English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Buraya bak

Buraya bak tradutor Francês

3,173 parallel translation
- Amber buraya bak.
- Amber, regarde par là.
Buraya bakıyor.
Elle regarde par ici.
Buraya bak, gülümse.
On va faire la photo. On regarde l'objectif en souriant.
Buraya bak.
Regardez juste là.
Adam buraya bakıyor. Şu anda resmen bize bakıyor.
Il nous regarde.
Buraya bakın!
Ici en bas!
- Vince, buraya bak. - Biraz geç kaldık.
Trop tard.
Buraya bak.
Par ici.
Sosisçideki Yakışıklı çocuk kesinlikle buraya bakıyor.
Le beau mec qui vend des hot-dogs regarde carrément par ici.
Buraya bakın millet.
Regardez ça, tout le monde.
Buraya bakın, Palos Hills Lisesi.
Bien, votre attention, Palos Hills High.
Buraya bakıyor.
Il nous regarde.
Hey, buraya bak.
Regarde.
Buraya bak. "Mermi yakalama" numarasını yapan tek kadın.
Vérifie, la seule femme à faire le tour "Attraper une balle".
- Pekala, şimdi buraya bak.
Allons-y... Jette un œil à ça.
Peki, tamam, Öklid buraya bakıyor.
Je m'en veux-clide.
Nereye bakıyorsun? Buraya bak, odaklan.
Par ici, regarde-moi.
Dedektif. Buraya bakın.
Hé, détective, venez voir par là.
- Selam, çocuklar. Sophie, buraya bak lütfen.
Sophie, par ici.
Buraya bakın.
S'il vous plaît, venez ici.
O halde neden üstesinden gelemiyorsun? Buraya bak, No Eun Seol. İşte bu yüzden benim için bir engel.
vous n'arrivez pas à surmonter vos crises? c'est pour ça que ça s'appelle un trouble. non?
Buraya bakın Sekreter No'nun babası... Buna izin veremem.
Quel genre de parent accepterait le fils d'un gangster comme gendre?
Oskar'a bak. Perşembe buraya geliyor.
Regarde Oskar Il va venir ici jeudi.
Hendricks, buraya inşaat arazilerine bakılmasıyla ilgili tavsiye veren bir sivil gelmemiş miydi?
Hendricks, un civil n'est-il pas venu avec un tuyau sur les chantiers de constructions?
Bak, buraya onu unutmak için geldiğini biliyorum o yüzden inkar etme.
Je sais que tu es venu ici pour l'oublier, n'essaie pas de me dire le contraire.
Buraya gelin! Şuna bakın!
Venez voir.
Afedersiniz? Bak, buraya 20 kadın gelecek. Hepsi de bir adamı g-stringle görmek istiyor.
Vingt femmes vont arriver s'attendant à voir un agent en string.
Bakın! Rodrigo, kız taciri yaptığı kızları buraya getiriyor olmalı.
Rodrigo doit y garder les filles.
Bak. Gel buraya.
Viens là.
Bak, buraya senin için geldim. Bir sonraki adım için ; ama doğru gelmedi.
Écoute, je suis vraiment venu ici, pour te voir, pour prendre la prochaine étape, mais ce n'était juste pas bon.
Bakın, adımı değiştirdim ve buraya taşındım. Böylelikle Wyat'a yeni bir başlangıç verebilirdim.
J'ai changé de nom et déménagé pour que Wyatt reparte de zéro.
Bak, eğer buraya psikoloji zımbırtıları için geldiysen ilgilenmiyorum.
Si vous êtes là pour faire de la psychologie, ça m'intéresse pas.
Bakın, buraya seçkin insanlar geliyor, tamam mı?
- Ça ne répond pas à la question. Écoutez, beaucoup de gens influents viennent ici.
Sarah, buraya bak. Sana erken bir doğum günü hediyesi aldım.
Un cadeau d'anniversaire en avance.
Bak Turtle, buraya bedava bir gezi ve ünlüler var diye geldik.
On voulait juste le voyage gratuit et les stars.
Buraya mı bakıyorum?
Un mec fait un sandwich.
Bak, nasıl buraya geldiğini bilmiyorum, ama beni yalnız bırakmalısın, tamam mı?
Écoute, je ne sais pas comment tu es arrivée ici, mais laisse-moi, ok?
Tamam teğmen, bak bakalım Spencer Pittman hakkında ne bulabileceksin. Ve onu mümkün olduğunca çabuk buraya getir, lütfen.
Lieutenant, trouvez ce que vous pouvez sur Spencer Pittman et amenez-le ici, s'il vous plaît.
Bakın, buraya seçkin insanlar geliyor, tamam mı?
Ecoutez, beaucoup de personnes importantes viennent ici, vous comprenez?
- Görünüşe bakılırsa bu adamlar, iş sırasında anahtarların baskısını yapıyorlar, sonra da buraya gelip kopyasını çıkartıyorlar.
Ils prennent des empreintes des clés au boulot, et font des doubles ici.
Bak, şu resmin, işte buradakinin gösterdiğine göre bu buraya, tamam, bu küçük arı da,... bu küçük mutlu arı da kurbağanın yanındaki bu deliğe girecek.
Regarde, cette image, regarde, ça, elle montre que, comme cela, que cette petite abeille, cette joyeuse petite abeille, va dans ce petit trou juste à côté de la grenouille.
Bak, buraya gelmen lazım.
Venez ici.
Bakın, Bayan Flynn buraya taşınmama izin verdiğiniz gerçekten müteşekkirim.
Écoutez, Mme Flynn, j'apprécie que vous me laissiez emménager.
Buraya gelmeden önce disiplin sorunları olanlara bak. Birkaç tane var.
Cherche ceux qui avaient des problèmes avant de venir.
Gelip buraya bakın.
Votre attention!
Bakın, sadece onu buraya getirdim.
Je n'ai fait que le conduire.
Bak, Noel Baba teleferik hattıyla gelecek, taaa oradan buraya.
Regarde. Le Père Noël arrive en tyrolienne cette année, de tout là-haut.
- Buraya bak!
Ugh
- Buraya bak!
Beurk.
Bak, bence buraya büyük katkın olur.
Vous seriez un grand plus.
Bak, buraya gel.
Ecoute, viens ici.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]