Üç ay mı tradutor Espanhol
539 parallel translation
- İki-üç ay mı!
- ¡ Dos o tres meses!
Ne kadardır birlikteyiz, üç ay mı?
¿ Cuánto llevo? ¿ 3 meses?
Hazırlıklar ne kadar sürdü, iki ay mı, üç ay mı?
¿ Cuánto tardaste en organizarlo?
En fazla üç ayım var.
Tengo tres meses como máximo...
Doğru kelime deyince, adaletsizlikle ilgili bir kaç şey söylemek isterim masum bir adamı üç ay hapis tutmak öylesine pis, soğuk bir yerde aç ve susuz bırakarak. Pişmanlığım şudur ki tahtta oturan aşağılık dostumu indirmeye çalışmamak.
Y hablando de palabras, quisiera decir unas sobre la injusticia... de tener a un hombre inocente encerrado durante tres meses... con tanta mugre, calor y desnutricion que mi principal pesar es que no trate... de derrocar al maldito que esta sentado en el trono.
Hey, bu gemide üç ay kalacağımı sanıyorsan...
Oiga, si cree que me quedaré en este barco durante tres meses...
Neyse, kopacak fırtınaya kadar daha üç ayım vardı.
De cualquier modo, tenía tres meses de respiro antes de afrontar la tormenta.
Yaptığım tahkikata nazaran üç ay evvel El Hac Abdüllatif Gani namına satın alınan bu konaklara hiç giren çıkan olmamış.
Mis investigaciones indican que nadie ha entrado en esas habitaciones, todavía
Bunları üç ay önce İstanbul'dan aldım.
Las compré hace tres meses a un joyero en Constantinopla.
Johnny ile evleneli üç hafta olmuştu ki, sefere çıkmak zorunda kaldı ve iki ay sonra Savaş bölümünden....... o ve küçük P-51 denizaltısının battığına dair bir telgraf aldım.
Llevábamos tres semanas casados cuando Johnny tuvo que embarcar. Dos meses después llegó un telegrama del Ministerio de la Guerra diciéndome que él y su pequeño P-51...
Düşünüyorum da, üç ay önce, Londra'da çok aptalca davrandım.
Dicen que no. Pensaba que estúpido fui hace 3 meses en Londres.
Korkarım ki üç ay ve 10 gün.
Por desgracia, tres meses y diez días, Majestad.
Sermaye yatırımınız varsa, paranızı Hong Kong'da üç ay içinde iki katına çıkarabilirsiniz.
Invirtiendo capital en Hong Kong, pueden doblar su dinero en tres meses. Invirtiendo capital en Hong Kong, pueden doblar su dinero en tres meses.
Gördünüz mü? Dün gece aşağıda... bundan beter üç kavga ayırdım.
La otra noche, abajo en el sollado, tuve que parar tres peleas...
Burada bulunduğun üç ay içindeki kayıtlarını çıkarttım.
Estoy listo para describir su expediente... durante los tres meses que ha estado aquí.
Unutma bir defasında Kore'de yarım milyon tanesiyle üç ay geçirmiştim.
No se olvide que una vez estuve sola con medio millón de ellos durante tres meses en Corea.
Evet, bir düzine var, ve sana üç tane ayırdım.
Sí, llegó una docena y guardé 3 para ustedes.
İki üç ay orada kalır, bu arada ben de durumunu müşahede altında tutarım.
Estará allí de dos a tres meses, lo necesario para investigar el caso y luego tomar una decisión.
Onunla üç ya da dört ay önce tanıştım.
Desde hace cuatro o cinco meses.
Ben üç ay önce... oradaydım.
Yo estuve de paso unos días hace tres meses.
İçerde bulunduğum üç yıl, yedi ay, iki hafta boyunca tattığım en olağanüstü şey bu zımbırtı.
En los tres años, siete meses y dos semanas que llevo aquí, esto es lo más extraordinario que he probado.
İlk kez tırmanmak benim üç ayımı almıştı.
Me llevó tres meses subir por primera vez.
Tamam, tatlım. Sana istediğin üç ayı veriyorum.
Está bien, querida, te daré tres meses.
Yerinde olsam üç ay kalkmazdım.
Si fuera usted no me levantaría en 3 meses.
Ama değil, üç tane masa ayırttım.
Pero no es así, yo reservé tres mesas.
Yine Uxbridge'de 1933'te araba motoru çalma suçundan üç ay hapis cezası aldınız mı?
¿ Y tres meses también en Uxbridge por robar un automóvil en 1933?
Ben bir topçu okulunu bitirdim, 1941 yılında üç ay savaştım.
En el 41 combatí 3 meses, y ahora, terminé la academia de artillería.
Az önce eski kız arkadaşımdan beni neden terkettiğine dair üç ay kadar gecikmiş bir mektup aldım.
