English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ H ] / Hiçbirşey

Hiçbirşey tradutor Francês

4,696 parallel translation
Artık hiçbirşey yolumda duramaz.
Rien ne pourra m'arrêter, désormais.
- Hiçbirşey yapmıyorduk, memur bey.
On ne faisait rien, M. l'agent!
Hiçbirşey yapmadın ki?
T'as rien fait.
Yapabileceğin hiçbirşey yok, Susan!
Et tu n'y peux rien... Susan.
Hiçbirşey olmadı.
Rien ne se passe.
Hiçbirşey olmayacak, bize dokunamaz
Quoi qu'il arrive, il ne peut pas nous séparer.
Şahsen ben kendi adıma herkes görevini yapar, hiçbirşey ihmal edilmez onların yaptığı gibi herşey en iyi şekilde planlanırsa anavatanımızı savunup, bir tiranın tehdidinden sağ kurtulacağımıza olan inancım tamdır.
J'ai moi-même entière confiance dans le fait que si tout le monde fait son devoir, si rien n'est négligé, et si l'on prend les meilleures mesures, ce qui est le cas, nous prouverons une fois de plus
Gündelik yaşamda çok beceriksiz hiçbirşey bilmiyor.
Il ne sait pas gérer la vie ordinaire. Il est perdu. Il n'y connaît rien.
Gördüğünüz gibi, Sayın Başkan,... sizden sakladığım hiçbirşey yok.
Comme vous voyez, M. le Président, je n'ai rien à vous cacher.
Odamda oturuyorum ve hiçbirşey yapmıyorum.
Je suis assis ici dans ma chambre, à ne rien faire.
Seçim sonuçları açıklanana dek hiçbirşey olmayacak.
Rien ne se passera avant l'annonce des résultats des élections.
- Ne oldu? - Hiçbirşey.
- Que se passe-t-il?
- Hiçbirşey, Hiçbirşey.
- Rien, rien.
Eğer ciddi bir şekilde maruz kaldıysanız, hiçbirşey hissetmezsiniz - - Bir saat kadar ya da daha sonra bir mide bulantısı hissedene kadar - Kusabilirsiniz ama siz belki de bunun bir gıda zehirlenmesi olduğunu düşünürsünüz.
Si vous subissez une sérieuse irradiation de votre organisme, vous ne sentez rien jusqu'à environ une heure après lorsque vous commencez à avoir des nausées, vous pouvez vomir, en pensant que vous avez une intoxication alimentaire.
Hiçbirşey.
Rien.
Neredeyse hiçbirşey yemiyorum.
Les macronutriments, c'est tout le reste.
Peki Phil hiçbirşey yapmazsa ve böyle devam ederse sizce neler olabilir?
Quelques kilos de plus et je n'aurais pu mesurer votre IMC.
Başka hiçbirşey bu konuda beni geçmenden, daha mutlu edemezdi.
J'ai rà © alisà © que durant ces dix derniers jours, j'ai perdu l'à © quivalent de deux boules de bowling.
Jambon dışında içinde hiçbirşey yok...
Tu sais que j'adore le pà ¢ tà ©.
Kaplumbağalardan ve o güzel dalga seslerinden başka hiçbirşey yoktu.
Il n'y avait personne, sauf nous, les tortues. Pas d'autre bruit que celui des vagues.
- Hiçbirşey ilk olarak teşekkür etmek isteriz... Sözcükleri kardeşçe ve nazik.
- Rien d'abord nous voulons vous remercier... pour vos mots remplis d'amour fraternel et gentillesse.
Hiçbirşey anlamıyor.
Il ne comprend rien.
Pete Thomason hiçbirşey hatırlamadığını söylüyor.
Pete Thomason dit qu'il ne se souvient de rien.
Hiçbirşey söyleme. Kımıldama.
Calme-toi.
Hiçbirşey bilmediğini görmüyor musun?
Vous voyez pas qu'il ne sait rien?
Beni tanımıyorsun. Hakkımda hiçbirşey bilmiyorsun.
Vous ne me connaissez pas.
İddia ettiğine göre atmosferin üst bölgesinde, kozmik ışınlarda, parçacık hızlandırıcısında olduğundan daha enerjik çarpışmalar meydana geliyor, ama bugüne kadar hiçbirşey olmadı.
Il observe que dans les couches plus élevées de l'atmosphère, dans les rayons cosmiques, se produisent des collisions plus énergétiques que dans un accélérateur de particules, et jusqu'à présent, rien ne s'est encore produit.
hiçbirşey.
Absolument rien.
Hiçbirşey.
- C'est rien.
Şu an verdiğim bir karar yok hiçbirşey belli değil daha.
Je n'ai pas pris de décision. Rien n'est encore clair.
Geçen sene olanlardan sonra, bu bir şaka kanıtı burda... hiçbirşey söylemedim, biri bir noktaya getiriyor, ve herkeste ona katılıyor.
Après ce qui s'est passé l'an dernier, c'est une blague. Vous avez vu... Je n'ai rien dit.
hiçbirşey esirgemeden yarışı bitirmek böyle olur.
Je n'avais plus d'énergie lorsque j'ai terminé la course.
" Yok, kesinlikle hiçbirşey.Yok.
- Non, absolument pas.
Fed'ler de hiçbirşey yok. Diego'nun intihar ettiği üzerinde duruyorlar.
Elle croit que Diego s'est suicidé.
Burada hiçbirşey yok!
Il n'y a rien, ici.
Sana hiçbirşey yetmez.
- Alors, vous nous aiderez pas?
- Hiçbirşey salak.
- Putain d'imbécile.
Hiçbirşey olmazdın. Hatta acınası bir hayatın bile.
Même sa vie misérable.
Adamlarım ölürken hiçbirşey olmamış gibi seyirci kalmam!
Je ne resterai pas a regarder mes subordonnés mourir.
sonucu hiçbirşey yapmadan göremeyiz.
Kodai, le résultat n'est pas là pour nous faire ressasser.
Analiz ettiğim kapsülde buna dair hiçbirşey yoktu.
Il n'y avait rien à ce propos dans la capsule que j'ai analysé.
Hiçbirşey olmayacak. Peki, tamam.
Je vais passer un marché.
Onu kullandı ve sonra hiçbirşey olmamış gibi onu fırlattı attı, annem kendini onun yüzünden öldürdü.
Il s'est servi de ma mère, puis l'a jetée comme une moins que rien. Elle s'est tuée à cause de lui.
- Hiçbirşey. Burası, politik tartışmaların yapıldığı arka kulislere dönmüş.
On dirait un de ces cabinets où se signent les accords politiques.
Benim ihtiyacım olan şey için yapabileceğin hiçbirşey yok.
Tu ne peux pas m'aider à résoudre mes problèmes.
- Sana hiçbirşey dedim!
- Rien, je te dis!
Fakat bildigin gibi hicbirsey isik hizindan daha hizli degildir.
Rien ne va plus vite que la lumière.
Bu ortam ne gördüğünüz değildir, çünkü hiçbirşey görmezsiniz, sizin özbenliğinizdir bu ortam
Le "Set Setting" n'est pas ce que vous voyez, parce que vous ne pouvez voir quoi que ce soit.
Hiçbirşey olmadı.
Rien.
Hiçbirşey, sadece gitmelisin.
Rien, faut juste que t'y ailles.
Ama size hiçbirşey borçlu değilim.Sizin ailenizden değilim.
Je ne fais pas partie de votre famille.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]