Bu onu öldürür tradutor Francês
114 parallel translation
Ona inanmalısın, eğer ayrılırsa bu onu öldürür.
Quitter cette île, serait sa mort.
Anne, Owen'a anlatırsan bu onu öldürür, yemin ederim!
Si tu le dis à Owen, il en mourra. Je te jure.
- Bu onu öldürür, parçalanır!
Il va être écartelé!
Muhtemelen bu onu öldürür.
Ça risquerait de le tuer.
Eğer Helen öğrenirse, bu onu öldürür.
Si Helen l'apprenait, ça la tuerait.
Bu onu öldürür!
Vous allez le tuer!
Bu onu öldürür.
Ça va le tuer.
Bu onu öldürür.
Ça le tuerait.
Bu onu öldürür.
Ca va la tuer.
Bu onu öldürür. yine başlama lütfen.
Ne recommence pas, s'il te plait.
Ne olursa olsun, bu onu öldürür.
Ça va la tuer.
Bu onu öldürür.
Ca la tuera.
- Otantik bir kahraman. Bir tayt ve pelerin giyse, tanıtım için bize izin verse bu onu öldürür müydü?
- Puisque c'est un vrai héros... il pourrait mettre une combinaison moulante, ça ferait de la pub.
Hayır. Bu onu öldürür.
Non, ça le tuerait.
Bu onu öldürür!
Ca va la tuer.
Bu onu öldürür.
Ça tuerait mon grand-père.
Bu onu öldürür.
Ça la tuerait.
Ama şarkı söylediği için ayrılırsan çok iyi biliyorum ki bu onu öldürür.
Mais si vous rompez pour une chanson... Je crois bien que ça la tuera.
Çünkü bu onu öldürür.
Parce que ça va le tuer. C'est une balle en plein coeur.
Murat oğlunu böyle görürse, bu onu öldürür.
Si Mourad voit son fils dans cet état, ça le tuera.
Eğer Carlos öğrenirse, bu onu öldürür.
Si Carlos l'apprend, ça le tuera.
- Bu onu öldürür.
- Ça le tuera.
{ \ 1c00FFFF } Biraz daha votka içirsem, bu onu öldürür mü dersin?
Tout ça pour pas gâcher.
Bu onu öldürür.
Ça le tuera.
- Bu doğru değil. - Bu onu öldürür.
C'est faux, ceci va le tuer.
Adrian Monk birazcık kendine güvenmeye başlamıştı. Bu onu öldürür.
Adrian Monk avait ça de confiance en lui au début... ça va sûrement le tuer.
Burası onun hayali..... Burayı çalıştıramazsa bu onu öldürür. Ve daha da önemlisi evliliğimizi öldürür.
Il rêve de cet endroit, et s'il ne peut pas aller jusqu'au bout, ça va le tuer, et par conséquent ça va tuer notre mariage...
Ama... bu onu öldürür.
Ça va la tuer.
- Sanırım, bu onu öldürür.
Je pense que ça le tuerait de savoir.
Bu onu öldürür. Lütfen.
Ça pourrait le tuer.
Eğer kendi ilacını alamazsa bu onu öldürür.
- Elle ingère une dose de sa substance. - Ça la tue.
- Eğer yanılıyorsa da bu onu öldürür.
- S'il a tort, ça la tuera.
Bir adam sevgilisini öldürür ve bu da onu öldürür.
Je l'ai pas prise dans mes bras!
Bu onu kesin öldürür.
C'est sûr que ça le tuera.
Bir danayı öldürür öldürmez, damgasını koparır, köpeği onunla beslerdi. Bu kanıtın onu mahkum etmeye yeterli olduğunu söylemişti. Bu nedenle bir hafta boyunca köpeğin pisliğini eşelemişler.
il coupait la chair marquée et la donnait au chien. avant de trouver la marque!
Bu, onu öldürür.
Le Soleil le tuerait.
Bu şey onu öldürür.
Ça la tuerait.
Bu adam babasıyla top oynarken bile onu öldürür.
Il a même blessé son fils dans une partie en famille.
Sıradan hatunları ancak Kriptonit prezervatifle becerebilir. Ama bu da onu öldürür.
Il ne peut baiser qu'avec une capote en kryptonite, mais ça le tuerait.
Anneni düşün, demek istediğim bu onu öldürür.
Tu as pensé à ta mère?
Bu onu öldürür.
Ça va le tuer!
Bu at onu öldürür, Philip.
Le cheval va le tuer, Philippe.
Ed, eğer bu herif gümüşü bulursa, onu öldürür. - Nerede?
Ed, si ce gars trouve l'argent, il va la tuer.
Bu haber onu öldürür ve inan bana bu vicdan azabı senin peşini Haley'den daha fazla takip eder.
La nouvelle le tuera probablement, et crois-moi, la culpabilité te restera bien plus longtemps avec toi que Haley.
- Lütfen. Ona soramam bile, çünkü bilmiyorsa bu onu kesinlikle öldürür.
Si je lui demande et qu'il savait pas, je le tue.
Erkek arkadaşı öldürür onu yolumdan kaldır ve bu sayede kıza tek başına sahip olabilirim.
Tuer le petit ami... Me débarrasser de lui, et alors je pourrai la prendre seule.
Bu pisliği durdurmazsak başkalarını da öldürür. Tut onu!
Si on ne lui règle pas son compte il tuera encore.
Katil onu öldürür. - Onu ele geçirmenin tek yolu bu.
C'est notre seule chance de le démasquer.
Bomba onu etkisiz hale getireni öldürür, bu yüzden gidin. Lütfen. İkiniz de.
La bombe tue celui qui la neutralise, alors partez, s'il vous plaît, tous les deux.
Bu onu öldürür.
- Ça le tuerait.
Kortizol patlaması yaşayabilir, bu da onu öldürür.
Elle peut avoir une tempête de cortisol qui peut la tuer.
bu onun sorunu 17
bu onun 40
bu onun işi 28
bu onun arabası 16
bu onun hatası değil 24
bu onun fikriydi 25
bu onun suçu değil 19
onu öldürürüm 54
onu öldürürler 20
onu öldürürsen 17
bu onun 40
bu onun işi 28
bu onun arabası 16
bu onun hatası değil 24
bu onun fikriydi 25
bu onun suçu değil 19
onu öldürürüm 54
onu öldürürler 20
onu öldürürsen 17
öldürürüm 37
öldürür 25
öldürürler 23
öldürürüm seni 23
öldürürüz 20
bu önemli değil 131
bu onlardan biri 29
bu önemli 208
bu önemli mi 29
bu önemli bir şey 18
öldürür 25
öldürürler 23
öldürürüm seni 23
öldürürüz 20
bu önemli değil 131
bu onlardan biri 29
bu önemli 208
bu önemli mi 29
bu önemli bir şey 18