Endişe etmene gerek yok tradutor Francês
175 parallel translation
Hayatım, bunun için endişe etmene gerek yok.
Vous n'avez aucun souci à vous faire, vous!
Endişe etmene gerek yok.
Ne vous inquiétez pas.
Endişe etmene gerek yok. Beş aile bir aradayken, yapan herhangi biri olabilir.
Rassurez-vous, à 5 ménages ça peut être n'importe qui.
Benim için endişe etmene gerek yok.
Je ne suis pas inquiet.
Endişe etmene gerek yok.
Vous n'avez pas à vous inquiéter.
Sağlığın konusunda endişe etmene gerek yok.
S'il s'agit de votre santé, soyez tranquille.
Hayatının geri kalanı için bu kadarı yeter sana. Endişe etmene gerek yok artık.
assez pour ne plus vous soucier... d'argent pour le reste de sa vie.
Evet. Endişe etmene gerek yok.
Oui, et ne vous inquiétez pas.
Endişe etmene gerek yok.
- Et la police?
Endişe etmene gerek yok.
Tu n'as rien à craindre.
Yani endişe etmene gerek yok.
Tu n'as pas à t'inquiéter.
Evden dışarı çıkmadığın sürece endişe etmene gerek yok.
Tu n'as rien à craindre tant que tu restes ici.
Endişe etmene gerek yok. Eğer altını alırsam.
A condition de voler l'or.
İş bulmaktan endişe etmene gerek yok.
Nous n'avons plus à nous soucier de trouver du travail.
Oh, bununla ilgili endişe etmene gerek yok, anne.
Oh, tu n'as pas à t'inquiter, Mama.
Ama artık endişe etmene gerek yok.
Mais tu n'as plus de soucis à te faire.
Polly'nin önemli birşeyi unutacağından endişe etmene gerek yok.
Polly n'oublie jamais rien d'important.
Endişe etmene gerek yok.
Tu n'as pas à t'inquiéter.
Bir süreliğine endişe etmene gerek yok.
Et faut pas s'inquiéter.
Kapıda kalmakla ilgili endişe etmene gerek yok.
Comme ça ce n'est pas grave si on s'enferme dehors.
Endişe etmene gerek yok.
Vous inquiétez pas!
Korkma, evlat. Endişe etmene gerek yok.
T'en fais pas.
Endişe etmene gerek yok.
Je m'en fais pas.
Hiç endişe etmene gerek yok.
T'as pas à t'en faire.
Bu yıl artık Noel için endişe etmene gerek yok. - Ne?
Ne vous faites pas de souci pour Noël cette année.
- Senin endişe etmene gerek yok.
- T'inquiète pas pour ça.
Gerçekten de bu konu hakkında endişe etmene gerek yok.
Tu n'as rien à craindre.
Bu konuda endişe etmene gerek yok.
Ne t'inquiète pas pour ça.
Geçmiş geçmişte kaldı. Ve ayrıca gelecek hakkında da endişe etmene gerek yok. Çünkü bu da daha gelmedi.
Alors le passé n'existe plus... et il n'y a aucune raison d'être inquiète au sujet du futur... parce que cela n'existe pas non plus.
Artık, endişe etmene gerek yok çünkü bir daha böyle bir şey olmayacak.
Et ne t'inquiète pas, ça ne se reproduira pas.
Endişe etmene gerek yok
Vivek aime ses frères plus que tout au monde!
Rupert, bu kız söylediğin kadar iyiyse, endişe etmene gerek yok.
Rupert, si cette fille est comme vous le dites, vous n'avez pas à vous en faire.
Babam biraz para gönderdi. Endişe etmene gerek yok.
Mon père m'a envoyé un peu d'argent, donc ne t'en fais pas.
Bu yüzden kimse görecek diye endişe etmene gerek yok.
- Oh! - Donc... Tu n'auras plus jamais à te soucier du fait que quelqu'un puisse voir cela.
İçki içmemden endişe etmene gerek yok.
En tout cas, ne t'inquiète pas si je bois.
Artık bu konuda endişe etmene gerek yok sanırım, öyle değil mi?
C'est plus ton problème, maintenant.
Ben yanındayken endişe etmene gerek yok.
T'inquiète pas. J'suis là.
Eğer bir şey yok derse endişe etmene gerek yok.
S'il te dit que c'est rien, tu seras tranquillisé.
Bense biraz ipin ucunu kaçırdım. O işi bir şekilde alacağım. Endişe etmene gerek yok.
Je sais, j'étais un peu cinglée, mais je finirai par l'avoir, ce boulot, t'en fais pas.
Bunu için endişe etmene gerek yok, tamam mı?
Ne t'inquiète pas pour ça.
Onun için endişe etmene gerek yok.
Tu n'as rien à craindre d'elle.
- Endişe etmene gerek yok.
- Ne t'en fais pas pour moi.
Endişe etmene gerek yok. Söz veriyorum.
Ne t'inquiète pas, je t'assure.
Bilgisayarı olan herkes ulaşabilir. Ablan hakkında endişe etmene gerek yok.
Ils sont disponibles pour tout le monde qui a un ordinateur tu ne dois pas t'inquiéter au sujet de ta soeur.
bunun için endişe etmene gerek yok.
Les mets pas.
endişe etmene gerek yok. döndüğünde senin için bir yerimiz olacak.
Il se pourrait même que je me présente aux présidentielles.
Sen zenginsin. Endişe etmene gerek yok.
Tu es tellement riche, tu n'as pas à te soucier de ton avenir.
Ama diğer tüm şeyler hakkında yani senin, bilirsin endişe ettiklerin konusunda, endişe etmene gerek yok.
Mais en ce qui concerne toutes les choses, tu sais, qui t'inquiétaient, inutile de t'en faire.
Elbette, endişe etmene gerek yok.
T'en fais pas, on arrangera ça.
Bebeğim, endişe etmene bile gerek yok.
- Ne t'inquiète pas.
Kayacaklar diye endişe etmene de gerek yok çünkü, birbirlerine "yapışmışlar".
Si tu veux la bouger, c'est pas un problème. - Ils sont tous collés. - Dégage.
gerek yok 917
gerek yoktu 39
endişelenme 2019
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71
endişeli 16
gerek yoktu 39
endişelenme 2019
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71
endişeli 16