English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ K ] / Kapatamıyorum

Kapatamıyorum tradutor Francês

128 parallel translation
Hey, gözlerimi kapatamıyorum.
Je ne peux pas... les fermer!
Kapatamıyorum... Hareket edemiyorum. Hiçbir şey yapamıyorum.
Je ne peux pas... bouger du tout.
- Vana yok. Kapatamıyorum.
- Il n'y a plus de poignée.
Televizyonu kapatamıyorum. Gözlerimi de kapatamıyorum.
Et je ne pouvais pas arrêter la télévision, je ne pouvais plus fermer les yeux non plus
Kapatamıyorum.
Je ne peux pas l'éteindre.
Buradan kapatamıyorum.
Je ne peux pas l'arrêter d'ici.
- Pantolonumu kapatamıyorum.
- Le mien est amoureux de moi.
Hepsini kapatamıyorum.
Je ne peux les chasser.
Kapatamıyorum.
Je n'arriverai pas à la colmater.
- Kapatamıyorum!
- Je peux pas!
Kapatamıyorum!
Je peux pas l'éteindre!
- Deniyorum. Kapatamıyorum.
J'essaie, mais j'y arrive pas.
Kapatamıyorum.
Je ne peux pas le désactiver.
Enjektörleri kapatamıyorum.
Je ne peux pas couper les injecteurs.
Programı kapatamıyorum.
lmpossible d'éteindre le programme
Kapatamıyorum.
Mais il reste allumé.
Kapıyı kapatamıyorum.
J'arrive pas à fermer la porte.
Şifre olmadan kapatamıyorum.
On peut pas l'arrêter sans.
Kapatamıyorum.
Impossible de le désactiver.
Giderek kötüleşiyor. Enjektör supaplarını kapatamıyorum.
Les valves de l'injecteur ne ferment plus.
- Derin bir yara, kapatamıyorum.
- C'est profond, il faudrait suturer.
- Kapatamıyorum!
- Je ne peux pas!
Sol gözümü kapatamıyorum bile.
Je ne peux plus fermer mon oeil gauche.
Emrime cevap vermiyor. Kapatamıyorum.
Je ne peux pas l'arrêter.
38 davam mahkemede, 63'ü soruşturma aşamasında ve 250 davayı kapatamıyorum.
J'ai 38 affaires en instance... 63 enquêtes en cours et 250 en souffrance.
Koyduğum aletini kapatamıyorum, su tesisatçısı çağırdım. Her tarafı kapladı yahu.
J'appelle le plombier pour arrêter ce bordel.
Gözlerimi kapatamıyorum. Ne zaman kapatsam kadının elbisesinin altındakiler aklıma geliyor.
Impossible de dormir, j'ai des visions d'horreur.
Efendim, gözü kapatamıyorum.
Mon général, je ne peux pas fermer l'iris.
Gözlerimi kapatamıyorum, çünkü orada ölen masum çocuk ve kadınların yüzlerini görüyorum.
Dès que je ferme les yeux, je vois les visages innocents des femmes et des enfants qui vivaient là.
Gözlerimi kapatamıyorum.
Ne t'approche pas.
Öyle yanıyorum ki gözlerimi kapatamıyorum.
Je suis tellement shooté... que je ne peux pas fermer les yeux.
Bir kızı arayıp, "Bu akşam şurada yemek yiyelim," dediğimde telefonu niye yarım saatten önce kapatamıyorum?
Autre chose... Quand j'appelle une nana et que je dis, "On se retrouve... pour dîner à tel endroit", Pourquoi est-ce que je ne peux pas raccrocher avant une demi-heure?
Gözlerimi bile kapatamıyorum. Doktor çağır!
Je ne peux plus fermer les yeux.
Kapatamıyorum bile.
Je peux même pas l'arrêter.
Gözümü kapatamıyorum
J'arrive pas à fermer cet œil.
- Kapatamıyorum.
- Elle ne reste pas fermée.
Sally, kapatamıyorum!
- Sally, le cadenas est trop loin!
Kapatamıyorum, seni bırakacağım!
Pour que je te sauve, il faut lâcher!
Dış kapıları zamanında kapatamıyorum.
Je ne pourrai pas refermer les portes extérieures à temps.
Ağzımı kapatamıyorum.
Je peux pas fermer la bouche. Et vous?
Bu yüzden kapatamıyorum.
C'est pour ça que je m'accroche.
Tamam. - Onları kapatamıyorum.
- Je ne peux pas les faire taire.
Vinç sıkıştı. Kapatamıyorum.
Le treuil est bloqué.
Şu açılan pencereleri kapatamıyorum.
J'arrive pas à fermer ça!
Gözlerimi kapatamıyorum - -
JE veux dire, je ne peux pas fermer les yeux
Kapatamıyorum. Yani yol göstermesi için ustana geldin.
Je ne peux pas en parler donc... donc vous êtes venu voir le maître pour être conseillé?
Suyu kapatamıyorum, kulbu çıktı. Bir tesisatçı istiyorum, yardım edilmesini istiyorum...
J'arrive plus à fermer, le robinet est cassé... j'ai besoin d'un plombier, j'ai besoin d'aide...
Kapatamıyorum.
Je n'y arrive pas.
Kapatamıyorum!
lmpossible.
Onu kapatamıyorum.
Je ne peux pas l'eteindre.
Kapatamıyorum.
Elle se met en surcharge!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]