English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ I ] / Iki hafta mı

Iki hafta mı tradutor Francês

1,189 parallel translation
Fazladan bir kaç gün mü, bir ya da iki hafta mı?
Un jour ou deux de plus, une semaine ou deux?
Bir iki hafta mı?
Une semaine ou deux?
Ama iki hafta önce beni öpmesine izin verdim.
Mais il y a 15 jours... je l'ai laissé m'embrasser.
Bu hafta iki kelimeden başka bir şey söylemedi.
Elle m'a pas dit deux mots de la semaine.
Keiko, iki hafta sonra Bajor'da Janitza dağlarına tarım bilimi gezisi düzenlenecek.
Keiko, une expédition d'agrobiologie part pour le mont Janitza sur Bajor dans 15 jours.
İki hafta sonra, Saigon'daki bir hastanede uyandım.
Je me suis réveillé à Saigon 15 jours plus tard.
Karım benim için her hafta iki bilet alır. Her zaman aynı iki numaraya oynar.
Ma femme achète 2 billets chaque semaine.
Yaralandıktan iki hafta sonra ona çıkma teklif ettim. Ona kararımı söylemek istedim.
Quinze jours plus tard, je l'ai invitée.
Bu iki şanslı genç kısa bir süre sonra... güzel, güneşli Florida'ya uçacak. Bir hafta boyunca lunapark ve kumsallarda olacaklar. Sanırım başka şeyler de yapacaklar!
Les heureux gagnants s'envoleront vers le soleil de la Floride, pour une semaine de jeux, de plage, et bien plus, à mon avis.
İki hafta içinde bitecek ve ders vermeye başlayacağım.
Je commencerai à enseigner.
- Ne kadar? İki hafta? Bir ay?
Et tu m'enverras une carte postale quand tu auras fini?
"Şüphelinin iki hafta içinde New Orleans'a " silah alımında kullanılması düşünülen 65.000 dolarla "geleceği öğrenildikten sonra bir inceleme başlatıldı."
Au cours d'une enquête approfondie, un message a été intercepté indiquant que le suspect se rendait ces jours-ci à la Nouvelle-Orléans avec 65000 dollars destinés en principe à l'achat de fusils.
Geçen gün, bir paket sigara alacaktım... iki dolar için bi karalama yaptım... bir hafta sonra bir galeri arayıp...
L'autre jour, je voulais acheter un paquet de cigarettes. Je l'ai payé avec un dessin.
Hadi ordan tatlım. Bu seni iki hafta götürür.
T'en aurais bien pour deux semaines avec moi!
Kadınımız gelip onu alacaktır Bir veya iki hafta için bile olsa Hayatınızı değiştirecek
Si Eva s'en saisit elle changera ta vie pour une semaine ou deux
Broke dan iki hafta sonra cevap aldım.
Brooke m'a répondu 15 jours après.
Bittiği zaman, İki hafta hastanede kaldım.
Après tout ça, j'ai passé deux semaines à l'hôpital.
Bu kılıkta eski karımın avukatından iki hafta saklanmıştım.
Je me cache de l'avocat de mon ex-femme grâce à ça.
İki hafta içinde kendi başıma banyoya gidemiyor olacağım.
Dans 2 semaines je ne pourrai pas aller seul aux toilettes.
Geçen hafta iki Rus denizciyle tanıştığı rıhtımın aşağısındaki barda sarhoş olmuş.
Il s'est torché dans un pub près des quais, il y a une semaine, et il y a rencontré deux marins russes.
Bay Garibaldi'nin kayboluşunun üzerinden iki hafta geçti.
Deux semaines que M. Garibaldi a disparu.
İki hafta mı?
Deux semaines?
O fren uyarı lambası yanarken iki, üç hafta kullandın mı?
Tu as conduit deux à trois semaines avec le témoin du frein allumé?
Yılda sadece iki hafta iznim oluyor ve onda da senin kötü sahil evinde kalmamı mı istiyorsun?
J'ai que 2 semaines de vacances et tu veux que j'aille dans ta maison bidon?
