English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Z ] / Zamanımda

Zamanımda tradutor Espanhol

2,448 parallel translation
Zamanımda, tek hakim benim.
En mi tiempo, yo gobierno todo.
Planını bozmak istemem, Tony. Buna benzer bir makine görmüştüm, benim zamanımda.
No es por ser aguafiestas, Tony pero vi una máquina similar, hacer la misma clase de cosas, en mis días.
Miles, lütfen beni boş bir zamanımda görmeye gel.
Miles, por favor ven a verme durante mi periodo libre.
Benim zamanımda sizin işinizi kim yapardı biliyor musunuz?
¿ Sabes quién hacía tu trabajo en mis tiempos?
Benim zamanımda buna annenin sorunu derlerdi.
En mis tiempos, esto se llamaba un problema de mamá.
Benim zamanımda olduğu gibi
Así eran en mis tiempos.
Benim zamanımda, basından böyle bir ilgi istiyorsam bayağı aykırı bir şey yapmam gerekirdi. Siyahî bir kızı öpmek gibi. Veya direksiyonu bir Asyalı vermek.
En mi época, si quería ese tipo de publicidad, tenía que hacer algo drástico, como besar a una negra o dejar que condujera un asiático.
Benim zamanımda cep telefonları yoktu.
No teníamos teléfonos celulares en mi época.
Kısa zaman önce marihuanalı bir kurabiye yedim yani kulağımda bir sorun olabilir.
Me comí una galleta de marihuana hace poco y puede que esté escuchando mal.
Hayatımda kafein olmadan hiç bu kadar çok zaman geçirmemiştim.
Estoy pasando por el peor mono de cafeína de mi vida porque alguien piensa que por estar embarazada
Kaldırımda zaman harcamayı bırak.
Deja de merodear por la acera.
Kadınlar her zaman etrafımda.
Las mujeres me persiguen por todos lados.
Hayatımda her zaman doğru şeyi yapmamış olabilirim ama insanlar değişir.
Y no siempre he hecho lo correcto en mi vida, pero las personas cambian.
Ve her defasında söz verdiğin halde beni dışarı çıkarmadığını ve benim sana ihtiyacım olduğu zaman, senin yanımda olmadığını, ve bu yüzden sana inanmakta güçlük çekiyorum, çünkü bunu daha önce çok duymuştum.
y que no saliste conmigo todas las veces que prometiste que lo harias! Y que no estuviste ahí para mi cuando realmente te necesité Y por esto tengo problemas creyendo que has cambiado
Siz her zaman yanımda oldunuz.
Ustedes muchachos, siempre han estado ahí para mí.
Don, Baş komiser ve benim hakkımda her ne düşünüyorsan, biz uzun zaman önce ortaktık.
Don, lo que usted piense sobre la Superintendente y yo, fuimos compañeros hace mucho tiempo.
O zaman ben de gidip güzel çekyatımda biraz keyif çatayım.
Entonces voy a acostarme en el sofá.
Çok az uykuya gereksinimin olması çok iyi uyuyamıyor olmamın nedeni değildir ki ama çünkü ben "baba sorunları" olan mükemmeliyetçi bir insanım sonuçta. ve ben her zaman bilinçaltımda bir başkasını baba figürünün yerine koymaya çalışıyorum.
Que la razón por la que no estoy durmiendo bien no es porque necesito dormir muy poco, sino porque soy una perfeccionista que tiene un "trauma con su padre", y siempre estoy tratando, inconcientemente de reemplazar la figura de mi padre con la de alguien más.
- O zaman benim tarafımda ol.
- Entonces, demuéstralo.
O zaman benim tarafımda ol!
¡ Entonces estate de mi lado!
Hiç bir zaman yapamadığım bir şey vardı benim hayatımda.
Algo que nunca pude lograr en mi tiempo.
Ve yakınımda dolaştığı zaman berbat oynadığımı söylerken bir gün, şansın benden yana olacağını biliyordum.
Cuando El Exitoso andaba diciendo que era malísimo yo sabía, tenía fe en que algún día tendría una oportunidad. ¿ Y ahora?
Peki, varsayımda bulunayım o zaman.
Está bien, hipotéticamente entonces.
Yani siz diyorsunuz ki ; cinayet işlendiği zaman ben etrafımda... rahibeler dolu bir yetimhanede hayır işleri yapıyordum, doğru mu?
Sí, porque no te lo cuento todo. Ya no soy un niño. quería una carrera en la política, y sabía que podía ayudarla.
Nicholas'ın suçlu olduğunu düşündüğümde ve onu tutukladığımda, sen pek ilgilenmiyordun, fakat ne zaman ki o suçsuz olduğunu kanıtladı, birdenbire onun suçlu olduğuna ikna olmuş gibisin.
