English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ I ] / Izin veriyorum

Izin veriyorum tradutor Francês

1,014 parallel translation
Charlie'nin yardım listesinde kalmana izin veriyorum...
Je laisse Charley t'indemniser.
Niçin kokuşmuş hayatıma tekrar girmene izin veriyorum bilmiyorum.
Je me demande pourquoi je te laisse t'impliquer dans ma vie.
Bir erkek olarak da gitmek istediğin için gitmene izin veriyorum.
Etant homme, je te laisse partir, car tu le souhaites.
Gitmene izin veriyorum Haley. Ama geri dönme, çünkü istenmiyorsun.
On vous relâche, Haley, mais ne revenez pas car vous êtes indésirable.
- Öğrencimin seni ezmesine izin veriyorum.
Je laisserai Nicolas l'écraser.
İlk kez önden gitmesine izin veriyorum ve bu oluyor.
La seule fois où je le laisse y aller en premier, et voilà.
Evet, evlilik beyannamesi okundu ve kimse itiraz etmedi. Bu adamın kardeşimle görüşmesine izin veriyorum.
Les bans publiés... sans opposition... j'autorise cet homme à faire la cour à ma s œ ur.
Neden beni buna zorlamasına izin veriyorum ki?
Pourquoi je me laisse faire?
Senin tek kalmana izin veriyorum çünkü sana ihtiyacım kalmadı.
Tu ne m'étais pas utile. Maintenant si.
- şeyy, gündüzleri burada çalışmasına izin veriyorum.
Eh bien, je l'ai laissée travailler ici pendant la journée.
Sana tüm gün için izin veriyorum, istersen.
Non. Disposez de votre journée.
Elbette izin veriyorum.
Bien sûr que je le laisse.
Haydi. Sana izin veriyorum.
Allez-y!
Kasabada kalmana izin veriyorum.
Je vous permets de rester en ville.
İşte. Sarkık kulaklılara binmene izin veriyorum.
Tenez, je vous laisse Bourrique.
Buna izin veriyorum. Bu psikoterapi.
Je la laisse faire, excellente psychothérapie.
Juan, gitmene izin veriyorum.
Allez, sors. Tu es libre.
Çünkü Noah Ackerman'a benim için savaşmasına izin veriyorum
Je laisse Noah Ackerman se battre pour moi.
Evlenmene izin veriyorum.
J'autorise ton mariage.
Paraya ihtiyacın var. O yüzden kazanmana izin veriyorum.
tu as besoin de l'argent, tu l'auras.
Beni böyle işlere sokmana niye izin veriyorum?
Pourquoi je te laisse me convaincre? Pourquoi?
Üniversiteli oğlanlara bu tür soruları sormalarına izin veriyorum.
Les étudiants, je les autorise a me poser ce genre de questions.
Her sene buraya bir süre gelmesine izin veriyorum.
Je le laisse venir chaque année.
Onun için hastaneye gitmenize izin veriyorum.
Vous avez ma permission pour monter à l'hôpital.
Delikanlı, Kainat Güzeline bir kez bakmana izin veriyorum.
Et si on ouvrait les hublots pour que le petit découvre Miss Univers?
Kanamasına izin veriyorum. Sonra kanama duruyor.
Oh, je la laisse saigner, ça s'arrête.
Sayın Yargıca izin veriyorum. ... adamlarına açıkça emretsin..
Mais je l'invite publiquement à donner les ordres à ses sbires... à haute voix!
O halde, izin veriyorum.
Dans ce cas, vous avez ma bénédiction.
Diğer tarafa kadar sekiz su kabağı taşımamıza izin veriyorum.
J'ai autorisé huit gourdes jusqu'à l'autre côté.
Bramante'nin kurduğu iskeleyi kaldırıp kendi iskeleni kurmana izin veriyorum.
Tu as ma permission de faire ton propre échafaudage.
Asla teslim olmak için izin veriyorum... ne de ölmek.
Je ne te laisserai ni te rendre, ni mourir.
Sam Burnett, bulabileceğin herhangi bir melez ineğin sahasını açmak için sana izin veriyorum.
Sam Burnett, je te donne la permission de ramasser tous les croisés que tu trouveras.
Sanığın konuşmasına izin veriyorum, fakat aynı zamanda hikayesinin tüm detaylarının kontrol edileceği konusunda uyarıyorum.
L'accusé est autorisé à continuer, mais est prévenu que son histoire sera vérifiée en détail.
On Kabile'nin teer'ı olarak, yaşamana izin veriyorum.
En ma qualité de teer des dix tribus, je vous rends votre vie.
Tüyü ya da boyayı seçmene izin veriyorum.
Tu peux choisir, la plume ou la peinture.
Bazense, kendime bundan zevk almak için izin veriyorum.
Et parfois je mêle le plaisir au devoir.
Etimin kılcal damarlarını delip geçmesine izin veriyorum.
Je les laisse traverser l'abîme de ma chair.
- Haydi, izin veriyorum.
- Vas-y, je t'autorise.
Size izin veriyorum, gidiyoruz.
Je vous autorise. Allons-y.
Senin yapmana izin veriyorum.
À toi de jouer.
Dalga geçmene izin veriyorum,.. ... çünkü bu onların park ve ormanları yeniden kurmaları hakkındaki hissettiklerim.
Je m'abstiendrai de répondre à ce mot d'esprit parce que j'ai le pressentiment qu'ils vont rétablir l'organisation des parcs et forêts.
Böyle olmasına ben izin veriyorum, fakat sonunda istediğimi elde ediyorum.
Je le lui laisse croire. Mais en fin de compte, j'impose ma volonté.
Sana bir şey vereceğim Mattei! Sana izin veriyorum.
Vous allez voir.. une note autorisant Mattei à construire "d'une façon malhonnête"
Ben izin veriyorum.
Tout à fait. Sur mes ordres.
Yaşamı boyunca eşim tarafından yapılan hoş bir geleneği geri getireceğim ve kendine bir isim koymana izin veriyorum.
Je vais raviver une charmante coutume inventée par ma défunte épouse, et te laisser choisir ton nom.
Ne yapacağımı bilmiyorum ama söz veriyorum seni incitmelerine izin vermeyeceğim.
Je ne sais pas ce que je vais faire, mais on ne te fera pas de mal!
İzin veriyorum.
Je l'autorise.
- Açıklamama izin verir misin? - Veriyorum.
- Laisse-moi t'expliquer...
Sana söz veriyorum, ne olursa olsun seni buraya, bu korkunç mezara getirmesine... izin vermeyeceğim.
Je te promets, que quoi qu'il arrive... je ne permettrai jamais qu'ils t'emmènent... dans cette horrible crypte.
- Onun için burda kalmana izin veriyorum.
C'est pour ça que je te laisse dormir ici.
İzin veriyorum.
- Tu l'as, à présent.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]