Zamanlarda tradutor Espanhol
16,946 parallel translation
Ama son zamanlarda...
Pero últimamente...
- Evet, son zamanlarda.
- Sí, últimamente.
Hacker olduğum zamanlarda takımımla aram taş gibiydi ve aynı kıtada bile değildik.
Cuando era hacker, mi equipo y yo, estábamos unidos... y no estábamos en el mismo continente.
Son zamanlarda fazla etrafta bulunmadığını fark ettim.
He notado que últimamente no has estado mucho por aquí.
Ayrıca bu gergin zamanlarda hali hazırda düşündüğümüz bir stres yönetimi planımız var.
También implementamos un plan para controlar el estrés en esta época de transición.
Anlayabileceğin üzere son zamanlarda zoolojiye merak saldım.
Como se puede decir, he desarrollado un interés en zoología en los últimos tiempos.
Şu zamanlarda bu illegal.
Ilegal en la actualidad.
Son zamanlarda bu tarz bir tehdit aldınız mı?
¿ Ha recibido alguna amenaza como esa?
Ancak son zamanlarda bir ortağın ne demek olduğunu anlayabildim.
Fue sólo recientemente cuando realmente entendí lo que es un compañero.
Kimsenin ne olduğunu bilmediği zamanlarda gördük onları.
Las vimos antes de que supieran que estaba pasando.
Efendim, tehditler hakkında konuşacaksak son zamanlarda daha çok sizinle ilgilenmek zorunda kaldık.
Señora... por lo que las amenazas van, hemos estado mucho más ocupados con usted últimamente.
Açıkçası son zamanlarda işler pek iyi gitmiyor.
Ya, honestamente... el trabajo no ha sido una maravilla últimamente.
Uzak Doğu'dan gelen ithal ürünlerle sıkı bir rekabet içindeydi ve son zamanlarda çalışanlarının 4'te 1'ini işten çıkarmak zorunda kalmıştı.
Se enfrentaba a una dura competencia de las importaciones del Lejano Oriente y recientemente tuvo que despedir a una cuarta parte de sus trabajadores.
Bay Bryden'e son zamanlarda düşünceli olduğunu söylediğini duymuştum.
La escuché decirle al Sr. Bryden que últimamente él estaba de mal humor.
Arasıra beni yanlış zamanlarda yakalıyor, hepsi bu.
Solo toma el camino equivocado de vez en cuando, es todo.
Son zamanlarda biraz düşünceli olduğunuzu söylediği rapor edilmiş.
Nos informaron que ella dijo que últimamente usted estaba malhumorado.
Bu gibi zamanlarda bütün yollar kapandığında insanların neden dua ettiğini anlıyorum.
En momentos como este cuando no hay un camino definido... es cuando entiendo por qué reza la gente.
Sır olarak kalmadığı zamanlarda bilmece gibi konuşuyorsun.
Cuando no me guardas secretos, hablas con acertijos.
Evet, son zamanlarda herkes bize böyle diyor.
Sí, así es como todo el mundo nos llama últimamente.
Sadece haklı olduğumu bildiğin zamanlarda kızgın oluyorsun.
Solo te enfadas así cuando sabes que tengo razón.
Eski Tanrıların şarkılar söylediği zamanlarda sadece sen ve ben vardık.
Remontándonos a los tiempos en que los Antiguos Dioses cantaban. Y solo estabas tú y solo estaba yo.
Son zamanlarda seni düşünüyordum, seni ve beni.
Últimamente he estado pensando en ti, en nosotros.
- Senin mutlu olduğun zamanlarda yani.
Cuando tú eras feliz, dirás.
Son zamanlarda yemek yapmakla kafayı bozdun canım.
- Me parece meditativo.
Son zamanlarda henüz öğrenmem gereken birçok şeyin olduğunu fark ettim, kabul ediyorum.
Acabo de descubrir que todavía tengo mucho que aprender, lo admito.
Canavar'ın görüldüğünü söylediğin tüm o zamanlarda...
Todos esos momentos tu dices que la Bestia apareció?
O zamanlarda neredeydin?
¿ Dónde estaban ustedes todas esas veces?
Yayın yapıldığını söylediğin tüm o zamanlarda...
Todas las veces que tu dijiste que había transmisiones...
Son zamanlarda bunu çok düşünüyordum.
Últimamente he estado pensando mucho acerca de esto.
