English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Z ] / Zamanlayıcı

Zamanlayıcı tradutor Espanhol

516 parallel translation
eski zamanlayıcı.
- Hola, viejo.
eski zamanlayıcı.
Adiós, ancianita.
Seni yakaladılar mı eski zamanlayıcı?
- ¿ Te dieron, viejo? - Sólo es un rasguño.
arabacın berbat bir zamanlayıcı.
Su cochero tiene un atroz sentido de la oportunidad.
Burada, zamanlayıcı ve ateşleme mekanizması bulunuyor.
Ése es el cronómetro y la ignición.
Zamanlayıcı.
Tiempo.
Ya da bir zamanlayıcıyla.
O por un detonador.
Zamanlayıcıya varmadan önce bunların hepsinin devre dışı bırakılması gerek.
Todos deben ser desconectados antes de llegar al reloj.
Zamanlayıcı devre bunun altında olmalı.
El mecanismo de tiempo debería estar detrás.
Bu zamanlayıcı.
Y el cronómetro.
Sen teli çektikten sonra,... onu zamanlayıcıya bağlayacağız, ayarlayacağız, sonra da patlayacak.
Una vez tirado el cable se conecta, se empalma al cronómetro, se fija y explota.
Eğer patlayıcının zamanlayıcısını kurma şansına sahip olsalardı.
Sólo si tuvieron la oportunidad de iniciar el temporizador.
"Ana yok etme zamanlayıcısı, ATAC muhafazasının sağındaki kolun altında. Buna, anti-kullanım şarj cihazı ile döngü-çalıştırmalı devre eşlik ediyor."
"Temporizador principal de destrucción bajo la palanca a la derecha del ATAC controlado por el circuito de cable circular del cargador de seguridad."
Yok etme zamanlayıcısı bir dakikaya ayarlı.
El temporizador está puesto en un minuto.
- Ben, zamanlayıcı ayarı ile.
- Yo, con el cronometro.
Otomatik zamanlayıcı ile çekti, beni hep götürdüğü o kirli küçük restoranda.
Frente a ese pequeño restaurante cavernoso donde solía arrastrarme.
Odaklanın. Zamanlayıcıyı ayarladım.
Pongo el automático.
Üstünde bir zamanlayıcı var.
Y está activado.
Bana bir zamanlayıcı gerekiyordu.
Necesitaba un dispositivo de tiempo.
Zamanlayıcı yapmak hiç de fena bir fikir değil.
No es mala idea si necesitas un contador de tiempo.
Elbette, bombalar için zamanlayıcılar üzerine uzmanlaşmış.
Claro, su especialidad son cronómetros para explosivos.
Ben bir zamanlayıcı için bakan kişiyim.
Soy la persona que busca un cronómetro.
Tek yapmam gereken zamanlayıcıyı ayarlamak.
Lo único que tenemos que hacer es poner la hora.
Bunu çekmek için zamanlayıcı kullandım. Çünkü yeni Minolta serisinde zamanlayıcılar var.
Usé el temporizador para esta porque todas las nuevas Minolta tienen temporizador.
Zamanlayıcı mı?
¿ Temporizador?
Düğmeye bas. Zamanlayıcı böylece devreye girecek.
Cuando apriete el botón, empezará a correr el tiempo.
- Zamanlayıcı kaç saate ayarlı?
- ¿ Para cuando está programada?
- Zamanlayıcılarla berbatsın dostum. - Hadi! Gidelim!
- ¡ No puedes con el cronómetro!
Ayrıca 60 saniye sonra patlamaya kurulu bir zamanlayıcıyı da aktif hale getirdin.
Pero también activaste un reloj que detonará en 60 segundos.
Bir basınç plakası ve zamanlayıcı.
Una placa de presión y un reloj.
Eğer otomatik zamanlayıcı düşündüğüm gibi programlandıysa, yaklaşık 2 dakika içinde, New Jersey adındaki bir yere doğru gideceğiz.
Si el reloj está programado como espero, dentro de dos minutos, volveremos a un lugar llamado Nueva Jersey.
Herşey burada, gizli anahtarım kayıp ve jakuzi zamanlayıcıda.
No falta nada, sólo la llave, y el jacuzzi está encendido.
Ve benim Betty'nin bir zamanlayıcısı var.
Y mi Betty ha venido con un cronómetro.
Üzerinde bir zamanlayıcı var. Tam olarak öğlen 3'te patlaması için.
Están conectados a un cronómetro programado para estallar a las 3 : 00 de la tarde.
Terazinin üzerine koyduğunuzda zamanlayıcı duracaktır.
Pon la jarra sobre la balanza y no detonará.
Zamanlayıcıları altı yerine üç dakikaya ayarlayan sendin.
Fuiste tú al ajustar los cronómetros a 3 minutos.
Zamanlayıcıyı altı dakikaya ayarladım - bana verdiğin altı dakika gibi.
Ajusté los cronómetros para los 6 minutos que tú me diste.
Geçen sefer beni kandırmaya ve telin zamanlayıcı olduğunu düşünmemi sağlamaya çalışmıştın ama aslında bombayı etkisiz hâle getiriyor, değil mi doktor?
Querías que pensara que el hilo metálico era el detonador. Pero en realidad es... el interruptor para desactivarla, ¿ verdad, Doctor? No respondas.
Bir başka nesneyi... 19 dak, 40 sn önce, 20 dak'a ayarlı bir zamanlayıcı ile birlikte yolladım.
Envié otro objeto hace 19 minutos, 40 segundos, con el tiempo puesto en 20 minutos.
Zamanlayıcıyı 15 dakikaya ayarladım. ama anne, eğer bir şey kötü giderse ve ben dönemezsem bu sana mesajımdır.
He puesto el cronómetro para 15 minutos, pero, bien, Mamá, en el caso, de que algo salga mal y no regreso, este es un mensaje para ti.
O gün, evden çıkmadan önce zamanlayıcıyı 20 saate ayarlamıştım.
Había puesto el cronómetro en 20 horas antes de dejar la casa ese día.
Oh, zamanlayıcı konusunda seni uyarmalıyım.
Y sobre el cronómetro, ¡ Tengo que advertirte!
Zamanlayıcı bizi yaklaşık 4 saat sonra bizim bodruma geri götürecek.
El cronómetro nos regresará a mi sótano en casi cuatro horas.
Ama zamanlayıcıyla oynamamam gerektiğini sanıyorum.
Pero no creo que deba modificar el cronómetro.
Belki ikizin sana bunu anlatmaya çalışıyordu... eğer zamanlayıcıyla oynarsan öngörülmemiş yan etkileri olabilir.
Quizás eso es lo que su doble estaba tratando de explicar....... si adelantas el cronómetro, obtienes desafortunados efectos secundarios.
- Zamanlayıcı kendini şarj ettiğinde.
- Cuando el cronómetro se recargue.
Zamanlayıcının durumunu kontrol etme şansımız olmadı.
No tenemos forma de verificar la condición del cronómetro.
Bomba bir zamanlayıcıya bağlı. - Peki, nerede?
Entonces hay que sacarte de allí, porque es una bomba de tiempo.
- Üzgünüm eski zamanlayıcı, çok fazla duydum. - Ben hiçbir şey duymadım!
Brent, ponlos junto a la chimenea.
Tamam. Zamanlayıcıyı hazırla.
Está bien, prepara el tanque y trae el detonador.
Üstünde bir zamanlayıcı var.
- Oh, Andie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]