösterinin ikinci yarisindan kurtarabilir misin? ucuncu lig'de zamanini doldurdugunu söyluyorum sadece.
Todo lo que digo es que has cumplido una etapa en la liga de granjas.
- Bence zamanini bosa harcama.
En serio, no pierdas tu tiempo.
Zamanini nerelerde geçirdin, Big Anton?
Cuando lo hizo el ISPA y el castigo?
Onerva. Tüm zamanini kendine ayiriyor.
Onerva, las cosas tienden a salir por sí mismas.
Gönderme zamanini iste. Baskidan yeni çikmis olmali.
La hora del envío debe ser recién salido del horno.
Gabe'in zamanini çalmaktansa, bu durumu ona da söylesen daha iyi olmaz mi?
¿ No crees que es mejor decirle la verdad ahora, ya sabes, en vez de malgastar más de su tiempo?
Zamanini harcama adam geldi artik.
Es una pérdida de tiempo, él está aquí ahora.
Zamanini Bellevue'yle harcama.
No pierdas tu tiempo con Bellevue.
Zamanini bosa harciyorsun.
Estás perdiendo el tiempo.
Biliyorsun asilan adam icin ne diyorlar. Tum zamanini sicmakla gecir
Dicen que un hombre a ser colgado se caga el 100 % de las veces.
Biz yeriyle zamanini söyleriz.
Diremos cuándo y dónde.
Zamanini bosa harciyorsun Gargamel.
Usted está perdiendo su tiempo Gargamel.
Aleksandra, fazla zamanini almayacagim.
Aleksandra, no quería robarte tu tiempo.
Savcilik hapishanede yer isgal etmeni veya bu durumda sistemi tikayip onlardan gerçek suçlulari yargilama zamanini çalmani istemiyor.
El fiscal no quiere que te pudras en la cárcel o este caso atascando el sistema, apartándoles de casos reales de criminales.
Seni buraya göndererek zamanini heba etmis.
Te hizo perder el tiempo enviándote aquí.
Birinin ölüm zamanini önceden bilmek bir lükstür. Ve bunun için hazirlikli olmak.
Es un privilegio saber el momento de la muerte por adelantado y poder prepararse.
Duymustum da zamanini bilmiyordum.
Algo oí, pero no sabía cuándo.
Hayatïm, niye zamanïnï harcïyorsun?
¿ Por qué pierdes el tiempo conmigo?
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanınızı boşa harcıyorsunuz 17
zamanını harcıyorsun 17
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanınızı boşa harcıyorsunuz 17
zamanını harcıyorsun 17
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanımız azalıyor 34
zamanın var 16
zamanım var 22
zaman geldi 92
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanımız azalıyor 34
zamanın var 16
zamanım var 22
zaman geldi 92
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18