English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ I ] / Ikinci gün

Ikinci gün tradutor Francês

280 parallel translation
- Şangri-La'da ikinci gün.
- Deuxième jour à Shangri-La.
Bu özgür olduğum ikinci gün, ve sizse...
Mon deuxième jour de liberté, et vous...
Bu ikinci gün ve her şey iyi... ve bugünü hatırlamak için,
C'est le deuxième jour de traversée et les gens sont contents malgré le contexte.
Sonra, ikinci gün Malkinia tabelasını gördüm.
Et c'était déjà le deuxième jour, j'ai vu le panneau "Malkinia".
Senaryo yazımındaki ikinci gün için hava raporu, Kuzey-doğu rüzgarlarıyla birlikte kışın ilk karı bekleniyor.
La météo du deuxième jour d'écriture prévoyait un vent venant du nord-est et les premières gelées de l'hiver.
Bunun üzerine asker gider, bir gün bekler ikinci gün, üçüncü,... yirminci gün...
AussiTot... le soldat y alla, et attendit un jour... puis deux... puis dix... puis vingt...
Bundyler ile paylaşmamız iyi bir jest olur Siz ne dersiniz millet? Şey, güvercinler ikinci gün daha iyi olur.
J'étais mal coiffée et j'avais ma vieille chemise de nuit.
Tekne günlüğü, ikinci gün.
Livre de bord, 2 èmejour.
ikinci gün, iki tane atıp, 58 tane içiyorsun.
Deuxiéme jour, t'en jettes deux et fumes 58.
Sonra ikinci gün, üçüncü gün.
Et le lendemain. Et le jour suivant.
Anevrizma tedavisi, ikinci gün.
Postop de 2 jours. Anévrisme opéré.
Çünkü eski okulumuzdan kabahatli olarak kovulduktan sonra yeni okulumuzda ikinci gün okul alanını terk edersek.
Si nous quittons le lycée dès le deuxième jour, après avoir été exclue de notre ancien lycée...
Üç gün boyunca kendime gelemedim. Niye ikinci tarafın birinci tarafı... birinci tarafın ikinci tarafı olmuyor? O zaman işe yarardı.
... ne parle-t-elle pas du deuxième en cause?
İkinci dileğimde gerçekleşmiş olur. Çünkü bir buharlının kaptanı olan kişi bir gün Devereaux Şirketinin de başına geçecek.
En étant à la tête du Southern Cross, j'exauce mon second vœu, parce que si on commande un vapeur, on peut passer un jour à la tête de Devereaux et Société.
Dur bir dakika Doc. Bunu, üç gün içinde ikinci yapışın. Sen hiçkimseyi bu kasabadan kovamazsın!
C'est la seconde fois en trois jours que tu essaies de chasser des gens de la ville.
İkinci katta çok güzel bir odam var. İki tane büyük penceresiyle, bütün gün güneş görür.
J'ai une charmante chambre au 2ème étage avec du soleil toute lajournée.
İkinci gün Horoz Saati'nde onurunuza düzenlenen resmi yemek.
Deuxième jour : un banquet en votre honneur.
ikinci gün oluştu.
second jour.
İkinci gün, saat 07.30
Deuxième jour, 7 h 30
3 gün önce karısıyla geldi ve ikinci katta kalıyor.
Il est arrivé avec son épouse il y a 3 jours. Il est au 2ème étage.
İkinci gün Tanrı gene patatesi yarattı.
Le deuxième jour Dieu a créé des pommes de terre.
Bu, son üç gün içersindeki ikinci uyarı oldu.
Deux avertissements en trois jours.
Oradan Lewis'in önündeki ikinci kampı kurmak için tırmandılar. Postanenin önündeki üçüncü kamp yerine kadar üç gün daha tırmandılar.
Grâce à une ascension ininterrompue, ils établirent le camp n ° 2, vers Lewis, puis mirent trois jours pour établir le camp n ° 3, ici, devant le bureau de poste.
İkinci gün, öğle vakti Mai - chi - San Tapınağı'na ulaşırsın.
Tu arriveras au Temple Mai Chi San... à midi, le deuxième jour.
Sizi ikinci kez, ertesi gün istedim.
