English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ A ] / Anlayamazsın

Anlayamazsın tradutor Francês

1,051 parallel translation
Flo bana komşu olmanızın benim için ne demek olduğunu anlayamazsın.
Flo, tu ne mesureras jamais ce que c'est de vous avoir à côté.
Arnie'yi asla anlayamazsın.
Vous ne comprendrez jamais Arnie.
Anlayamazsın, ama binlerce gümüş paraya bedeldi bu.
Tu ne peux pas comprendre.
Belki sen bu konuda her şeyi anlayamazsın.
Mais tu ne comprendrais peut-être pas.
Hayır, şu an anlayamazsın, ama önemli değil.
Pas pour l'instant, mais ce n'est pas grave.
Sen İngilizsin. Asla anlayamazsın.
Vous Anglais, vous ne comprenez pas.
Bunu anlayamazsın.
Tu peux pas comprendre ça, toi!
- Sen bunu anlayamazsın, Clint.
Tu ne comprendrais pas Clint.
Anlayamazsın, özgülük mü veya değer verdiğin her şeyi tüken... bir ölüm mü getirir bu alevler.
"En brûlant, tu ne sais pas si tu deviens libre... " Ou si tout ce qui est à toi
- Bunu asla anlayamazsın.
Tu ne comprends pas ça.
Sen bunu anlayamazsın.
Tu ne peux pas comprendre.
Anlayamazsın.
Vous ne comprendriez pas.
Anlayamazsın. Ben aslında çok tutumluyum.
Tu ne vas peut-être pas le croire, mais je suis une femme très traditionnelle.
- Bunu anlayamazsın Kitty.
- Si tu pouvais comprendre, Kitty.
Onun acısını anlayamazsın.
C'est comme si elle ne me connaissait pas.
- Sen bunu anlayamazsın.
Tu ne comprends pas.
Bunu anlayamazsın.
Tu ne peux pas comprendre.
Bunu anlayamazsınız. Siz Saumur Askeri Akademisi'nden geliyorsunuz... - Geçmişimiz bile aynı değil.
Vous pouvez pas vous rendre compte, vous c'est Saumur, les grandes écoles, on n'est pas du même milieu.
- Anlayamazsın.
- On ne peut pas.
Sen bunu anlayamazsın.
Vous pouvez pas comprendre.
Anlayamazsın, Bisicato.
Tu ne peux pas comprendre, c'est une question d'honneur!
Betty ile yaşadıklarımızı, asla anlayamazsın.
Ce qu'il y a entre Betty et moi, vous ne le comprendrez jamais.
Sizin gibi salaklar çalışmamın değerini asla anlayamazsınız.
Vous autres, imbéciles, ne connaîtrez jamais la valeur de mon travail.
Sen onu anlayamazsın ve asla anlamayacaksın.
Vous ne le comprenez pas et ne comprendrez jamais.
Sen anlayamazsın.
Vous ne comprenez pas.
Hayır, bu büyük ülke için hissettiğim aşkı anlayamazsın sen.
Non, vous ne savez pas à quel point j'aime ce beau pays.
Yöneticilerin nasıl düşündüğünü anlayamazsın.
Tu comprends rien au métier de cadre.
Siz insanlar anlayamazsınız.
Tout cela est complètement étranger aux humains.
- Sen anlayamazsın.
- Tu ne comprendrais pas.
Eskiden samuray olduğun için sen anlayamazsın.
Tu n'es pas paysan.
Bunu anlayamazsınız.
Vous ne comprendriez pas.
Hoşsun da, benim yerimde olmak nasıl bir duygu, anlayamazsın.
C'est très gentil, mais vous ne savez pas ce que je ressens.
Bunu anlayamazsın.
Vous ne pouvez pas comprendre.
Ne hissettiğimi anlayamazsın, çünkü benim gibi acı çekmiyorsun.
Vous ne pouvez pas m'approuver, car vous n'avez pas souffert comme moi
Bozuk olduğunu hiç anlayamazsınız.
Comme s'il n'était rien arrivé.
Ne söylesem, anlayamazsın!
Tu ne comprendrais pas ce que je te dirais... Tu ne pourrais pas comprendre, c'est tout.
Sen anlayamazsın.
Vous ne comprenez pas?
Nasıl hissettiğimi asla anlayamazsın!
comprendre ce que je ressens!
Sen anlayamazsın.
Expliquez. - Tu ne comprendrais pas.
Yine aynı şekilde ani baş dönmeleri ve girdiğim depresyonu da anlayamazsınız.
Vous ne pouvez deviner non plus mes malaises et ma dépression.
...... Anlayamazsın, sadece hissedersin!
Toi, tu ne peux pas comprendre Appelle ça des "émotions"
Anlayamazsın, sadece hissedersin! "
Toi, tu ne peux pas comprendre - Appelle ça des "émotions"
Bilmiyorum, bazen işler yolunda gitmez ve siz sebebini anlayamazsınız.
Parfois, les choses ne marchent pas, sans qu'on sache vraiment pourquoi.
Sen anlayamazsın. Bazen katiller sadece.
Vous ne comprendrez jamais, que parfois le meurtre est un acte... rationnel.
Siz radyo başındakiler, bu büyük olayı görmeden ne demek istediğimi anlayamazsınız...
Mesdames qui écoutez la radio, ne ratez pas l'événement aux actualités pour voir ce dont je parle... Une voiture arrive.
Öyle önemli bir şey ki, bunu sen bile anlayamazsın.
"Quelque chose de si important que tu ne l'as pas réalisé."
Muhtemelen bunu anlayamazsın.
Tu vois ce que je veux dire?
Bunu anlayamazsın.
Elle est très moderne. Tu ne comprends pas.
Hiçbir şey anlayamazsın.
Rien du tout.
Evet, ona bakmakla bunu anlayamazsın gerçi.
Oui.
Ülkesinde hukuk ve düzeni tekrar sağlamak için mesleğini feda eden bir adamın duygularını anlayamazsınız.
DE LA PART D'UN HOMME QUI VOULAIT RAMENER L'ORDRE DANS SON PAYS

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]