Bueno, señor, he aislado ya muchos de los documentos de conexión de Jacob con el comercio de ron como he podido encontrar. Listas de licencias de embarque o exportación y así sucesivamente. Hay cerca de 500 que ya imprimí 500?
Hayatımda ilk kez, her zaman evim gibi gördüğüm bir yerde kaybolmuşum gibi hissediyorum.
Por primera vez, me siento perdida en un sitio que siempre ha sido como mi casa.
Çoğu zaman kendimi 40 yaşımda sanarak geziyorum.
La mayoría de veces, camino por ahí, y en mi cabeza tengo 40 años.
# Her zaman benim yanımda oldun # parlayan gülümsemeni görüyorum # ! O resimlerden ben de istiyorum.
You were always by my side
Her zaman yanımda olduğun için.
Gracias por siempre estas ahí para mi.
Tabii ki, her zaman laptopumu yanımda taşırım.
Por supuesto, yo siempre tengo mi portátil conmigo.
Bir hata yaptın, olabilir ; ama şimdi bedelini ödeme zamanı o yüzden ben aradığımda telefonunu hemen açsan iyi edersin.
Cometiste un error, está bien, y ahora pagas por ello así que más te vale empezar a contestar el teléfono cuando yo te llame.
Yaygarayı koparırken, babamın sütyenini çıkarıyor, kravatını bağlamam için yardım istiyordu. O zaman farkına vardım. Hayatımda onun dışında birini savunduğunu asla görmedim.
Y me di cuenta, mientras ella lo arreglaba, ya sabe, quitándole el sostén, pidiéndome que le pusiera la corbata, de que ella nunca, en toda mi vida, había defendido a nadie más que él.
Her zaman yanımda olan bir kişi vardı.
Hay una persona que siempre ha estado ahí para mi.
Hayır, benim her zaman yanımda olan tek bir kişi var.
No, sólo hay una persona... que siempre estuvo ahí para mí.
paramda yok yanımda yarın versem her zaman bu otobüsü kullanırım.
No tengo dinero. Te lo daré mañana. Siempre tomo esta ruta.
O zaman belki bende ne terslik olduğunu bana da söyleyebilirsin. Çünkü benim hakkımda bir sürü şey biliyor gibi görünüyorsun.
Y entonces quizás puedas decirme qué demonios está mal conmigo, porque parece que sabes mucho de mi.
Daha sonra bizi diğer tarafa götürürken ellerimizi birlikte kelepçelediler. Hayatımda onunla bu şekilde olacağımızı hiç bir zaman hayal edemezdim.
Luego yo y Jason fuimos al siguiente lugar juntos juntos engrilletados en el autobús y eso es algo nunca en mi vida hubiera soñado que ocurriría que mi pequeño bebé que...
Benim yanımda değilsen, o zaman onun tarafına geç.
Si no te gusta mi método, entonces te puedes mantener fuera de esto. ¡ Hey, mocoso!
Demek istediğim sen de her zaman yanımda değildin.
Digo, no... Supongo que nunca pensé
Komikti, akıllıydı ve her zaman benim yanımda oldu.
Era divertida e inteligente, y siempre estaba... Siempre estaba ahí para mí.
Seni neden yanımda tuttuğumu ben istediğim zaman öğrenirsin.
Sabrás por qué te mantengo cerca cuando decida que quiera que lo sepas.
- Eğer sonuçlarım ortaya çıkarsa sonsuza kadar ayvayı yerim. Hiçbir zaman bir takımda yüzemem.
Nunca volveré a nadar en equipo.
Ama polis işe karışınca, ki her zaman karışır emin ol benim yanımda olacaksın.
Pero cuando cae el martillo... y siempre cae... tienes que estar en mi lado.
Zamanı geldiğinde yönetim kurulu toplantısında benim yanımda durun.
Cuando llegue el momento... solo póngase de mi lado en la junta directiva.
O zaman iç karatıcı hayatımda benden kaçınanlar listesine biri daha eklemiş olacağım.
Además de mi deprimente vida, estaré en la lista de personas a evitar de alguien.
Senin aksine, onların ismini hiçbir zaman aklımda tutmadım.
A diferencia de ti, yo nunca recuerdo sus nombres...
Hiçbir zaman ona ihtiyacım olduğunda yanımda olmadı.
Nunca estuvo ahí cuando la necesité.
Uyandığın zaman benim yanımda olmanı istiyorum!
¡ Quiero que estés a mi lado al despertar!
Yeterince zamanımız yok. Yatağımda bir erkeğin uyumasına annemin izin vermesi mümkün mü?
No tenemos tiempo suficiente. ¿ Era posible que mi madre dejara dormir a un chico en mi cama?
Şanslısın ki her zaman yanımda yedek taşırım. Benimle dalga mı geçiyorsun?
Afortunadamente para usted, siempre traigo un repuesto.
Gideceğimiz zaman seni de yanımda götüreceğim.
Cuando sea hora de irse, os llevaré conmigo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]