Kötü yaralanmış tradutor Francês
177 parallel translation
Çok mu kötü yaralanmış?
Est si il est gravement blessé?
Kötü yaralanmış. Hareket edebilir mi, doktor?
- La blessure est grave.
- Kötü yaralanmış!
- Il est salement touché!
Kadın çok kötü yaralanmış küçük kız da ölmüş.
La mère est gravement blessée. La fillette a été tuée.
Öyle kötü yaralanmış ki ses bile çıkaramamış.
Il ne pouvait pas parler.
Wyatt, kötü yaralanmış.
Du calme! C'est grave.
Bu adam çok kötü yaralanmış.
Il est gravement blessé.
Kötü yaralanmış.
Il est gravement blessé.
Çok kötü yaralanmış, kıpırdayamıyor.
Il va très mal, il ne peut pas bouger.
Kötü yaralanmış, berbat şeyler yaşamış bir adamdı o.
Avec ses blessures, et ce qu'il a dû vivre...
Çok kötü yaralanmış.
Il a l'air gravement blessé.
Kötü yaralanmış biri...
Un grand blessé?
Adam kötü yaralanmış.
C'est très sérieux.
- Çok kötü yaralanmış.
- Grièvement blessé.
Kötü yaralanmış.
Il est salement touché.
Çok kötü yaralanmış.
Il est gravement blessé.
Kötü. Kötü yaralanmış.
Il est gravement blessé.
Sandığınızdan daha kötü yaralanmış olabilirsiniz.
Vous êtes probablement plus sérieusement battue que vous ne le réalisez.
Tom, kötü yaralanmış.
Il est bien touché.
- Bayağı kötü yaralanmış.
- Il a l'air mal en point.
Oldukça kötü yaralanmış.
Il pisse le sang.
Çok mu kötü yaralanmış?
A quel point est-elle est blessée?
Çok kötü yaralanmış.
Sa blessure est grave. Un jour j'aurai une autre chance et je te raterai pas.
Daha bir yavru. Kötü yaralanmış.
Mais c'est un bébé, en plus il est gravement bléssé.
Kötü yaralanmış.
Sale blessure.
Kötü yaralanmış.
Elle est mal en point.
Hey, kötü yaralanmış.
C'est grave.
Bu çocuk kötü yaralanmış. Onu hastaneye götüreceğim.
- J'emmène ce garçon à l'hôpital.
Çok kötü yaralanmış.
Si, elle est grave.
Bir keskin nişancı kendisini vurmuş. Çok kötü yaralanmış.
J'ai entendu dire qu'il avait été atteint et gravement blessé.
Kötü yaralanmış, çok kötü.
Vilaine blessure, très vilaine.
- Başından çok kötü yaralanmış.
Il l'a bien eu.
Çok kötü yaralanmış Binbaşı.
Il va pas bien du tout, mon commandant.
- Nefes alıyor ama çok kötü yaralanmış.
- Il respire, mais ça a l'air grave.
Sakın kötü yaralanmış olduğu için olmasın?
Était-ce dû au fait qu'il soit blessé?
Kötü yaralanmış ; yavaş.
Doucement.
Oğlum çok kötü yaralanmış. Ölebilir.
Mon fils est blessè. ll va peut-ètre mourir.
Kötü yaralanmış.
Gravement blessé.
Kötü yaralanmış. Ne yapalım dersin?
- Il est grièvement blessé.
- Kötü bir şekilde yaralanmış mı?
- Est-il grièvement blessé?
Kötü mü yaralanmış?
Est-il grièvement blessé?
- Tamam. Kötü mü yaralanmış?
- C'est grave?
Burada silahla yaralanmış bir adam var. Oldukça kötü.
Oui... une blessure par balle...
- Kötü mü yaralanmış?
Il est blessé?
- Doktor çağırabilir misiniz? Bir şeyler olmuş. Karım kötü bir darbe almış, yaralanmış.
Appelez un médecin!
- Hintli, kötü yaralanmış.
C'est le matelot, gravement blessé.
Kötü mü yaralanmış?
Il souffre beaucoup?
Kötü mü yaralanmış?
- Je suis désolé, madame.
Kötü mü yaralanmış?
Il est grièvement blessé?
Demir Ayak, bacağın kötü yaralanmış.
Ta jambe peut être guérie.
- Kötü mü yaralanmış?
- Il est gravement blessé?
yaralanmışsın 68
yaralanmış 44
kötü çocuk 26
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü bir şey mi 21
kötü hissediyorum 25
kötü haber 90
kötü haberlerim var 53
kötü şans 106
yaralanmış 44
kötü çocuk 26
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü bir şey mi 21
kötü hissediyorum 25
kötü haber 90
kötü haberlerim var 53
kötü şans 106
kötü olmuş 26
kötü günde 30
kötü mü 170
kötü bir şey 23
kötü bir gün geçirdim 16
kötü bir rüya gördüm 21
kötü köpek 56
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü değil 112
kötü görünüyorsun 48
kötü günde 30
kötü mü 170
kötü bir şey 23
kötü bir gün geçirdim 16
kötü bir rüya gördüm 21
kötü köpek 56
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü değil 112
kötü görünüyorsun 48