Endişeli değilim tradutor Francês
167 parallel translation
- Sadece endişeli değilim.
Je suis plus qu'inquiet.
Bu konuda endişeli değilim, efendim.
Je suis bien tranquille!
- Endişeli değilim.
Je ne m'en fais pas.
Endişeli değilim.
Je ne suis pas inquiet.
Ben endişeli değilim.
Le tableau est presque terminé.
Bana sorarsanız, ben kendim ve sizin için zerre kadar endişeli değilim. Ve insanlığın geri kalan kısmı için de.
Mais je n'ai aucune inquiétude, ni à votre sujet, ni à mon sujet, et moins encore au sujet de l'humanité.
- Endişeli değilim.
- Je ne suis pas inquiet.
Endişeli değilim.
Je ne m'en fais pas.
- Endişeli değilim.
- Je m'en fais.
Endişeli değilim sayın başbakan, sadece meraklıyım.
Inquiéter? Non, Excellence. Disons... intéresser.
Hiç endişeli değilim.
Je ne m'en fais pas du tout.
O yaralar için endişeli değilim ben, iyileşeceklerini biliyorum.
Ce ne sont pas ces blessures qui m'inquiètent. Elles guériront.
Ben o konuda endişeli değilim.
Je ne suis pas inquiet.
Endişeli değilim.
- Ne soyez pas nerveuse, Donna.
Endişeli değilim. Biraz dalgınım.
Je suis pas grognon.
Bana gelince ben endişeli değilim. Çünkü ben her yere uyum sağlarım.
Moi, je m'inquiète pas, je suis à l'aise partout.
Bu konuda endişeli değilim.
Je ne suis pas très inquiet.
Hayır, endişeli değilim.
Non, je ne suis pas inquiet.
Şuan ki durumumda... Yürüttüğüm ilişkide o tür şey hakkında endişeli değilim.
Dans ma situation, avec ma relation actuelle, je n'ai pas ce problème.
Neyse ki buna hazırlıklıyım, bu yüzden pek endişeli değilim.
J'avais prévu ça, tout va bien.
Bu gece için endişeli değilim.
Ce soir, c'est bon.
Endişeli değilim.
Non, je ne m'inquiète pas.
- Hayır, endişeli değilim.
- Ça ne me tracasse pas.
Endişeli değilim... bu her zaman oluyor.
Cela arrive tout le temps.
Ben endişeli değilim, ama siz olmalısınız.
Je ne le suis pas. C'est vous qui devriez l'être.
Günlük program hakkında endişeli değilim,
Cela n'arrivera plus.
Tutuklanma konusunda endişeli değilim. İşim hakkında endişeleniyorum.
J'ai pas peur d'être arrêté, mais de perdre mon job.
- Endişeli değilim.
- Je n'ai pas peur.
Endişeli değilim, Tuvok.
Ce n'est pas de l'appréhension, Tuvok.
Endişeli değilim.
Je suis calme.
Ben endişeli değilim.
- Je ne suis pas inquiet.
- Endişeli değilim, tamam mı? Tedirginim.
- Je suis seulement anxieux.
Endişeli değilim Artoo.
Je ne suis pas inquiet.
Endişeli değilim. Sadece özlüyorum.
Je ne suis pas inquiète, il me manque
Endişeli değilim. Ya sen?
Je ne suis pas inquiet.
Galiba pek endişeli değilim.
Je ne suis pas vraiment tendue.
- Çok endişeli değilim.
- Ça ne m'inquiète pas.
Hayır, endişeli değilim Kitty.
Non, je ne m'inquiète pas.
Kendim için endişeli değilim. Ailem.
Il ne s'agit pas de moi, mais de ma famille.
- Zeyna, bu insanlar sana bakacaklarmış gibi değil. - Bunun için endişeli değilim.
- Xena, personne ne te regardera.
Üzgünüm, Artık endişeli değilim.
Désolé, je ne m'en fais plus du tout
- Sadece iblisler hakkında artık endişeli değilim.
- J'ai moins peur des démons.
Ben endişeli değilim.
Je ne m'inquiète pas.
Hayır, endişeli değilim.
Non, pas du tout.
Evet, Warren ve diğerlerine ne yapacağı konusunda endişeli değilim.
Ce n'est pas le fait qu'elle ait affaire à Warren et sa bande qui m'inquiète.
Lewis konusunda endişeli değilim.
Lewis, je m'en fiche.
Kemik hakkında endişeli değilim.
Je ne suis pas inquiète pour ses articulations.
Efendim, kanser olduğunu biliyorum ama o kadar da endişeli değilim.
C'est un cancer, mais je ne m'inquiète pas trop.
Clark, ben traktör konusunda endişeli değilim.
Ce n'est pas grave.
! Bu benim hayatım Ben endişeli değilim, neden mi?
Je n'ai pas besoin que tu t'inquiètes pour moi.
Hicte endiseli degilim.
On remet ça. La chance finira bien par tourner.
değilim 815
endişelenme 2019
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71
endişeli 16
endişelenmiyorum 40
endişelenme 2019
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71
endişeli 16
endişelenmiyorum 40