Başarılar tradutor Francês
2,019 parallel translation
Başarılar dilerim, Daniel.
Je te souhaite la meilleure des chances, Daniel.
Başarılar başarısızlıklarla dengelenmelidir. Ya da eksikliklerle.
La réussite est toujours équilibrée par un défaut.
Evet ama kazansak bile bunlar Revie'nin başarıları olacak.
Même si on les gagnait, ce serait grâce à Revie.
Dışişleri ofisinde başarılar. Rusya'yı kızdırmamaya çalış.
Bonne journée au Foreign Office, touche pas aux Russes!
Gizli konut türevleri alımında büyük başarılar sağladıklarında Goldman'ın adamıydı.
C'est lui qui avait encouragé Goldman à investir dans les produits dérivés du crédit immobilier.
Ayrıca aşk avında başarılar dileriz.
Nous vous souhaitons néanmoins bonne chance pour la quête romantique de votre soirée.
Sana hayatta başarılar diliyorum, Jim.
Mes meilleurs voeux, Jim.
Büyük başarılar elde etmişti, ama en şanlı başarısı Anadolu kıyıları seferiydi.
Il a participé à de nombreuses expéditions, dont les plus glorieuses jusqu'aux côtes d'Anatolie.
En büyük başarılarını istediler.
Ils voulaient leur plus grande réussite de leur côté.
Mülakatında başarılar.
Bonne chance avec ton entretien.
Zor zamanlardaki başarıların için çok uzun süredir ödüllendiriliyorsun ve sen de eğer bu role bürünmezsen hiçkimse için bir değerin olduğunu düşünmüyorsun.
Vous avez été récompensé si longtemps pour votre... sang-froid que... vous ne pensez pas avoir de la valeur dans un autre rôle.
Benim başarılarım değil ki.
Ce n'est pas moi qui ai fait ça.
Barney Stinson, iş hayatında, sporda ve kişisel ilişkilerde büyük başarılar elde ettiniz ve pek çok insana ilham kaynağı oldunuz.
Vous avez réalisé un grand succès dans le travail, le sport et les relations sociales et vous avez été une inspiration pour tant de personnes.
Tomografide başarılar.
- Bonne chance pour le scan. - Bon poulet.
Psikopatların duygusal dinamiklerini ruhbilimcilerin kitaplarından... emekli polislerin eski başarılarını... yeniden anlatımlarıyla bir yere kadar öğrenebilirsin.
Il y a tant de choses à apprendre sur la dynamique émotionnelle des psychopathes à partir des livres, des psychologues et de policiers retraités revivant leurs gloires passées.
Tutkuları, acıları, başarıları, başarısızlıkları seni insan yapan her şeyi götürdü.
Mais des passions, des hauts, des bas, bref, de tout ce qui te rend humain.
Bu, inanılmaz başarıların kanalı, kökeni ve ilham kaynağıdır.
C'est le moyen, la source, l'inspiration d'incroyables réalisations.
Dirhael ile size başarılar.
Bonne chance avec Dírhael.
Yeni bir alıcı bulmakta başarılar dilerim.
Bonne chance pour en trouver un autre.
Savaştaki başarıları nedeniyle Wentai ve Hua Mulan, kuzeyin fethi nedeniyle generalliğe uygun görülmüştür. Bu kahramanlarımızın, üstün hizmetlerine devam etmeleri dilekleriyle!
Wentai soit nommé Général du Nord Conquérant, que Mulan Hua soit nommé Général du Nord Pacifié, et espère que ces héros protégeront leurs terres!
Mandy-Rae Cruickshank ve Kirk Krack başarıları kanıtlanmış dalıcılardır.
Mandy-Rae Cruickshank et Kirk Krack sont des plongeurs en apnée de classe mondiale.
Başarılar Senatör Kharrus.
Bon travail, Sénateur Kharrus.
Son on yıl içinde Strivers'ın akademik başarılarına bir göz attım.
Je regardais le classement scolaire des derniers 10 ans de Strivers.
Ama başarılar sonsuza kadar yaşar.
Mais tes exploits resteront.
En çok gurur duyduğum başarılarımdandır.
C'est la chose dont je suis le plus fier.
Sizinle tanışmak güzeldi ve büyücülük olayında başarılar.
Eh bien, enchanté, bonne chance avec votre truc de magie.
Tıpkı hayattaki gibi başarılar bana güven verir.
Comme dans la vie, toutes mes réussites dépendent de moi.
Yaptığın şeyde başarılar, ki o da fakir biri olmaktı sanırım. Bu da nedir?
Ou continue ce que tu fais, et reste pauvre.
Eğer yaşadıklarımdan, başarılarımdan öğrendiğim bir şey varsa o da bazı insanların başarıya bağlı olduklarıdır.
S'il y a une chose que j'ai retenue, c'est que certaines personnes sont destinées à avoir du succès.
Otomatik giriş-çıkış makinelerini elektriksiz kullanmada başarılar.
Difficile d'utiliser les nouvelles machines sans courant.