Genç adaylarin % 89'unun son zamanlarda yapilan arastirmalarda ekonomik düsüsün hayat planlarini beklemeye aldigini söyledigini biliyor muydun?
¿ Sabes que el 89 por ciento de los jóvenes que hemos encuestado dicen que el derrumbe económico les ha obligado a poner en pausa sus planes de vida?
Merak ediyordum da acaba buradan son zamanlarda birisi koyu gri bir arazi aracı satın aldı mı?
Me preguntaba si alguien en los últimos días ha traído al taller un todoterreno gris oscuro.
Açıkçası, son zamanlarda Mona'nın ne yaptığını bilmiyorum.
Honestamente, no sé en qué ha estado metida Mona últimamente.
- Son zamanlarda galibiyetle mağlubiyeti ayırt edemiyorum.
Y últimamente, no me sale nada bien. ¿ Qué quieres decir?
Son zamanlarda elinizden alınan servetin farkındayım.
Estoy al tanto de su reciente cambio de suerte.
Geçmiş zamanlarda, Japon insanları her şeyde tanrılarını buldular.
Hace mucho tiempo, las personas de Japón encontraban sus dioses en todas las cosas.
Ama son zamanlarda ben böyle bir insan mıyım diye soruyorum kendime. Bir adamı küçük kızını öldürmekle tehdit ettim. Sonra da babama çektiğimi fark ettim.
Speedy, pero me he estado preguntando si realmente esto es lo que quiero ser, luego amenacé con matar a una niña y me di cuenta de que soy la hija de mi padre, así que pensé en Laurel
Oliver, son zamanlarda dikkat ettiysen tam tersi bir durum söz konusuydu.
Oliver, no sé si te habrás dado cuenta, pero últimamente ha sido al revés, viejo.
Eski zamanlarda Ellerinde hiç porno yoktu
# Hace tiempo, cuando # # No tenían pornografía #
Hatta çalıştığımız zamanlarda bile çok zaman geçirdik. Anlamıyorum...
Aun más del que pasaba cuando trabajaba.
Son zamanlarda aramızda sorunlar var bir terapistle görüşüyoruz.
Nuestro matrimonio estuvo en el aire por un tiempo. Hemos consultado a un terapeuta.
Benjamin Franklin'in çıraklığını yaptığım zamanlarda.
Fue durante mi aprendizaje a Benjamin Franklin.
Çünkü son zamanlarda çok garip davranıyorsun ve şimdi de ağlıyorsun.
Porque has estado actuando muy raro y ahora estás llorando, y...
Çok badireler atlattı son zamanlarda ve başka bir yük kaldıramaz.
Últimamente ha pasado por cosas terribles y no necesita que le molesten.
Yok, buralar epey sakindi son zamanlarda.
Entiendo. Sí, bueno, por aquí está muy tranquilo.
Eski zamanlarda denizciler denizayılarını denizkızı zannediyormuş.
Antiguamente, los marineros creían que los manatíes eran sirenas.
Böyle zamanlarda, bunu sormak kolaydır :
En momentos como este, es fácil preguntarnos...
Ancak ben olsam beklenmedik zamanlarda ortaya çıkan ve eleme sürecini bir şekilde aşmayı başaran iki kaçık olmaları ihtimalini elemezdim.
No descartaría la posibilidad de que fueran una pareja del tipo de lunáticos que salen de la nada y que nuestros vigilantes hayan permitido que les tomen en pelo.
Ama son zamanlarda koşmak benim tek yaptığım şey olup çıktı.
Últimamente, para mí, se siente como si correr es todo lo que he estado haciendo.
Haberim olmayan cihazlarda ve zamanlarda giriş yapılmış.
Hay entradas en horas y máquinas que no reconozco.
Işık ülkesi olduğu zamanlarda Japonya'yı hiç bilmiyordum ama şu an olduğu kadar karanlık olduğunu hayal dahi edemezdim.
No conocí Japón cuando era una tierra de luz pero nunca lo conocí tan oscuro como lo es ahora.
- Mutlu olduğun zamanlarda.
Cuando éramos felices.
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanımız azalıyor 34
zamanın var 16
zamanım var 22
zaman geldi 92
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanı geldi 236
zamanı gelince 71
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanımız azalıyor 34
zamanın var 16
zamanım var 22
zaman geldi 92
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanı geldi 236
zamanı gelince 71
zamanını boşa harcıyorsun 43