Bueno, acabo de recibir una carta de mi ex-novia, tres meses tarde... explicándome por qué corto conmigo.
Şu silahı her ateşlediğinde | yazışmalarım üç ay geriye gidiyor.
Cada vez que saca la pistola, se me acumulan tres meses de papeleo.
"Zafer sevinci yerine sonunun hiçbir şekilde görülmediği böyle acılara ve fedakârlıklara katlanmak zorunda olacağımızı üç ay önce kim düşünebilirdi ki?"
¿ Quién hubiera pensado hace tres meses que en vez de la alegría de la victoria, tendrían que soportar tales sacrificios y la tortura, cuyo fin no está a la vista?
Bana kiraya vermesi için üç ay ona kur yapmak zorunda kaldım.
Debí insistirle tres meses antes que me la arrendara.
Emekli ikramiyesi olarak 6,000 $ veya 7,000 $ gelecek... ama üç ay içinde de alamayacağım, ve şimdide gerçekten bu paraya ihtiyacım var
Voy a recibir $ 6.000 o $ 7.000 de la pensión, pero tardaré tres meses en recibirlo y necesito el dinero ahora.
Yani Mısır'a verdiğimiz sözü tutmamız için üç ayımız var. Sonra Helwan füzeleri uçup... İsrail'i vuracak.
Tenemos tres meses para cumplir nuestra promesa con Egipto... de que los misiles de Helwan irán... contra Israel.
Karım üç ay önce kendini astı.
Mi mujer se ahorcó hace tres meses.
Daha üç ayımız var.
Tenemos tres meses más.
Jerash'ta, Kasım'ın babasının üç ay önce öldüğünü duymuştum.
Me dijeron en Jerash que el padre del Califa Kassim ha muerto hace tres meses.
Haftada üç akşamı amatörlere ayıracağım.
Y tendré noches de talento, tres noches a la semana.
Ve üç ay sonra, iyi anlaşamadığımızı fark ettiğimizde...
Después de tres meses, y si vemos que no nos entendemos -
Aradan üç ay geçince ben bile kuşku duymaya başladım.
Después de tres meses, yo mismo me pregunto si sucedió.
Aşağı yukarı üç ay oluyor. Bir dostlarımın evinde bana asılmıştı.
Nos conocimos hace tres meses, en lo de unos amigos.
Üç onaydan geçmiş, gönderilmiş, soruşturulmuş, kaybolmuş, bulunmuş, tekrar kaybolmuş ve en sonunda üç ay boyunca bataklığa gömülmüş, sonra tekrar bulunup ateş yakmak için kullanılmış evraklar olmadan büyükannelerini, açgözlü Bugblatter canavarından kurtarmak için parmaklarını bile kımıldatmazlar.
Ni siquiera moverían un dedo para salvar a su propia abuela de la infernal bestia enjambrosa de Traal, sin órdenes firmadas por triplicado, enviadas, devueltas pedidas, perdidas, encontradas, sujetas a sufragio público perdidas de nuevo y finalmente enterradas en arcilla durante tres meses y recicladas como mecheros.
Benim anlamadığım neden ortadan kayboldu gelip sana anlatmak için neden üç ay bekledi.
No lo entiendo. ¿ Por qué desapareció... y ha esperado tres meses para venir a decirte eso?
Bence her gün üç saatimizi ihtiyaçlarımızı karşılamaya ayırmalıyız.
Por tanto, dedicaremos... tres horas diarias para satisfacer nuestras necesidades.
Biz üç ay bir lağım çukurundaki rulo yapılmış gazetede yaşadık.
Fuisteis afortunados! Vivimos durante tres meses en un periódico enrollado en una fosa séptica!
Şimdi üç ay sonrasına bakalım.
Bien, tres meses después,
O saat yüzünden üç ay hapis yattım ben.
¡ Pasé 3 meses en la cárcel por ese reloj!
Yaptığımız kontratın üç ay gerisindeyiz.
Llevamos tres meses de retraso.
Gloria'ya, üç ay önce bu kitabı bitireceğime dair söz vermiştim. Ama yapamadım.
Prometí a Gloria que terminaría el libro hace tres meses, y no puedo.
Kriz merkezinde üç ay çalıştım.
Trabajé tres meses en un centro de crisis.
- Sör George, üç ay önce Eddie South'dan bir mektup aldınız mı?
Sir George ¿ recibió una carta de Eddie South.. hace tres meses?
Param var, üç ay sonra serbest bırakılırım.
Ya ves, tengo dinero. Unos cuantos días en los tribunales y seré un hombre libre.
üç ay sonra 19
üç ay önce 24
üç ay 39
üç aydır 16
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004
mina 105
miss 41
üç ay önce 24
üç ay 39
üç aydır 16
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004
mina 105
miss 41