Etrafına bir bak tradutor Francês
511 parallel translation
Etrafına bir bak.
Regarde, Dalila.
Etrafına bir bak, Altar Keane.
Regarde autour de toi.
Öğrenecek çok şey var Etrafına bir bak
Il y aura beaucoup à apprendre, alors regarde en l'air
- Etrafına bir bak.
- Regarde autour de toi.
Etrafına bir bak.
Allez, regardez-les bien.
Etrafına bir bak.
Regardez autour de vous.
Etrafına bir bak...
Regardez autour de vous, regardez la nature.
Etrafına bir bak.
Ouvrez un peu les yeux.
Etrafına bir bakınsana.
Regardez autour de vous.
Bazen lokantandan içeri girer ve işlerin nasıl olduğunu sorardım. Hep hakaret eder ve bağırırdın. "Aptalca sorular soracağına, etrafına bir bak" derdin.
On entrait dans ton restaurant, on te demandait comment vont les affaires, et au lieu de répondre, tu lançais des injures en criant qu'au lieu de demander bêtement, il suffisait de regarder autour de soi.
Etrafına bir bak.
Lève les yeux et regarde.
Etrafına bir bak, kuzenim Haberleri yaratırız biz burada
Écoute tout ce qui se dit autour de toi
İhtiyacımız mı var? Etrafına bir bak istersen.
Regardez autour de vous, Docteur.
Gözlerini dört aç da etrafına bir bak!
Imbécile! Ouvre les yeux et vois par toi-même!
Etrafına bir bak, evlat.
Regarde autour de toi mon garçon.
Michelle, etrafına bir bak.
Michelle, regarde autour de toi.
Etrafına bir bak. Şuna bir bak! Gözlerini sana dikmiş, resmen gözleriyle yiyor.
Elle n'a d'yeux que pour toi.
Etrafına bir bak! Bu ev onlarla dolu.
La maison est pleine de gens qui souffrent.
Etrafına bir bak. Herkes rollerblade'le kayıyor. Koşu ayakkabıları giyip, kafalarına marslı anteni gibi şeyler takıyorlar.
On voit des gens faire du patin à roulettes ou du jogging avec un Walkman sur les oreilles...
Etrafına bir bak, ve eğer uygun birini beğenirsen geri dön ve beni gör.
Fais un tour, si une te plaît, reviens me voir.
Etrafına bir bak. Amerika nasıl bu hale geldi?
Comment l'Amérique en est arrivée là?
Etrafına bir bak Charlie.
Ouvre les yeux Charlie.
Ama, dostum, aç gözlerini. Aç gözlerini ve etrafına bir bak.
Ouvrez donc les yeux, mon ami, regardez autour de vous.
Bak Meryem... Etrafına bir bak.
Ecoute, Marie, regarde tout ceci.
- Etrafına bir bak, ne düşünüyorsun? .
- Regardez autour de vous, et voyez ce que vous en pensez.
Etrafına bir bak.
Regarde. Il ne reste rien.
Hepsi tanrının cezası... " Etrafına bir bak ve söyle, bunun şunları şunları var.
" En regardant autour de vous, celui-ci a ça et vous n'avez rien.
- Etrafına bir bak!
- Regardez autour de vous!
Etrafına bir bak. Normal denilen çiftlerin kaçı kavga etmeden gün geçiriyor, kaçı boşanmış?
Regarde combien de couples dits normaux se déchirent, divorcent.
Ed, iyi bir çocuğa benziyorsun. Etrafına bir bak.
Ed, vous êtes gentil, mais regardez autour de vous...
Fark et. Etrafına bir bak.
Regarde autour de toi.
Etrafına bir bak. Neler olduğunu gör.
Regardez autour de vous pour voir ce qui se passe.
Etrafına bir bak, Kes.
Regardez autour de vous, Kes.
Bir etrafına bak. Burada yaptığımız işi görebilirsiniz.
Jugez vous-meme!
- Etrafına bak, ondan bir sürü var.
- Regardez. Elle est partout.
Etrafına bir bak.
J'ai des ennemis.
Tek başına büyüdü, yavru bir serçe gibi,.. ... etrafına bakınarak,.. ... ve Allah bilir, neyi arayarak.
Il a grandi, seul comme un pauvre moineau... regardant autour de lui... cherchant qui sait quoi... tout seul...
Ama bir etrafına bak, Kirk.
Oui. Mais regardez autour de vous, Kirk.
Etrafına bir güzel bakın.
Regardez bien autour de vous.
Bir de bak etrafına, bizden haberdar olan var mı.
- Et contrôle si quelqu'un nous connait.
Etrafına bak Golfo. Cennetten fırlatılmış... ve çevremizi bir sis gibi saran bulutlar... bizi kötü niyetli dedikodulardan ve patavatsız gözlerden koruyacaktır.
Regarde autour de toi, Golfo, les nuages alentour de nous comme un voile, comme une couverture tendue depuis le paradis, nous protègent des commérages malveillants et des yeux indiscrets.
Tegel'in etrafında dolaşmak koyu ağaçların olduğu bir cadde evler kayıyor, çatılar sanki başına düşecek gibi bakıyor ama namusumla yaşamalıyım.
des arbres noirs, des maisons branlantes, comme les toits! Avec ça, je dois de venir honnête!
Etrafına bak, oğlum. Şurada bir sunak var. "
Regarde, mon fils, il y a un autel.
Etrafına bir bak! Yüce İsa. Hustler okumak zorunda değilsin.
Même pas besoin de lire Hustler.
Hey bebeğim, etrafına bak... Altın parmaklıklı bir kafes...
Non, c'est une cage dorée.
Etrafına bak. Çöle su getirdik, bir topluluk inşa ettik.
Nous avons amené l'eau, construit une communauté.
Şöyle bir etrafına bak.
Va te balader, toi.
Bir Noophianlıyı Dünya'ya götürürsen, büyük ihtimalle etrafına şöyle bir bakıp,
Mais si tu amenais un Nophien sur Terre, probablement dirait-il :
Etrafına bir bak.
Regarde autour de toi.
- Beni burada bekle. Etrafına bir bak.
Regarde ça.
Bir şey olmak istiyorsan, başarı bekliyorsan... bir an önce uyan etrafına bak.
Tu veux être quelqu'un, arriver quelque part? Réveille-toi! Attention!
bir bak 140
bir bakıma 183
bir bakar mısın 19
bir baksana 40
bir bakabilir miyim 22
bir bakalım 968
bir bakacağım 28
bir bakıma evet 17
bir bak bakalım 22
bir bakıma öyle 27
bir bakıma 183
bir bakar mısın 19
bir baksana 40
bir bakabilir miyim 22
bir bakalım 968
bir bakacağım 28
bir bakıma evet 17
bir bak bakalım 22
bir bakıma öyle 27
bir bakarım 16
bir bakın 70
bir bakayım 536
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bir bakın 70
bir bakayım 536
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bak sen 266
bakire misin 19
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bak sen 266
bakire misin 19
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20