La deuxième fois que j'ai eu envie de vous... c'était le lendemain.
Çok yorgunum. Bütün gün İkinci Cadde'de dolaşıp durdum.
J'ai arpenté la deuxième avenue toute la journée.
İkinci gün, beş gün gibi geldi.
Et le 2èmejour paraissait être comme 5 jours.
İki gün içindeki ikinci cinayetmiş.
Le second en deux jours.
Doğduğu gün ikinci babası olacağıma söz vermiştim.
J'ai fait le serment d'être son deuxième père à sa naissance.
Bebeğim önde. Paranormal ikinci sırada. En Uzun Gün üçüncü ama son sürat Paranormal'e yaklaşıyor.
My Baby en tête, Paranormal 2e, Longest Day 3e mais il revient alors qu'ils approchent de la dernière ligne droite.
En Uzun Gün ikinci sırada.
Longest Day passe 2e.
Onlara senin bir gün çok iyi bir ikinci lig menajeri olabileceğini söyledim.
Disant que je pensais que tu ferais un jour un bon manager de petite ligue.
Aman Tanrım, bu kadar gün sonra bir günde ikinci karşılaşmamız.
Mon Dieu, encore vous.
İkinci Gün
Deuxième jour
Telesekreterimde bulmuştum. İkinci kez gidişinden üç gün sonra.
Je l'ai trouvé sur le répondeur trois jours après sa seconde disparition.
İkinci saldırı 13 gün sonra gerçekleşti.
La deuxième attaque a eu lieu treize jours plus tard.
İkinci gün bana iki katı ödersin.
Le deuxiéme, paie-moi le double.
İkinci kaptanın seyir defteri, 22. gün.
Journal de l'officier en second, 22ème jour.
Beni dinle salak. Karides teknesi kaptanı olduğun gün, gelip, ikinci kaptanın olacağım.
Le jour où tu seras capitaine de crevettier, je deviendrai ton premier matelot.
Başkan Ford bugün, 17 gün içinde ikinci kez olası bir suikastten kurtuldu.
Pour la seconde fois en 17 jours, Ford a échappé à la mort aujourd'hui.
İkinci sıradayım. Tek yapmam gereken sekiz gün işten kaytarmaktı.
Et je n'ai raté que 8 jours de travail.
İlk gün kendisine Çevreci Liderlerin Maskarası diye hitap etmiştim. - İkinci gün ise çıkıyorum.
Je l'ai traité d'écolo de pacotille et il m'a invitée.
Bir gün içinde hayatını ikinci kez kurtaracağım.
Te sauver la vie deux fois.
14 Nisan 1865'te, ikinci başkanlık döneminin başlangıcından yalnızca 41 gün sonra ve Güney komutanı General Lee, Kuzey Komutanı General Grant'e teslim olduktan yalnızca 5 gün sonra John Wilkes Booth başkan Lincoln'ü öldürdü.
Le 14 avril, 1865, 41 jours après sa deuxième investiture, et après 5 jours que Lee se rendit à Grant à Appomattox,
İkinci gün, diploma.
Fil dentaire. 2e jour :
Bu da ikinci kurbanın doğduğu gün.
Et c'est l'anniversaire de la 2e victime.
Ama Tanrının izniyle sekiz gün sonra hepiniz ikinci dönemde işinizin başında olacaksınız.
On n'a pas besoin de fantôme pour nous le dire... mais, par la grâce de Dieu, dans huit jours... je vous donnerai un réélection.
Oğlum, bir gün Futbol Kupası'nı kazandığında ve... araba firması zincirin olduğunda ve ben bu sırada ikinci bir pantolon için para biriktirirken... beni görmeye gel olur mu?
Fiston, promets-moi de revenir me voir lorsque tu auras le trophée Heisman et ta concession automobile et que je serai rentré dans les ordres!
İkinci gün sonunda 1 hafta bile dayanamam diye düşünüyordum.
Après deux jours, je ne pensais pas tenir une semaine.
İkinci gün ;
Deuxième jour :
İkinci gün, tarikat videolarını izleyerek sona erer.
Deuxième jour : Projection de vidéos sur les sectes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]