English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ I ] / Içeri giremezsiniz

Içeri giremezsiniz tradutor Francês

199 parallel translation
- Içeri giremezsiniz.
Entrée interdite.
- Lütfen, içeri giremezsiniz.
- S'il vous plaît, vous ne pouvez pas entrer.
Hayır efendim, içeri giremezsiniz.
Non, vous ne pouvez pas entrer.
Durun, içeri giremezsiniz.
Une minute, vous ne pouvez pas entrer. Qui êtes-vous?
Affedersiniz, ama içeri giremezsiniz.
Désolé, l'ivrogne, sortez.
- Üzgünüm, içeri giremezsiniz.
- Désolé, vous ne pouvez pas entrer.
Maalesef içeri giremezsiniz.
Interdiction d ´ entrer.
Şu andan itibaren, ülkemizde bulunan malların ticaretini yapmak için Eflak sınırlarından içeri giremezsiniz.
Dés ce jour, vous ne passerez plus les douanes de Valachie avec des marchandises qui peuvent déja être trouvé dans notre pays.
Biliyorsunuz ki, öylece yürüyerek içeri giremezsiniz.
Vous ne pouvez pas entrer comme ça.
Bay Julian. Böyle içeri giremezsiniz.
M. Kay, vous ne pouvez pas entrer comme ça.
Eğer orada olmazsanız, tekrar içeri giremezsiniz.
Si vous ne vous pointez pas, vous ne pourrez pas rentrer.
Maalesef şu anda içeri giremezsiniz.
Vous ne pouvez pas entrer.
Efendim, lütfen, içeri giremezsiniz!
Monsieur, vous ne pouvez entrer!
Ama içeri giremezsiniz.
Vous ne pouvez pas, il est dans le coma.
Yeşil dolarlarınız yoksa içeri giremezsiniz.
Pour être chic, il faut du fric.
Efendim, efendim, içeri giremezsiniz!
Vous ne pouvez pas entrer!
- Hayır içeri giremezsiniz.
- Aucune réception pour n'importe qui!
- Bayan içeri giremezsiniz.
- C'est interdit d'entrer.
Üzülerek söylüyorum, bu... içeri giremezsiniz efendim.
Ce sera dit. Mais on entre pas.
Binbaşı, içeri giremezsiniz.
- Vous ne pouvez pas entrer...
O halde içeri giremezsiniz.
Vous ne pouvez pas entrer.
İkiz göremezsem, içeri giremezsiniz.
- Je ne vois pas double.
Beyler, içeri giremezsiniz.
Messieurs, on n'entre pas...
Sırt çantasını vermezseniz, içeri giremezsiniz.
Si tu ne me donnes pas Ie sac, tu ne rentres pas.
Bay Davidson, bekleyin! İçeri giremezsiniz!
Vous ne pouvez pas entrer!
İçeri giremezsiniz.
Vous ne pouvez pas entrer.
- İçeri giremezsiniz!
- Je suis trempe. - N'entrez pas!
Ethan, Martin! İçeri giremezsiniz!
Ethan, Martin, n'entrez pas!
- İçeri giremezsiniz!
- Vous ne pouvez pas entrer!
İçeri giremezsiniz, kimseyle görüşmek istemiyor.
Non, ça ne va pas. M. Antonio ne veut voir personne.
İçeri giremezsiniz, dedim!
Je vous ai interdit d'entrer.
- İçeri giremezsiniz.
- Vous n'entrez pas.
- İşte davetiyeler. - İçeri giremezsiniz.
- C'est pas ça.
İçeri giremezsiniz, Bay Williamson!
Vous ne pouvez pas entrer!
İçeri giremezsiniz.
On n'entre pas.
İçeri giremezsiniz!
Vous n'avez pas le droit d'entrer!
- İçeri giremezsiniz efendim.
J'ai un laissez-passer
Özür dilerim, içeri giremezsiniz...
Vous ne pouvez pas...
- İçeri giremezsiniz.
- Vous ne pouvez pas rentrer.
İçeri giremezsiniz.
Vous ne pouvez pas y aller maintenant.
İçeri giremezsiniz.
N'entrez pas.
- İçeri giremezsiniz. - Anlamıyorsunuz.
Vous ne pouvez pas entrer.
İçeri giremezsiniz!
Vous n'avez pas le droit!
Bakın, özür dilerim, içeri giremezsiniz.
Je suis désolée, vous ne pouvez pas rentrer.
- İçeri giremezsiniz.
- Vous ne pouvez pas y aller.
- İçeri giremezsiniz.
- Vous ne pouvez pas entrer.
- İçeri giremezsiniz.
- Je vais où je veux
- İçeri giremezsiniz.
On n'entre pas.
- İçeri giremezsiniz.
Vous pouvez pas rentrer.
- Ama içeri böyle giremezsiniz.
- Vous avez pas le droit!
İçeri giremezsiniz!
Vous ne passerez pas!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]