İki hafta boyunca kulak zarında sızıntı yapan bir enfeksiyonla etrafta dolaştığını mı söylüyorsun?
Ça fait bien quinze jours. Vous vous promenez avec une infection suintante depuis deux semaines?
İki hafta önce, Cardassian hükümeti benimle bağlantıya geçti, ve bir "Küre" yi Bajoranlılara geri götürmemizi istedi.
Il y a deux semaines, le gouvernement cardassien m'a contacté dans le but de rendre un orbe aux Bajorans.
Sana iki gün vermiştim, bunu bir hafta yaptım.
Deux jours? Ça fait une semaine.
İki hafta mı?
2 semaines?
İki hafta sonra öç alabilirsin.
Tu pourras m'avoir dans deux semaines.
İki hafta önce bana vurdu.
Il y a deux semaines, il m'a frappée.
İki hafta Mısır 999 markçık.
2 semaines en Egypte, 999 marks.
Ona daha iki hafta var, ve bizim çalışmamız lazım.
En attendant, nous avons du travail.
IQ'm iki hafta boyunca günde beş puan fırladı. Bunu el göz koordinasyonumda gelişme dayanıklılık, görme, refleksler, kilo, boy izledi.
Ils sont passés ensuite à la coordination des mouvements, l'endurance, la vision, les réflexes, le poids, la taille.
Sanırım sizi bunu iki hafta yayınlamamaya ikna edemeyeceğim.
Pouvez-vous garder ça pour vous pendant 2 semaines?
İki hafta polis işi olmayacak mı?
Quinze jours sans bosser...
İki hafta içinde seni yine maaşa bağlayacağım.
- Viens me voir dans quinze jours. - Je te filerai du boulot. - J'ai une mauvaise nouvelle.
ÖImeden iki hafta önce Kore savaşında ruhunu kaybetmiş gibi hissettiğini söyledi.
Deux semaines avant sa mort, il m'a dit qu'il avait perdu son ame pendant la guerre de Coree.
O papazı iki hafta içinde buraya getirmeye çalışacağım.
Je vais tout faire pour que ce pasteur vienne ici.
Sanırım iki hafta kadar.
Je dirais quinze jours.
- Oraya dünyanın parasını yatırdım ve hayranlarımı bir hafta içinde iki kere hayal kırıklığına uğratamayız.
- J'ai mis de l'argent dans ce club et on ne peut décevoir mon public 2 fois en une semaine.
bir ya da iki hafta paylaşım için sağ ol ne zamandır geliyor?
Peut-être une semaine. Ou deux. Merci de m'en avoir informé.
İki hafta önce, fotoğraflarım çekildi.
II y a deux semaines, je me suis fait photographier.
Sanırım iki hafta önce, Subay Salonu'nda haftalık zayiat listesini yayımlarken başlamıştı.
C'était il y a 15 jours, quand j'ai affiché la liste hebdomadaire de nos pertes.
Sanırım seni iki hafta içinde becermiş biri yaparız..
Tu dois pouvoir tirer ton coup.
İki hafta sonra, Bayan Minerve olacağım.
Deux semaines plus tard, j'allais devenir Mme Minerve.
Daha iki hafta önce ehliyet aldım.
J'ai eu mon permis il y a 2 semaines.
- İki hafta mı olsun?
- Tu veux deux semaines?
İki hafta içinde katılım ücretin elimize ulaşmazsa başvurunu iptal ediyoruz.
Si t'as pas payé ta cotisation dans les 15 jours t'es out.
İki hafta önce, balo kraliçeliğine kabul konuşmanı planlaman için sana yardım ediyorduk. Şimdi ise birdenbire, herşey "Brock şöyle", "Brock böyle"... ve "dövmem" oldu.
Il y a deux semaines, on t'aidait à écrire ton discours, et tout d'un coup, tu ne parles que de Brock et de ton tatouage.
İki hafta içinde üç kez sarayımı yakmaya çalıştılar.
Trois tentatives d'incendie de mon palais en 2 semaines.
İki hafta önce polis kuvvetlerinden ayrıldım.
Depuis deux semaines... j'ai quitté la police.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]