English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Ö ] / Önüne bak

Önüne bak tradutor Espanhol

853 parallel translation
Sen önüne bak şapşal.
Concéntrate en manejar, idiota.
- Hey, önüne bak!
¡ Fíjate donde pisas!
Önüne bak.
Mira hacia delante.
Dik- - Dikkatli - - Önüne bak!
Se--Sé cuidadoso- - ¡ Fíjate!
Önüne bak!
¡ Fíjate!
Önüne bak- - Önüne bak- - Haap- -
Cuida- - Cuidado-
Önüne bak!
¡ Vamos, mire!
Önüne bak!
¡ mire!
Önüne bak!
¡ Cuidado!
Önüne bak!
¡ Cuidado! ¡ Cuidado!
Önüne bak.
Mirada al frente.
- Sana önüne bak dedim!
- ¡ Mirada al frente!
Hey, önüne bak, dostum!
¡ Cuidado, amigo!
Önüne bak, Watson.
No se vuelva, vamos.
Arkana bakmayı bırak da önüne bak sadece!
No importa dónde ha estado sino adónde va.
Şşh. Önüne bak.
Shh.. mira al frente.
- Önüne bak.
- Cuidado con el escalón.
Önüne bak!
Mirad hacia delante.
İyi niyetimizin bir göstergesi olarak, yarın sabah kapınızın önüne bakın.
Como prueba de nuestra buena fe mire delante de su apartamento mañana por la mañana.
- Önüne bak.
- Cuidado.
Önüne bak! Dikkat et!
- ¡ Oigan, cuidado!
- Selam, Bay Mac... - Önüne bak!
- Hola, Sr. Mac...
Yataktan medet umdun,.. boş gözlerle önüne bakıp birkaç dakika öyle... kararsızca ayakta kaldıktan sonra.
Volviste a la cama... después de haber estado indecisa durante unos momentos... con la mirada ausente.
Önüne bak! Siz, buraya gelin!
¡ Adelante, mirad hacia adelante!
Önüne bak asker. Çinin başkenti olan Pekin'e neredeyse varmak üzereyiz.
Estamos llegando a Pekín, la capital de China,
Önüne bak.
Cuidado con el escalón.
Önüne bak.
Vaya con más cuidado.
- Önüne bak!
¿ A quién está empujando, hombrecillo?
Önüne bak!
¡ Vista al frente!
Önüne bak.
Cuidado.
Önüne bak!
¡ A ver si miráis por dónde vais!
Önüne bak, Jeremy.
- ¡ Vamos, abuelo, empuja! Cuidado, Jeremy.
- Önüne bak!
- ¡ Papá!
Önüne bak!
Tenga cuidado.
Önüne bak!
Mira adelante.
Şimdi önüne dön ve ileri bak.
Dese la vuelta, mire hacia el frente.
Önüne bir çuval altın koy bak alıyor mu?
Enseñadle unas monedas de oro y aceptará.
Ne var ki kendisinin göz önüne her çıkışı... her seferinde şehir polisinin tetikteki bakışları altında gerçekleşiyordu.
con la incómoda consecuencia de que sus apariciones públicas... tenían lugar siempre bajo la vigilancia de la policía.
Boynuma ipi dolayan şeyin senin ifaden olduğunu göz önüne alırsak... daha sıcak bir bakış beklememelisin.
En vista de que tu declaración me ha puesto la soga al cuello... no podrías esperar un ápice de afecto.
Başımı eğip sürücü belgesine bakınca, bütün plan gözlerimin önüne serildi.
Al ver aquel trozo de papel, vi todo el plan ante mis ojos.
Ancak ben de itiraf edeyim kayıplarınıza bakılırsa... alayınızın çabaları mutlaka göz önüne alınmalı.
Aunque debo admitir que viendo la cantidad de bajas... los esfuerzos de su regimiento deben de haber sido considerables.
- Önüne bak, önüne bak!
¡ Cuidado!
İzleyin millet. Shumann'ın gidişine bakın. Savaş kahramanı iç kulvardan sokuluyor ve rakibinin önüne geçiyor!
Shumann, el héroe de guerra, toma el viraje por dentro.
Bak, Bodan önüne koyduğum her şeyi yemiş.
¡ Fíjate! ¡ Bodan se ha comido todo lo que le he puesto!
Önüne bak!
¡ Adelante!
Dön önüne, bakıyorlar.
Vuélvete, están mirando.
Önüne bak!
¡ Mire por dónde anda!
Basit bir memur çirkin sıradan bir Fransız erkek anlamsız bakışlarla aniden düşmanın önüne çıktı ve onu yuvasında avladı.
Un poco el funcionario tan insignificante un francés típico trivial con miradas indefinibles de repente aparecía delante del enemigo y lo cazó en su yacija.
Nereye gidiyorlar? Önüne bak!
¿ Adónde creen que van?
Ve eskiden tanıdığım insanları, çok sevdiklerimi arkadaşım olanları göz önüne alınca, bir bakıma, kızları ;
Y viendo gente que yo... conocía de antes... y que me agradaban... que eran mis amigos... más o menos...
Bakışlarınıza göz önüne alırsak, nerelerimi çekersiniz artık bilinmez.
Y todas las fotos te saldrían desenfocadas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]