English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ E ] / Eğer gidersen

Eğer gidersen tradutor Francês

552 parallel translation
Eğer gidersen, geri döneyim deme.
Mais ne perds pas ton temps! Il faut que, tu réfléchis. Si tu sors, c'est fini.
Eğer gidersen delisin.
Tu es fou si t'y vas.
Eğer gidersen ona her şeyi anlatırlar.
- Il ne faut pas qu'il sache.
Eğer gidersen bir daha seni göremeyeceğim. Asla.
Si tu y vas, je ne te reverrai plus jamais.
Eğer gidersen...
Si tu t'en vas...
- O zaman, gitmek zorundayım. Eğer gidersen, o zaman cadde boyunca seni izleyip, utandırırım.
Si vous partez, je vous flétris.
- Eğer gidersen...
- Si tu vas...
- Elbette ama eğer gidersen ve bana oradan mektup yazarsan...
- Bien sûr! Mais si tu y retournes tu m'écriras...
Eğer gidersen, problem daha fazla büyümeyecek..
Si seulement vous étiez parti, le problème ne se serait pas aggravé.
Eğer gidersen, çok uzun bir süre gibi gelecek.
Si tu pars, ce sera peut-être pour toujours.
Dinle beni James, eğer gidersen...
Écoute-moi, James. Si tu t'en vas, je...
Eğer gidersen, kendimi öldürürüm.
Sinon, je me tue.
Eğer gidersen...
Si tu y retournes...
Eğer gidersen pek çok sorununun çözüleceğini biliyorum.
Je sais que ça réglerait beaucoup de tes problèmes si tu y allais.
- O zaman beni öpecek misin? - Bakarız... Eğer hoşuma gidersen.
Je sais pas, je verrai... si vous me plaisez.
Eğer gidersen bir daha dönmene gerek yok Poppins.
Si vous partez, c'est pour de bon!
Eğer buradan gidersen, Londra'ya dönüp beni öldürmelerine müsaade ederim.
Si tu pars, je rentre à Londres et je les laisse me descendre.
- Huw, yavrum, eğer sen de beni bırakıp gidersen doğurduğuma pişman olurum.
Huw, mon garçon, si tu venais à nous quitter, je regretterais avoir eu des enfants.
Eğer cezaevine geri gidersen, bu benim için bir bela.
Si on vous enferme, ce sera très ennuyeux pour moi.
"Eğer şu köşeye gidersen bir kız bulacaksın."
Si vous tournez à l'angle, vous trouverez une fille.
- Eğer gidersen, bende seninle geleceğim. - Hayır.
Si vous y allez, je viens avec vous.
Eğer kuzey yönünde gidersen yoluna rahatça devam edebilirsin.
Regarde, en prenant au Nord de Glorieta, tu tombes sur Skin Road.
Eğer işi yarım bırakıp gidersen paranı vermem.
Si tu n'honores pas ton contrat, je ne te paierai pas.
Eğer Texas'a gidersen, kaybedersin.
Retourner au Texas serait votre perdition.
- Şey, niçin... Eğer oraya gidersen...
- Pourquoi, si je vais là...
Eğer şimdi onunla gidersen, seni bir daha asla geri almam.
Si vous partez, je ne vous reprendrai plus jamais.
Eğer elidekiyle oraya gidersen problem yok zaten ya seni öldürecekler ya da hapsi boylayacaksın eğer senin deli veya hasta olduğunu söylerlerse ve suçunu bağışlarlarsa sen bitersin, Joe, hapı yutarsın!
Si tu fais ça, qu'importe qu'ils te tuent ou te mettent en prison, même s'ils disent que tu es fou et te laissent sortir, tu es fini, Joe, tu es foutu!
Eğer Haiti'ye gidersen Haiti'de tanıdığım bir kız var
Si vous allez à Haïti je connais une fille à Haïti.
Eğer Haiti'ye gidersen Haiti'de tanıdığım bir kız var
Si vous allez à Haïti, je connais une fille à Haïti.
- Pat, eğer bu şekilde yürüyüp gidersen...
- Si tu me laisses...
- Eğer gidersen...
Si tu vas voir cette femme...
Eğer şarap.. ve vahşi şarkılarla, düzenbaz kadınlara gidersen, başın derde girer.
Ainsi enivré de vin et de sages pensées, tu ne peux que céder aux desseins d'une femme.
Ama eğer sen, hemen Sagliena'ya gidersen.
Si j'étais toi, j'irais faire un tour à Sagliena.
Eğer tek başına gidersen başarırsın.
Tu peux réussir seul.
Eğer sen gidersen, ben de giderim.
Je marcherai si vous le faites vous-même!
Eğer rodeoya gidersen, onu bulup tutarım senin için.
Si tu vas au rodéo, je te promets de t'attendre avec elle.
Eğer kasabadan gidersen böyle olmak zorunda değil.
Les choses peuvent se passer autrement, si tu pars.
Eğer arkanı dönüp gidersen kızmam.
Je ne vous blâmerais pas si vous abandonniez.
Eğer yatağına gidersen, hadi.
Toi aussi, si tu retournes te coucher.
Sorun olmayacak - eğer buradan gidersen tabii.
Pas si vous passez votre chemin.
Eğer Chip'i aramaya gidersen...
Très bien, si tu dois aller à la recherche de Chip...
Eğer gidersen öldürüleceksin.
Ne fais pas ça.
Eğer sen de buradan gidersen.
- Oui, si c'est possible.
Eğer çekip gidersen, kendimi öldürürüm.
Si tu pars, je me tue.
Eğer çekip gidersen hayatın anlamı kalmaz, her şey biter benim için.
Si tu pars, tout est fini pour moi.
Eğer polise gidersen, öc almaya gelirim.
Si vous allez à la police, Je vous retrouverai.
Eğer Birleşmiş Milletler'e gidersen, belki biraz olsun yanıldığını anlarsın.
Nous, on va faire la fête. Exact? Exact.
Gidersen eğer, küçük bir ölüm olur.
Si partir, c'est un peu mourir
Bak Earl, eğer onun peşinden gidersen Jubal buna sinirlenebilir. Jubal!
Jubal sera un petit peu contrarié, si t'épouses une squaw.
Eğer polise gidersen senin için hemen biter.
Et bien, ça pourrait se finir tout de suite, si tu vas voir la police.
İlk olarak... eğer bara gidersen bir fincan kahve ve bir parça pasta sipariş et.
Un, si tu vas au bistro... commande un café et des gâteaux, comme moi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]