English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ K ] / Küçük dostum

Küçük dostum tradutor Francês

690 parallel translation
Bir yararı olmuyor. Zavallı küçük dostum.
Pauvre garçon.
Keyifliydi değil mi küçük dostum?
Un vrai comique, celui-ci!
- Dinah, küçük dostum, bunu nasıl -
Petit monstre! Comment peux-tu rester là- -
Kalk ayağa küçük dostum.
Lève-toi, mon ami. Rentrons à Bagdad.
Eh, küçük dostum, hadi yola koyulalım!
Allons-y, mon petit.
Dinle, küçük dostum.
Écoute, mon gars.
İnan ya da inanma beni ilgilendirmez küçük dostum.
C'est la vérité, mon bonhomme.
Zavallı küçük dostum.
Le pauvre petit.
Yakala! Zavallı küçük dostum.
Le pauvre petit.
- Hiç de bile. Zavallı küçük dostum.
- Pas du tout, pauvre petit gars.
Merhaba küçük dostum.
Salut, toi, little Hollandais.
Küçük dostum nasılmış?
Comment va mon petit camarade?
"Küçük dostum", öyle mi?
C'est ton petit camarade, hein?
Biliyor musun, hiçbir şey özgürlükten güzel değildir.Küçük dostum bunu unutma.
Il n'y avait personne à l'horizon, à part des animaux sauvages.
Beni merak etme, küçük dostum.
Te fais pas de bile.
Sana su bulacağım küçük dostum Jeannette.
Je te trouverai de l'eau, ma petite Jeannette.
Hayır küçük dostum.
Non, mon petit.
Hızlı mısındır küçük dostum?
Tu es rapide, mon petit?
Gitsen iyi olur, küçük dostum.
Tu ferais mieux de t'en aller, mon petit ami.
Tamam küçük dostum, senin için bir yerimiz var.
D'accord, mon petit gars, on a un endroit pour toi.
Sakin ol, küçük dostum.
Oh, ne le prends pas mal, mon vieux.
Büyük konuşuyorsun, küçük dostum.
Tu es bien petit pour parler si fort.
Bak şimdi. Bunu sevecek, küçük dostum.
Ecoute... petit bonhomme.
Bahçemde keyfine bak. Bırak da sana birşey söyleyeyim, küçük dostum.
Fais comme moi, repose-toi, parce que... si tu travailles comme cette abeille
Bak, küçük dostum, beni dinle. - Hadi.
Ecoute-moi.
- Oh, nasılsın küçük dostum.
- Oh, comment ça va, mon petit?
- Oh, hey, küçük dostum!
C'est... Oh, salut mon p tit pote!
Gel buraya küçük dostum.
Allez mon p tit pote.
Küçük dostum, bu kuru elbiseleri giy.
Mets ces vêtements secs.
Görüşürüz küçük dostum.
A plus tard, mon p tit pote.
Hey, küçük dostum, bekle bir dakika.
Hey, mon p tit pote, attends une seconde.
Küçük dostum, Chiro.
Voici Chiro, un ami très cher.
Zavallı küçük dostum.
Pauvre petite.
Özür dilerim, küçük dostum.
Pardon mon garçon.
Hayır, sen değil, küçük dostum, ama diğerleri.
Non, pas toi, mon petit ami, mais les autres, si.
"Onu ikna et dostum yoksa RomaIi MesaIa beni bütün Antakya önünde küçük düsürecek."
"Persuadez-le, mon ami, ou bien Messala le Romain m'humiliera devant tout Antioche."
İşte ben de orada olacağım dostum, o en küçük adada.
Et c'est là que je vais aller. Sur une toute petite île.
- Bu, küçük bir denemeydi dostum. Bu provadan sonra Bayan James'in bu role uygun olduğuna tamamıyla ikna olduk.
C'était une petite expérience, mon ami... pour prouver que Melle James serait convaincante.
- Her zaman böyle kötü değilimdir. Dün gece ben ve dostum Doktor Velie küçük bir kutlama yaptık.
Si je suis dans cet état c'est qu'hier soir, avec Doc, on a fait la fête.
Dostum, hayatımda birçok çeşit şerefsizlik gördüm, ama bu küçük gösteri en iyisiydi.
J'ai vu beaucoup de mauvaise foi dans ma vie mais votre petite scène bat tous les records.
Bu kasaba ikimiz için çok küçük, dostum.
Cette ville est trop petite pour nous deux, l'ami.
"Dostum, bana şantaj yapıyorlar, ve parayı da küçük banknotlar olarak istediler." dedi.
On me fait chanter et on exige des petites coupures!
Bu küçük ve güzel bir radyo, dostum.
Allons, c'est une superbe radio, mec...
Evet, dostum, bu hafta bizim küçük, şeker iş anlaşmamızın sonu oluyor!
Désolé, mais notre plaisante relation d'affaires prend fin. Ça ne vous coûte rien d'espérer.
Özel küçük bir olay, dostum, benim ve genç kadın arasında.
Une petite affaire privée, entre cette femme jeune et moi-même.
Sakin ol. Sakin ol, küçük dostum.
Tout doux.
Gel buraya, küçük dostum.
Viens ici, petiot.
Küçük hanım, gerçek ev sahibi dostum Bliss'i size takdim edeyim.
Je vais vous présenter le vrai maître de maison. Mon ami, Bliss.
Albay, eski dostum senin için küçük bir şeyim var.
Eh bien, Colonel... cher et vieil ami, j'ai un cadeau pour vous.
Küçük bir fotoğrafın gerekiyor dostum.
Il veut une petite photo de toi.
Bu küçük arazi aslında 2.000 dönüm, dostum!
Un "petit morceau" de terre qui couvre, cent mille acres, mon frère!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]