Neyse artık tradutor Francês
1,064 parallel translation
Her neyse artık önemli değil.
Ça n'a plus d'importance.
Adın her neyse artık, ona çok iyi bak.
Quel que soit votre nom, prenez bien soin d'elle,
Her neyse artık, önemi yok.
Comme vous dites, cela importe peu.
Evet her neyse artık önemli değil. Sadece beni kayık gezisine çıkaran otel müşterisiydi hepsi bu!
Il m'a fait faire un tour en barque, c'est tout.
Neyse artık biz yeriz.
Nous le mangerons nous-même.
Neyse artık, ben gideyim.
Bon. j " y vais. Fais gaffe à toi.
Neyse artık mutlu bir adam olarak ölebilirim.
Maintenant, je peux mourir heureux.
Neyse artık.
Mais bon...
Neyse artık.
Tant pis.
Bu evde normal neyse artık.
Si ça arrive dans cette maison.
Sırası mı, sızlanma şimdi, ihtiyar Wolfgang, ya da Wolfram, artık neyse ismin.
Arrête de pleurnicher, Wolfgang... Wolfram... je ne sais plus.
Neyse ki ayrılığımız fazla sürmeyecek artık.
Notre s paration ne durera plus longtemps maintenant.
Her neyse, Motel ve Tzeitel bir süredir evliler artık.
Enfin, Motel et Tzeitel sont mariés depuis un bout de temps.
Yeter artık! Bir bomba, hadi neyse... ama iki tanesi!
Une bombe, ça va, mais deux bombes, ça me rend fou!
Neyse, ben anca giderim bu hızla artık.
Allez, je dois partir.
Neyse ki aslında babam artık hayatta değil, artık gerçekten ulaşılamaz.
Quel bonheur que mon père ne vive pas réellement, que tout cela, en fait, ne l'atteigne pas.
Neyse, öldü artık.
Ça ne fait rien, elle ne souffre plus maintenant.
Neyse artık işe..
Celui ci est mieux...
Neyse, artık gemide iki kahraman var demek.
Eh bien, nous avons maintenant deux héros à bord.
Neyse, ben de sirke geri dönerim artık.
Bon, je suppose que je retourne au cirque.
Etraftaki bütün taşkafalar, hepsi Baptist veya her neyse, bilmiyorum artık.
Les crétins du coin sont tous Baptistes ou un truc comme ça, peu importe.
Neyse, yemekte artık daha kalabalık olacağız.
Qu'importe. En tout cas nous serons deux de plus pour dîner.
Her neyse. Kadın artık senindir.
Elle vous appartient.
Et gibi açık artırmaya çıkacak biri değilim ama neyse, bana uyar.
Je ne suis pas à vendre comme un quartier de viande mais... enfin, ça me convient.
Her neyse, sanırım artık o iş bitti.
Enfin, ce qui est fait est fait.
Neyse, artık buradasın. Haydi gidelim.
Allez viens, on y va.
Neyse, artık gitmem gerek. Mieze'yle buluşacağım.
J'y vais, j'ai rendez-vous avec Mieze.
Neyse, artık asla evden kaçmayacak küçük bir çocuk tanıyorum.
Je connais un petit garçon qui ne s'enfuira plus jamais.
- Neyse ben de gideyim artık. - Evet.
Je m'en vais aussi, d'accord?
Neyse ki asansör artık çalışıyor.
- On s'en fout, il remarche l'ascenseur.
Mahlas mı, artık her neyse.
C'était son nom de travail - son nom de plume, si vous voulez.
Artık her neyse, geceleyin ortadan kaybolmuştur.
La créature a dû se cacher pour la nuit.
Neyse çık artık. Üstümü değişeceğim.
Va-t'en, Je veux me changer.
Pek güzel. Neyse, artık gitmeliyim.
A la bonne heure, je file.
Her neyse... Onunla birlikte Corfu'da yaşıyormuş, artık orası her neredeyse.
Enfin bref, elle vit avec lui à Corfou, où que ce soit.
- Neyse, artık dostuz.
- Bref, on est copines maintenant.
Ah, her neyse. Artık buradasın.
Qu'importe, tu es là.
Neyse artık önemli değil.
Ça n'a plus d'importance, maintenant.
Artık Mart'ın 7'si yaklaşmaya başlamıştı ve olması beklenen neyse onun işaretini vermesi gerekiyordu. Peki ne olacak? Bundan tam emin değildik.
J'eus un entretien avec Freddy Hirsch et lui expliquais qu'une des raisons du transfert de son transport dans le camp de quarantaine
Neyse, kalamam artık.
Je peux pas rester.
Neyse ben çıkıyorum artık. Bay Blackadder'a Bay McAdder'ın saat beşte geleceğini söylersin. Şu şişko Prusya domuzu, bir kova kurabiyenin içine burnunu sokar sokmaz söyle.
Dis à m'sieur Vipèrenoire que m'sieur McVipère l'attend chez moi à 5 h... dès que c'gros cochon truffier prussien aura son groin fourré dans l'seau à meringues.
Neyse en azından artık batının nerede olduğunu biliyorum.
Alors, je prenais toujours le métro vers l'Est.
Her neyse, artık çok geç. Benzan'la evlenmeyeceğim.
De toute façon, je n'épouserai pas Benzan.
Neyse, tekrar gönderirim artık.
Tant pis, elle y retournera.
Niyetim neyse ne, artık unutabilirsin.
Quelles qu'aient été mes intentions à son égard, oubliez-les.
Neyse ki artık günümüzde bunu yapan pek kalmadı.
Même le cinéma n'a plus de scénarios pareils.
Nedeni her neyse, artık tercih edilen barış, ve bu da işinizi daha kolaylaştırabilir.
Quelle que soit la raison, maintenant ils veulent la paix, ce qui devrait vous faciliter la tâche.
Neyse, artık emniyettesin ve yine sevimli 27. katımızdasın.
sur ce bon vieux 27e étage.
Neyse, ben gideyim artık.
Bon, je vais y aller.
Her neyse, ben artık katlanamıyorum.
De toute façon, je n'en peux plus.
Neyse, artık çalmak istiyorum.
Allons y, je veux jouer.
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık çok geç 412
artık var 39
artık her şey bitti 29
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık senin 35
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık gidebilirsiniz 36
artık gidebilir miyim 65
artık var 39
artık her şey bitti 29
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık senin 35
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık gidebilirsiniz 36
artık gidebilir miyim 65