English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Beni rahatsız ediyor

Beni rahatsız ediyor tradutor Francês

833 parallel translation
Bu adam beni rahatsız ediyor. Ne?
Cet homme m'importune.
Biliyor musunuz bay Duvalle, vicdanım beni rahatsız ediyor.
Vous savez, ma conscience commence à me travailler.
Afedersiniz ama sözlükleriniz beni rahatsız ediyor.
Et pardon, pardon, Vos dictionnaires vont me gêner.
İtimatsızlığın beni rahatsız ediyor.
Votre suspicion me blesse!
Bu beni rahatsız ediyor.
Ça m'inquiête.
Eski karımın kendisine yakışmayan biriyle evlenmesi beni rahatsız ediyor.
Et je suis vexé que mon ex-femme... convole avec son inférieur.
Ropörtaj yapmak için buradayım ve bu aptallar beni rahatsız ediyor.
Je viens pour l'interviewer, mais ces idiots m'embêtent.
Tam da tepeyi kim tırmanıyor da beni rahatsız ediyor diye konsantre olmuşluğum gibi. Rahatsız mı?
Je me demandais qui montait me déranger.
Ama bazı şeyler beni rahatsız ediyor... Üç Kör Fare de onlardan biri.
Mais il y a des choses que je ne supporte pas, et Trois souris aveugles en fait partie.
- Bay Godby, bu beyler beni rahatsız ediyor.
Que se passe-t-il? Ces messieurs m'importunent.
Bir şeyler beni rahatsız ediyor ama ne olduğunu bilmiyorum.
Je suis hanté, mais je ne sais pas par quoi.
İki adamın birbirini öldüresiye dövmesi düşüncesi beni rahatsız ediyor.
Deux hommes en train de se massacrer, ça me rend malade.
- Bu beni rahatsız ediyor.
Cela me met mal à l'aise.
Gezinizi bölmek beni rahatsız ediyor, doktor ama boş boş gezindiğinizi düşününce gözüme uyku girmezdi doğrusu.
Je m'en veux d'écourter votre voyage, mais je m'inquiétais de vous savoir en vadrouille.
Varlığı beni rahatsız ediyor.
Sa présence m'offense.
O beni rahatsız ediyor.
Elle m'envoûte?
ve bu beni rahatsız ediyor.
Et ça me rend malade.
Beni rahatsız ediyor. Seni ilk gördüğümden beri beni rahatsız etti.
Cela me trouble depuis la première fois que je t'ai vu.
Gözlerim, beni rahatsız ediyor.
- Mes yeux me font mal.
Tüm bu insanların canlılığı beni rahatsız ediyor.
La vitalité des gens m'irrite.
Kızı burada bulmak, beni rahatsız ediyor.
Ça me chiffonne que cette femme soit là.
Hayır, küçük yeğenlerimle olan şey beni rahatsız ediyor.
Ce qui m'ennuie, c'est pour les petits neveux.
Şey, efendim, madem soruyorsunuz, İşin işin derecesi beni rahatsız ediyor.
Eh bien, puisque vous me le demandez, je... Je suis tracassé par la question de degré.
lşık beni rahatsız ediyor.
La lumière me gêne.
İlgilenmeyi bırak, sadece bu küçük zavallı bebekleri görmek bile beni rahatsız ediyor.
Rien que la vue de ces pauvres enfants me rend malade.
Simpson'ın burada olması beni rahatsız ediyor.
Ça m'embête que Simpson soit là.
Garip şeyler oluyor ve bu beni rahatsız ediyor.
Je me sens étrange et ça m'énerve.
Gece... kurbanlarımın rüyalarımda beni rahatsız ediyor.
Toutes les nuits, je rêve des hommes que j'ai tués.
- Evet? Bir şeyler beni rahatsız ediyor.
Quelque chose me tracasse.
Tanrım, düşüncesi bile rahatsız ediyor beni.
Mon Dieu, ça m'énerve rien que d'y penser.
Vicdanım beni çok rahatsız ediyor.
Ma conscience me tourmente.
Ayrıca, sadece kimse yokken... ... seni görmek beni çok rahatsız ediyor.
J'en ai assez de... ne pouvoir te voir qu'en cachette.
Memur bey, ben sizin yanınızdayım. Beni de rahatsız ediyor.
Je ne connais pas cet homme.
- Ama beni ediyor. İşin içinde olan başka kişileri de rahatsız ediyor.
Et bien moi ça ne me va pas, et ils sont nombreux comme moi.
Ama kötü bir üne sahibim. Benim hatam değil erkekler sürekli beni rahatsız ediyor.
C'est ma faute si les hommes me courent après?
Karısı hiç umurumda değil, ama etrafta Kinuko ile gezdiğini görmek beni çok rahatsız ediyor.
S'il vivait en harmonie avec sa femme, je ne ressentirais nulle jalousie. Mais le voir prendre du bon temps avec Kinuko me dégoûte vraiment.
Bu herkesi rahatsız ediyor, beni de.
Ça ne facilite rien!
takılı kaldığımızdan beri, bu beni bira rahatsız ediyor... Tüm olay şu bıçaklama ve nasıl yapıldığında.
Ça me travaille, et puisqu on est coincés... lls ont parlé de la facon dont le tueur a planté le couteau.
Eğer bu sizi ilgilendiriyorsa, Burnumu ovuyordum çünkü beni biraz rahatsız ediyor.
Si vous tenez à le savoir il me fait un peu mal.
Ama şu güzel dizli beni çok rahatsız ediyor.
Mais cet individu aux genoux nus me tracasse.
Dışarıda, beni rahatsız eden biri var beni sürekli takip ediyor ve ben...
Quelqu'un que je ne veux pas voir me suit sans cesse...
Bu beni rahatsız ediyor.
J'ai un mauvais pressentiment.
Tamam, Harry, bak. Ben ordudan değilim ve tüm bu formalite beni biraz rahatsız ediyor.
Moi, je ne viens pas de West Point, et tout ce formalisme me pèse.
Herkesin önüne çıkıp ; "Ben alkoliğim" demek fikri rahatsız ediyor beni.
Mais de dire à tous ces gens :
Çünkü hâlâ beni rahatsız ediyor.
C'est mon vautour!
Söylemeye çalıştığım şey şu, ben.. Bu evde olan şeyler beni de rahatsız ediyor.
J'essaie de vous dire... que cette maison ne me met pas à l'aise.
Her hareketimi kontrol etmen rahatsız ediyor beni.
Je n'aime pas cette inquisition Rosamund.
Beni... rahatsız ediyor.
Il... m'embête.
Vicdanım beni bu yüzden rahatsız ediyor.
Ça me donne mauvaise conscience.
Beni ne rahatsız ediyor biliyor musun?
Il y a une question que je me pose.
... beni çok rahatsız ediyor. Yalan söylemek zorunda olmamız...
Ça me dérange beaucoup, que nous devions mentir,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]