Affedin beni tradutor Francês
869 parallel translation
- Affedin beni. Onu da affedin.
- Pardonnez-moi, pardonnez-lui.
Affedin beni.
Vous me pardonnez?
Affedin beni.
Pardonnez-moi.
Bay Rawitch oynamaya başladığında birilerinin acı çekmesi gerekiyor. Bay Tura, hayatınızı kurtarmaya çalıştığım için affedin beni.
Pardonnez-moi, M. Tura, si je vous ai sauvé la vie.
Yavaş ol biraz. Affedin beni. Bazen dengemi sağlayabilmek için birinin omzuna yaslanmam gerekiyor.
J'ai besoin de me pelotonner sur une épaule.
Affedin beni.
Pardonnez-moi pour ce que je fais.
Birkaç hafta önce şovunuzu izlemiştim. Lütfen affedin beni.
Je n'ai vu votre spectacle que récemment, pardonnez moi.
Yemeğe gelmediğim için beni affedin.
Pardonnez-moi de ne pas être venue dîner.
Lütfen beni affedin.
Pardonnez-moi, M. Peachum.
Beni affedin, bunu sizin için hukuki hale getiremem.
Vous avez tout préparé?
Lütfen beni affedin ama çocukluğumdan beri odamı paylaşmaktan hoşlanmam.
Veuillez m'excuser, mais depuis tout petit, je n'aime point partager ma chambre.
Şayet bu kadar dayanılmaz isem verdiğim rahatsızlık nedeniyle beni affedin.
Pardonnez-moi de vous avoir importuné.
- Lütfen beni affedin.
- Pardonnez-moi.
Affedin beni, olur mu?
Vous me pardonnerez?
Beni affedin Bayan Charles, ama altüst olmuş durumdayım.
Excusez-moi, Mme Charles, mais j'étais si contrarié.
Beni affedin, bir saniye Stiva ile konuşmam gerek. Elbette.
Excusez-moi, Mme Karenine, j'ai besoin de parler à Stiva.
Lüten beni affedin, muhterem beyefendi, fakat parayı unutmuyor musunuz?
Je vous demande pardon. Vous avez oublíé l'argent?
- Sevgili Bay. Blake... Beni lütfen affedin.
- Mon cher M. Blake, pardonnez-moi d'avoir douté de votre intégrité.
Beni affedin.
Pardonnez-moi.
Sizi beklettiğim için beni affedin, Baron, ama uyuyakalmışım.
Que monsieur le baron m'excuse, si je l'ai fait attendre, mais je m'étais assoupi. c'est bien ton droit.
Beni affedin ama söylemem gerekir ki her geçen gün daha da gençleşiyorsunuz.
Pardonnez-moi, mais... vous rajeunissez de jour en jour, si je peux me permettre.
- Beni lütfen affedin... Kim olduğunuzu bilmiyordum.
- Je vous prie de m'excuser je ne savais pas qui vous étiez.
Beni affedin, belki de bundan bahsetmemeliydim.Madamın bildiğini sanıyordum.
Excusez-moi, baron.Je n'aurais pas dû mentionner ça. - Je croyais que madame le savait.
Lütfen beni affedin. Böyle lezzetli bir yemeği iğrenç bir şey için bırakmak ne yazık....
Quel dommage de laisser un si bon diner pour un événement aussi sordide- -
Bu saatte geldiğim için beni affedin. Londra'ya gelmişken Bella'yı görmek istedim.
Excusez-moi de passer à cette heure, mais, étant à Londres, je suis venu voir Bella.
Beni affedin, Bayan Bingley. Davetsiz geldim.
Désolée de vous déranger, Miss Bingley.
- Beni affedin, rahip bey.
Vous m'excuserez, M. le pasteur.
Evinize böyle geldiğim için beni affedin sizden bir ricam olacak.
Pardonnez-moi d'arriver ainsi chez vous... mais je suis venue vous demander un service.
Beni affedin lütfen.
Pardonnez-moi.
Lütfen beni affedin, ama bu şekilde hayatımdan çıkıp gidemezsiniz.
Pardonnez-moi, et ne me quittez pas. Votre conduite est scandaleuse.
Lütfen beni affedin, ama arkadaş olamaz mıyız?
Soyons simplement amis. Jamais!
Ah lütfen beni affedin ve lütfen, lütfen bana yardım edin.
S'il vous plait, pardonnez-moi et aidez-moi.
Lütfen, beni affedin, lütfen.
Toutes mes excuses.
İstediğim şey için beni affedin ama bu konuda bana bir şeyler anlatabilirseniz.
Pardonnez-moi d'insister, mais en êtes-vous absolument certaine?
Bu kadar bencil olduğum için beni affedin. Sorun yok.
Pardonnez-moi d'avoir été si égoïste.
Affedin beni.
- Pardon!
Ah affedin beni, şu zarf için sizi rahatsız edebilir miyim?
Pardon puis-je reprendre mon enveloppe?
Bu duygusal sahneyi bozduğum için beni affedin.
Désolé d'interrompre un moment aussi tendre.
Geç kaldığım için beni affedin. Beni aradığınızda akşam yemeği için üzerimi değiştiriyordum.
Excusez mon retard, je m'habillais pour le dîner quand vous avez appelé.
Size zorluk çıkarıyorsam beni affedin.
Pardonnez-moi si je me montre récalcitrante.
Doktorlar... Beni affedin.
- Les médecins étaient prêts...
Gerçekten istemedim. Lütfen beni affedin! Lütfen!
N'en dites rien au Dr Kik!
Beni affedin. Sana para ödüyor mu?
Je suis désolée... c'est lui qui paye pour tout ça?
Şeye benziyor beni affedin ama, ben gerçekten biraz şaşırdım.
- Intéressant. Pardon, mais je reste perplexe.
Lütfen beni affedin.
Pardonnez-moi.
Beni affedin lütfen baylar.
Pardonnez-moi, Messieurs.
Beni affedin lütfen.
Veuillez m'excuser.
Beni affedin.
Pardon.
Beni affedin.
- Bonsoir, Félix.
Lütfen beni affedin.
Excusez-moi, je vous prie.
Lütfen beni affedin.
Pardonnez-moi, s'il vous plaît.
beni 794
benito 18
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
beni bırakma 249
benim için fark etmez 98
benito 18
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
beni bırakma 249
benim için fark etmez 98
beni hatırladın mı 260
beni takip et 247
beni anlıyor musun 257
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
beni arama 21
beni takip et 247
beni anlıyor musun 257
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
beni arama 21