Bir profesyonel olarak itiraf etmeliyim ki o dansçılar oldukça başarılıydı.
j'Admets qu'elles étaient bonnes.
O kadar fırsatçılar ki, asırlar boyunca erkeklerden toplanan bilgiden yarar sağlamada asla başarısız olmuyorlar.
"Elles sont tellement opportunistes " qu'elles ne négligent pas de profiter des connaissances " accumulées par les hommes au cours de l'histoire.
Japon savaşı sırasında... Japon ordusu savaşa yatırım yapmak için domuzları, yabancı domuz ve yaban domuzları ile çiftleştiriyordu.. Başarılı olamadılar.
Pendant la guerre avec le Japon... l'armée japonaise croisa des cochons avec des sangliers étrangers... pour saboter la guerre, mais son plan échoua.
Maçın bitimine bir buçuk dakika kala Panthers'lar öne geçmeyi başarıyor!
Les Panthers mènent au score une minute et demie avant la fin du match!
Sporda başarılı olan Nadas'lar vardır bir de başarısız olanlar ve karşınızda, Joy Turner.
Il y a des Nadas bons perdants, d'autres qui le sont moins, et puis... il y a Joy Turner.
Görünüşe göre, baskıcı, takıntılı, onun bütün sıkıntılarına sebep olan birine dönüşüyormuşum ki bu yüzden benim yanımda büyümek ve başarılı olmak imkansızmış bu sebeple uzaklaşmış ve ben şimdi onun benden uzakta özgür kalma şansını mahvediyormuşum.
Apparemment, je suis un tyran obsessionnel, je suis la cause de toutes ses anxiétés, il est impossible de grandir ou d'évoluer près de moi, et c'est la raison pour laquelle elle est partie. Et maintenant, je détruis sa dernière chance de se libérer de moi.
Başarılar dileriz...
"Chère Mlle Butler, Vous avez été admise et êtes autorisée à vous rendre à l'Institut Militaire de Pennsylvanie..."
Deneyini çok başarılı kılar bu.
Ce qui confirmerait la réussite du projet.
Ne bileyim işte. Fobilerinden, takıntılarından işte, evlilikte ve babalıktaki başarısızlığından bahset.
T'as qu'à lui parler de toutes tes phobies, de tes obsessions, de ton échec dans ton métier, ton mariage et ton rôle de père.
Başarısız Sığınmacılar.
Demandes d'Asile Refusées.
65'de kimsesizlerdi, bugün başarısız sığınmacılar.
Des orphelins en 65, des demandeurs d'asile aujourd'hui.
Victoria'ya göre İskoçya'nın diğer arazilerindeki rüzgâr çiftliğini durduracaklar. 90'ların ortasında olsak, bu büyük bir başarıydı.
D'après Victoria, ils ont arrêté les éoliennes sur leur propriété d'Écosse, et ça a été une grande victoire.
- Tüm denemeler mi, başarılılar mı? - Tümü.
- Tous essais ou ceux qui marchent?
O kaçınılmaz basın toplantılarında kocalarının yanında mahkeme duvarı gibi suratlarla oturan eşleri görünce "bunu nasıl başarıyorlar?" diyorsunuz.
Vous voyez ces femmes aux conférences de presse, impassibles aux côtés de leur mari. Comment font-elles?
İşinde başarılar.
Bonne journée au boulot.
Kış Savaşı boyunca saldırılarımız tüm cephede başarısızlıkla sonuçlandı.
Cet hiver, nos offensives ont échoué.
Bazılarınız çok başarılı oldu.
Et si certains ont extrêmement bien réussi...
Ve de Resmi Simyacılar büyük bir başarı elde etti.
Je me demande comment se passe l'examen. - Dis, Al...
Gelecekteki uğraşlarında sana başarılar.
Bonne chance pour la suite.
Eğer bunu Skahan'lar yaptıysa, olayı gizlemek için çok başarı oldular.
Sans nouveaux éléments, je n'ai rien contre eux. Si les Skahan ont fait ça, ils ont bien couvert leurs arrières.
Jedi'ların komutasındaki klon askerleri Ayrılıkçı işgalindeki Ryloth gezegenini başarıyla istila etti.
Les troupes de clones commandées par les Jedi ont envahi avec succès le monde de Ryloth occupé par les Séparatistes.
başarısız 35
başarılı 32
başarı 43
başarabilirsin 108
başardık 725
başardım 366
başardın 415
başardı 180
başaracaksın 136
başaramadım 52
başarılı 32
başarı 43
başarabilirsin 108
başardık 725
başardım 366
başardın 415
başardı 180
başaracaksın 136
başaramadım 52
başaracağız 144
başarabiliriz 43
başaracağım 55
başarabilirim 18
başaramadın 18
başaramadık 18
başaramayacaksın 18
başarısız oldum 33
başaracak 37
başardınız 52
başarabiliriz 43
başaracağım 55
başarabilirim 18
başaramadın 18
başaramadık 18
başaramayacaksın 18
başarısız oldum 33
başaracak 37
başardınız 52