Bir yolunu bulacağız tradutor Francês
470 parallel translation
- Bir yolunu bulacağız.
- On doit le faire malgré tout.
Bir yolunu bulacağız söz veriyorum.
Nous allons trouver quelque chose, je vous le promets.
Bir yolunu bulacağız.
Nous trouverons.
- O zaman bir yolunu bulacağız. - Gerçekten mi?
Je vais arranger ça.
Tommy'yi kazaya uğramış gibi göstermenin bir yolunu bulacağız.
Il faut qu'on croit qu'il a eu un accident
Seni gizleyemezsek, açıklamanın bir yolunu bulacağız.
Si on ne trouve pas de déguisement, on trouvera une explication.
Eğer, okulda kalman gerektiğini düşünüyorsan bir yolunu bulacağız.
Si tu sens que tu dois absolument rester au lycée, on trouvera une solution.
Bir yolunu bulacağız.
On va y arriver.
Bunları ödetmenin bir yolunu bulacağız Ve paramızı geri alacağız
Ils reprendront à ce fripon de quoi manger du pain
Bu durumu çözmenin bir yolunu bulacağız.
Il faut régler ça.
Bir yolunu bulacağız.
On s ´ en sortira.
Bir yolunu bulacağız.
On trouvera un moyen.
Bu içine girdiğim en şık alet! Çalıştırmanın bir yolunu bulacağız, tamam mı?
Mais écoute Ford c'est le vaisseau le plus classe qu'on ait jamais fauché, OK?
Ama ben değilsem o zaman anlaşma yapmalıyız, olanı kabul edip... bunu durdurmanın bir yolunu bulacağız.
Mais si ce n'est pas moi, nous devons l'accepter et trouver un moyen d'y mettre fin, OK? OK.
- Bir yolunu bulacağız.
Mais on y parviendra.
- Bir yolunu bulacağız..
- Ça va aller.
Malzemeyi hazırla, biz buradan çıkmanın bir yolunu bulacağız.
Tiens-toi prêt. On va chercher un moyen de sortir.
Yarattığımız hasarı silmenin başka bir yolunu bulacağız.
Nous réparerons les dégâts causés.
Paniklenme, Ron. B-Biz b-bir yolunu bulacağız, tamam mı?
On s'en sortira, ne panique pas.
İşlemi hızlandırmanın bir yolunu bulacağız.
Je ferai tout pour accélérer les recherches.
Farklı istikametlerde avunma ve eğlenmenin bir yolunu bulacağız.
Je me permet de dire que nous trouverons largement d'autres sources de consolation et de joie... dans nos différences de chemins.
Şimdi buradan çıkmanın bir yolunu bulacağız, değil mi?
Bon... on va bien finir par trouver une sortie, non?
Merak etme, seni oraya gönderebilmenin, bir yolunu bulacağız.
- Nous trouverons un moyen.
Endişelenme. Bir yolunu bulacağız.
- Ne vous inquiétez pas.
Bir yolunu bulacağız.
On va bien trouver un moyen.
Bir yolunu bulacağız.
Je vais y arriver.
- Buradan çıkmanın bir yolunu bulacağız.
- On trouvera un moyen de sortir d'ici.
Gemiyi tekrar ele geçirmenin bir yolunu bulacağız.
Nous allons trouver le moyen de reprendre le vaisseau.
Evet... Şey, bir yolunu bulacağız.
Bien sûr que si, on trouvera bien un moyen.
Şimdi bu kaseti gerçek muhabirlere ulaştırmanın bir yolunu bulacağız.
- On l'envoie à un vrai reporter.
Bir yolunu bulacağız.
On trouvera une solution.
Sakin ol, bir yolunu bulacağız, bir şeyler yapacağız.
J'en trouverai une.
Onları güvenli bir mesafeden devre dışı bırakmanın bir yolunu bulacağız.
- Nous allons les désactiver.
Jothee'yi kurtarmanın bir yolunu bulacağız.
Nous trouverons un moyen de délivrer Jothee, D'Argo.
- Eminim bu sorunu çözmenin bir yolunu bulacağız.
- Je suis sûre qu'il y a une solution.
Bu sefer daha akıllı olacağız. Başka bir yolunu bulacağız.
Mais cette fois-ci, on trouvera un moyen d'entrer.
Benimle Makine Dairesi'nde buluşun. İçeri girebilmenin bir yolunu bulacağız.
Nous allons trouver un moyen d'entrer.
Sizi eve götürmenin bir yolunu bulacağız, güvende ve sıcak.
Où en sont vos réserves d'oxygène? Je ne sais pas... On va trouver un moyen de vous ramener à la maison.
Bir yolunu bulacağız.
Vous vous en rendrez compte rapidement.
Sana, kızı götürdüğü yeri haber vermenin bir yolunu bulacağım.
Je saurai où il l'emmène.
Bu yüzden, bu işi sessizce kapatmaya razı olursanız... Minnettarlığımızı ifade etmenin çok cömert bir yolunu bulacağımıza emin olunuz.
Si vous voulez bien étouffer l'affaire... nous saurons vous exprimer notre gratitude.
Kısa sürede eski halinize dönmenin bir yolunu bulacağınızı biliyordum. Bulmuşsunuz da, her şey tekrar yolunda.
Je savais que vous trouveriez un moyen de retrouver votre apparence, et vous l'avez trouvé.
Bir şekilde bunun bir yolunu bulacağımızı umuyorum.
J'espère que nous nous en sortirons.
- Bak, biliyorum aranızdaki şey bitti. ama o bir efsane, ona bunu anlatmanın yolunu bulacağız.
- Je sais que c'est fini entre vous, mais c'est une légende, il faudra y aller doucement.
Bir gün bulacağız yolunu
Un jour, l'arc-en-ciel
Onları çıkarmanın bir yolunu bulacağız.
Nous les sortirons de là.
Bu yolculuk esnasında, bir yerlerde, geri dönüş yolunu bulacağız.
Nous trouverons un jour le moyen de rentrer chez nous.
- Bir yolunu bulacağız.
Nous trouverons un moyen.
Fakat yine de bir arada olmanın bir yolunu bulacağımızı biliyorum.
mais nous trouverons un moyen d'être ensemble.
Bu yüzden, bu ayrışmayı durdurabilmenin bir yolunu bulana kadar kendimize güvenli bir liman bulacağız.
C'est pourquoi nous allons devoir nous poser quelque part.
Peki, bir yolunu bulacağız.
On va voir ça.
bir yolunu buluruz 32
bir yolunu bulurum 26
bir yolunu bulacağım 26
bulacağız 57
bir yazar 32
bir yere gitme 51
bir yerde 60
bir yerlerde 73
bir yere gitmiyorum 43
bir yıl sonra 30
bir yolunu bulurum 26
bir yolunu bulacağım 26
bulacağız 57
bir yazar 32
bir yere gitme 51
bir yerde 60
bir yerlerde 73
bir yere gitmiyorum 43
bir yıl sonra 30
bir yere mi gidiyorsun 103
bir yere gidemezsin 16
bir yere gitmiyoruz 22
bir yudum 17
bir yere kaybolma 21
bir yere ayrılma 38
bir yolu var 41
bir yere gitmiyorsun 28
bir yer biliyorum 28
bir yıl önce 51
bir yere gidemezsin 16
bir yere gitmiyoruz 22
bir yudum 17
bir yere kaybolma 21
bir yere ayrılma 38
bir yolu var 41
bir yere gitmiyorsun 28
bir yer biliyorum 28
bir yıl önce 51