Zamanki tradutor Espanhol
11,202 parallel translation
Tolliver'ın kaybolduğu gece nöbetimiz her zamanki gibi sıkıydı ve belgeler bunu kanıtlıyor.
La noche que Tolliver desapareció, nuestro pequeño barco funcionaba tan firme como de costumbre, y tengo documentación para probarlo.
O zamanki nişanlım Kanadalı bir ordu subayıydı.
Mi prometido en aquella época era un oficial del ejército canadiense.
- Hani çok çok sarhoş olup uykunda kustuğun zamanki gibi.
Es como cuando te emborrachas un montón y vomitas mientras duermes.
Onu her zamanki gibi feribot iskelesine götürdüm.
Lo llevé, como de costumbre, a la salida del ferry.
Her zamanki tipin değil.
¿ No es su tipo habitual
- Gerçi sen de her zamanki Liv değilsin değil mi?
Pero, usted sabe, usted no es el habitual Liv, ¿ verdad?
O zamanki hislerim değişmedi.
Porque todavía mantengo los mismos sentimientos de los que hablé un día.
Beni evimden atan o zamanki karıma dedim ki seninle ben daha çocukken bebeğimizin olması bir hataydı dedim.
Lo que le dije a mi esposa de entonces, que me estaba echando de mi casa, fue que el que tú y yo hayamos tenido un bebé cuando éramos chicos fue un error.
Demi Moore'un 50 yaşına geldiği zamanki halinden daha kötü hissediyorum.
Probablemente me siento peor que Demi Moore cuando cumplió 50 años.
Bu sefer, her zamanki kadar iğrenç değil.
Esto no es tan asqueroso como de costumbre.
Uh... her zamanki gibi kibar ve misafirperver, ama şöyle iki dakika mutfağa gittim, derken yumruklarından birini yedi.
Educado y acogedor, como siempre, pero cuando entré en la cocina un momento, empezó a tener uno de sus ataques.
ve o akşam geç saatlerde, radyoya geri döndük, her zamanki gibi uzunca konuştuk. çünkü böyle göründüğümü düşündü.
Y más tarde esa noche, volvimos por la radio, hablando toda la noche como siempre porque creía que tenía este aspecto.
Yine her zamanki gibi doyumsuzsundur, umarım?
¿ Tan insaciable como siempre, espero?
Her zamanki gibi.
Típico.
Felix dairenin en düzenli parçası, ve her zamanki gibi o gece de...
Felix Andig. Es habitual, parte del círculo de Drescher, y él estará aquí esta noche disfrutando su usual...
- Her zamanki gibi aile kavgasi.
- Una buena disputa familiar.
Her zamanki iş sorunları.
Estaré contigo en un momento. Problemas típicos del trabajo.
Her zamanki gibi ne yaptığımı sor ve ben de yapamadıklarımı sana anlatayım.
Como siempre, preguntas que haría y te diré lo que no haría.
Yanmak sıcaklık verir... Nehirden geldiğim zamanki gibi üşüyorum.
El fuego es caliente siento frío como cuando vengo del río.
Yani her zamanki şeyler. Oradaysan bir işaret ver.
Así que, lo de siempre... si estás por ahí, dame un toque.
Yarıştaki tek petrolle çalışan araçta..... problemlerimin çözümünü keşfettim. Her zamanki gibi, daha fazla güçle.
A bordo del único vehículo de gasolina en la carrera había descubierto que la solución a mis problemas era, como siempre, más poder.
Bikini bölgeni mum ile alabileceğini söylediğin zamanki gibi olmasın yine.
¿ Esto no es como la vez que nos dijiste que podías depilarte la zona del bikini con una vela?
Her zamanki gibi Shinshuku Kafede pilavlı omlet yiyorum.
Comiendo una tortilla de arroz en la Cocina de Shinshuko como siempre.
Empire her zamanki gibi güçlü.
Empire es tan fuerte como siempre ha sido.
Bu yüzden her zamanki fiyatınızın yarısı kadarına yapacaksınız.
Por eso lo vais a hacer por la mitad de vuestra tarifa habitual.
Her zamanki gibi.
Así típico.
- Evet. İşte bu, her zamanki Jake Holt şakalaşması, yine burada.
Ahí está, la clásica broma Jake Holt, no se puede contener uno la risa.
Her zamanki lokantalardan işte.
Parece que su cuchara de grasa promedio.
Her zamanki gibi sessiz.
Silencioso, igual que siempre.
Su aerobiği deneyip boynumu kırdığım zamanki gibi.
Como aquella vez que probé el aerobic acuático y me rompí el cuello.
Johnny'nin Scrubbing Bubbles'ı püskürtüp de tertemiz dediği zamanki gibi de değil.
No como cuando Johnny rocía Scrubbing Bubbles y dice estar limpio.
Dostum her zamanki gibi yakacaksın onları bak.
Amigo, vas a quemar las tuyas, como siempre.
Her zamanki gibi yine çakılacağız.
No estrellarás, como siempre.
Her zamanki gibi fevri.
Impulsivo como siempre.
- Her zamanki gibi çok özgündün Drew.
- Siempre tan original, Drew.
Ne güzel. Her zamanki gibi omzundan at böyle.
No hagas caso, como siempre.
Her zamanki gibi mi?
¿ Como siempre?
Her zamanki gibi zamanlama muhteşem.
En el momento perfecto como siempre.
Tıpkı Karayipler ya da duşumuzun bozulduğu zamanki gibi ateşliydi yani. Siz ikiniz neyi kutluyorsunuz?
Como el Caribe o nuestra ducha aquella vez. ¿ Qué están celebrando?
Talimatlar her zamanki yerinde.
Las instrucciones están en el lugar de siempre.
Kimi kandırıyorum, her zamanki gibi Doçent Brodfard Gilroy'un çalışmasını seçecekler.
¿ A quién engaño? Van a elegir el material del profesor adjunto Brodfard Gilroy, como siempre.
# Silahım dolu ve ıslak Her zamanki gibi #
Mi pistola dispara algo húmedo No es sorpresa
Kaç! Her zamanki gibi kaç bakalım.
Corre como siempre.
Her zamanki gibi.
Como siempre.
Her zamanki gibi siz ikiniz çok iyi görünüyordunuz.
Como siempre, ustedes dos lucían muy confiables.
Sanırım o zamanki davranışım yüzünden şimdi cezalandırılıyorum.
Parece que estoy siendo castigado por las acciones que hice en la secundaria.
Ama işte en sonunda her zamanki gibi bir şeyler rast gitmiyor.
Pero al final... las cosas siempre encontraban una manera de no funcionar.
- Belki de her zamanki Meksika'ydı.
Hasta el mismo México.
Ve her zamanki gibi zayıfsın.
Sí, eres tan débil como siempre.
- Burası benim her zamanki mekanım.
Es mi lugar habitual.
Bu o zamanki içecek.
Es la misma marca.
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanımız azalıyor 34
zamanın var 16
zamanım var 22
zaman geldi 92
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanı geldi 236
zamanı gelince 71
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanımız azalıyor 34
zamanın var 16
zamanım var 22
zaman geldi 92
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanı geldi 236
zamanı gelince 71
zamanını boşa harcıyorsun 43