Değil mi kaptan tradutor Francês
179 parallel translation
Zamanımız var. Zamandan daha bol bir şeyimiz yok, değil mi Kaptan?
On a tout le temps du monde, pas vrai, capitaine?
Öldürmediğin birini neden gömdüğünü açıklamak, kazara öldürüp, gömdüğünü açıklamaktan daha zor olur, değil mi Kaptan?
Vous aurez plus de mal à expliquer que vous l'avez enterré sans le tuer... que si vous l'aviez tué accidentellement et enterré. N'est-ce pas, capitaine?
Muhteşem, değil mi Kaptan?
Magnifique, hein?
Tadı berbat değil, değil mi kaptan?
Ça n'a pas un goût de chaussure?
Karşılaması zor bir servisti, değil mi Kaptan?
Dur à renvoyer, hein, Cap'taine? Pas facile.
Biz de torpillenmedik değil mi Kaptan?
On est en train de se faire torpiller capitaine?
Şey, bu sorunu akademik bir boyuta getiriyor değil mi kaptan?
Voilà qui résout notre petit problème.
O yaşıyor değil mi kaptan?
Vous pensez qu'il est en vie, n'est-ce pas, Capitaine?
Kışın buzları yine dolacak, değil mi kaptan?
La fonte des neige de printemps nous mettra à flot, n'est-ce pas, Capitaine?
İki banyo kaptanın hoşuna gider sanırım, öyle değil mi?
- Mais oui. Je pense que le capitaine aimerait avoir deux baignoires, non?
Kaptan ne kadar sevimli, değil mi?
- Le capitaine est charmant, non?
- Kaptan Spaulding, baksanıza... Spaulding, doğru değil mi?
Dites-moi, capitaine Spaulding- - C'est bien Spaulding, oui?
Sence de kaptan, tatlı, kuzu gibi bir ihtiyar değil mi?
Un bon vieux père, hein?
Sahildeki en iyi kaptan, değil mi?
Le plus grand capitaine?
Kaptan Fry'la karşılaşmamamız garip değil mi?
Où peut être le capitaine Fry?
Kaptan Fry bu garip bir safari yolu değil mi?
Votre safari me semble curieusement organisé.
- Kaptan da boylu poslu, değil mi?
- Le capitaine est grand, n'est-ce pas?
- Hâlâ havalimanı var sen, kaptan ve ben av köpekleri gibi yoğun olacağız zaten, değil mi?
Tu as toujours ton aéroport... et toi et le capitaine et moi seront occupés comme des chiens de chasse.
Kaptan Stuart'ın sesini tanıyorsun, değil mi?
Vous connaissez la voix du capitaine Stuart, n'est-ce pas?
34. botun kaptanısın, değil mi?
Et tu commandes le 34...
Kaptan, onun adına hareket etmeniz için yetki verdi, değil mi? - Evet, tüm haklarını bana bıraktı.
- Il m'a cédé ses droits.
- Kaptanı çok seviyorsun değil mi?
- Vous l'appréciez beaucoup.
Bir gemi kaptanı olduğunuz hiç aklınızdan çıkmıyor değil mi?
Vous n'oubliez jamais vos fonctions?
Ben takım kaptanıyım, öyle değil mi?
Je suis Ie capitaine de l'équipe, non?
- Kaptan deli mi, yoksa değil mi?
- Le capitaine est-il fou ou non?
Doug, kaptan ile bir anlaşma yaptın, değil mi? Anlaşma mı?
Tu as fait un pacte avec le capitaine?
Kaptan Ahab, bacağınızı koparan Moby Dick'ti, değil mi?
Capitaine Achab, n'est-ce pas Moby Dick qui vous a arraché la jambe?
Kendini ileri atmaktan çekinmiyorsun, değil mi? O domuz burnunu her işe sokma ve Kaptan'ın pılı pırtısı için yardım et.
Occupe-toi de tes affaires et aide-moi plutôt.
Açık sözlülüğümü bağışlayın, Kaptan ama karada kendi başınıza bir gece bile kalmadınız henüz, değil mi?
- Les hommes sont un peu lents, mais... - Oui, je sais.
Sizin Kaptan yetersiz bir organizatör, öyle değil mi?
Il s'y entend pour l'organisation ton pitaine!
Yalnız değil onunla olacağım değil mi kaptan?
Pas seul! Moi, je vais avec lui.
O kadar kötü değil mi, Kaptan?
Mais ça va mal, n'est-ce pas?
Kaptan Mueller. Benim için bir telsiz mesajı göndermeyi kabul edeceğinizi sanmıyorum, değil mi?
Capitaine Mueller, j'imagine que vous ne voudrez pas envoyer un message radio pour moi?
400'ün üzerinde değil mi, Kaptan?
Vous êtes plus de 400, capitaine?
Bu iş zorlaşmaya başladı, değil mi, Kaptan?
Voilà qui risque d'être difficile à présent, n'est-ce pas, capitaine?
Kaptan Garrovick senin için çok önemliydi, değil mi?
Le capitaine Garrovick était très important à vos yeux.
Değil mi, kaptan?
Suis-je assez clair?
- Kaptan Merik, değil mi?
- Capitaine Merik? - Oui, c'est moi.
Kaptan'ı o zaman ele geçirebiliriz, değil mi?
Pourrons-nous ramener le capitaine pendant ce laps de temps?
Kaptan hemen demişti, değil mi?
Le capitaine a dit immédiatement, n'est-ce pas?
Bu tam da Kaptan Kirk'ün gitmeden söylediği şey hakkında değil mi?
Ce n'est pas ce qu'a dit le capitaine Kirk avant de partir?
Kaptan, buraya hile yoluyla getirildiniz, değil mi?
Capitaine, on vous a leurrés ici, n'est-ce pas?
- Muhteşem değil mi, Kaptan?
- Merveilleuse, n'est-ce pas, capitaine?
Kaptan, yedekte bir pervaneniz var değil mi?
Capitaine, vous avez une hélice de rechange?
- Öyle değil mi, Kaptan? - Çözüm bende.
J'ai la solution.
- Kaptan, bu Cain'in sesi değil mi?
- On dirait Cain.
Kaptan dün gece serdümeni haklamadı, değil mi?
Notre capitaine n'a pas tué le timonier de la nuit dernière, n'est ce pas?
Kaptan sakin değil mi?
Le commandant m'a semblé plutôt calme.
Kaptan. Kaptan Billings'le tanıştınız değil mi?
Vous connaissez le Capitaine Billings.
Biraz korkuyorum kaptan, ama şans maskotun olduğuma göre, başıma bir iş gelmesine izin vermezsin değil mi?
J'ai un peu peur, mais je sais que vous ne laisserez rien m'arriver... - parce que je suis votre mascotte.
Bu büyüklükte bir aletin kaptanı olmak için içkiye dayanıklı olmalısın, değil mi?
Un capitaine au long cours doit avoir le pied marin!
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25