Değil mi beyler tradutor Francês
180 parallel translation
Değil mi beyler?
On va se cotiser, n'est-ce pas, hein! messieurs!
Niyetlerimiz barışçıl. Değil mi beyler?
Nos intentions sont strictement pacifiques.
Bunu anlıyoruz, değil mi beyler?
Nous sommes d'accord, messieurs?
Hey, kahve istemiştiniz, değil mi beyler?
Hé messieurs, vous avez commandé des cafés.
Size çok para kazandırdım zamanında... öyle değil mi beyler?
Je vous ai fait gagner pas mal d'argent, au fil des années, n'est-ce pas?
Ve hepimiz bu günü kutluyoruz, değil mi beyler?
Et nous célébrons tous aujourd'hui, n'est-ce pas, señores?
Ama asıl gönlümüzden kopan bu, değil mi beyler?
Ça vient du fond du coeur, crois-moi. N'est-ce pas, les gars?
Öyle değil mi beyler?
D'accord, les gars?
Bunu hemen durdurursan, geç değil! Senden şikayetçi olmayacağız. Değil mi beyler?
Si tu rends l'argent, on ne portera pas plainte, pas vrai?
Hepsinden, değil mi beyler?
Toutes sortes de drogues, n'est-ce pas?
- Değil mi beyler? - Evet.
- N'est-ce pas?
-... değil mi beyler?
- Ça la bat.
Çok güzel değil mi beyler?
Ce sont ses débuts au club.
Ne kadar ilginç. Değil mi beyler? Ulusal Güvenlik burada.
C'est intéressant, vous ne trouvez pas, les gars, que l'ASE soit ici?
İyi, değil mi beyler?
20 000 $, ça semble raisonnable.
Öyle değil mi beyler?
Hein, les gars?
Doğru söylüyorum, değil mi beyler?
C'est la vérité! Pas vrai?
Sanırım sizi buraya gelmeye motive eden aptallığınız değil yeteneklerinizdi değil mi beyler?
J'imagine que c'est l'arrogance plutôt que la stupidité qui vous a amenés jusqu'ici, messieurs.
Değil mi beyler?
Pas vrai, les garçons?
Aynı Vietnam gibi olacak, değil mi beyler!
Comme au Viêt-nam, hein, les gars?
Sanırım hepsi bu kadar beyler, değil mi?
Je crois que tout est réglé, non?
Ancak beyler, hızlı çalışıp ansiklopediyi bitireceksiniz, değil mi?
Messieurs, vous vous dépêcherez de finir cette encyclopédie?
Beyler, güzel bir partiden ayrılmaktan nefret ederim ama bir kadını bekletmek olmaz, değil mi? - Nasıl bir şey olduğunu bilirsiniz beyler.
C'était une très bonne soirée, mais on ne fait pas attendre une femme.
Siz beyler çok şey biliyorsunuz, değil mi?
Vous en savez des choses!
Bir, iki 24, 25, 26... Daha önce onları hiç kullanmadın değil mi? Beyler, ya arabadadır ya da at sırtında.
Les seigneurs comme vous, ça va en voiture ou à cheval.
- Değil mi, beyler?
- C'est compris?
Beyler, sahiden oğlumu öldürmeye çalışmıyorsunuz, değil mi?
Vous essayez vraiment de tuer mon fils, messieurs?
Beyler, sizi mahcup etmek istemem ama bu tür bir soruşturma tekniği gerçekten de çocukça, değil mi?
Messieurs, je ne voudrais pas vous embarrasser mais ce genre de technique d'interrogation est enfantine.
Beyler, sizi konuşurken duydum. Mc Intosh ve Peter'den bahsediyordunuz, değil mi?
Vous avez parlé de Mac Intosch et Peter, n'est ce pas?
Gerçek bir cennet, değil mi, beyler?
Un vrai petit paradis, vous ne trouvez pas?
Öyle değil mi, beyler?
N'est-ce pas, messieurs?
Beyler, eğlendirici göründüğünü biliyorum ; ama bunlar gerçekler, değil mi?
Messieurs, je sais que cela paraît amusant mais ce sont les faits, n'est-ce pas?
Ona gününü gösterdim, değil mi, beyler?
Je lui ai montré, hein?
- Değil mi, beyler?
- N'est-ce pas?
Cehennem ile derin mavi denizler arasında kalmış, değil mi, beyler?
Nous voilà coincés entre le diable et la mer bleue.
Fakat sizin beyler, başka şansınız yok değil mi!
D'ailleurs, messieurs, vous n'avez pas le choix. N'est-ce pas?
Beyler, hayattaki güzelliklerin içinde en kıymetlisi kadınlar, değil mi?
Messieurs, de toutes les choses de la vie... ce sont les femmes les plus belles!
- Değil mi, beyler?
- Pas vrai, les gars?
- Beyler, bakın siz alkollü falan değilsiniz, değil mi?
Écoutez, les gars... vous n'avez pas bu, non?
Ne yazık ki ses yok, değil mi, beyler?
Hélas, il n'y a pas de son...
Beyler, ilk temyiz mahkemesi başkanı Alexander Hamilton'dı, değil mi?
Alexander Hamilton était le 1er président de la cour de justice?
Değil mi memur beyler?
Pas vrai, messieurs?
Bizim gibi yakışıklı beyler beklemek zorunda değil. Fark etmedin mi?
Les gens beaux n'ont pas à faire la queue.
Artık o kadar da güzel değil, değil mi, Beyler?
Beaucoup moins charmante maintenant.
Beyler bana da biraz verirsiniz değil mi?
Vous pourriez me faire un peu confiance, vous pensez pas?
- Beyler, beni duyabiliyorsunuz, değil mi?
- Vous m'entendez, hein?
Değil mi, beyler?
N'est-ce pas?
Beyler fark ettiniz mi? Bebe eskisi gibi havalı değil!
Bébé me paraît moins cool aujourd'hui.
Beyler bunun sonuçlarını tahmin edebiliyorsunuz değil mi?
Vous savez pour qui vous courez, hein?
Sizi o aradı değil mi beyler?
Elle vous a appelés, hein?
Şey, beyler, sanırım sadece birimiz reklamda oynayacak değil mi?
Alors chers amis, un seul d'entre nous jouera dans la pub.
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66
degil mi 350
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66