O zaman konuşuruz tradutor Francês
204 parallel translation
Yapacak bir iş bul, o zaman konuşuruz.
Trouve un emploi, puis on en reparle.
O zaman konuşuruz.
Nous parlerons alors.
O zaman konuşuruz.
On reparlera de tout ça.
Önce evlen, bunu o zaman konuşuruz.
Marie-toi et on en reparlera.
Döneceğim o zaman konuşuruz.
Je reviendrai et nous parlerons.
O zaman konuşuruz.
Nous parlerons.
Bu sandalyeleri kaldır, o zaman konuşuruz. Hepsini kaldır.
Alors enlevez ces chaises et on en reparlera.
Hele bir dışarı çıkın, her ne sorununuz varsa o zaman konuşuruz, tamam mı?
Quand vous serez ressorti, nous aborderons votre problème.
Yarın sette görüşelim, o zaman konuşuruz.
On se verra demain sur le plateau et on en parlera.
O zaman konuşuruz. Tamam.
On en reparlera.
- O zaman konuşuruz.
- A demain.
Bak, bu akşam bana yemeğe gelsene. Bunu o zaman konuşuruz.
Alors, viens dîner chez moi, ce soir.
Birkaç mektup bul, banka referansları, çalışma kağıtları falan, o zaman konuşuruz.
Trouvez-moi des lettres, des références bancaires, professionnelles. On en reparlera.
Tamam, o zaman konuşuruz.
On parlera.
O zaman konuşuruz.
On en reparlera de vive voix.
- Pekala, o zaman konuşuruz.
- D'accord. A demain.
Dr. Greene'e yarın geleceğimi söyleyin. Ne yapacağımızı o zaman konuşuruz sanırım.
Dites au Dr Greene que je reviendrai demain et nous parlerons de ce qu'il faut faire.
Onu kahve içmeye götüreceğim. O zaman konuşuruz.
J'attends de lui en parler autour d'un café.
Bu konuyu, o zaman konuşuruz.
Nous en parlerons en temps voulu.
O zaman konuşuruz.
On parlera après.
Eğer oraya geçebilirsen ki, sanmıyorum... O zaman konuşuruz.
Quand tu y arriveras, et j'en doute, on en reparlera.
- Bunu o zaman konuşuruz.
- Nous allons en parler.
Pekala, eve gir ve ayıl sonra da iş çıkışı buluşalım. Bunları o zaman konuşuruz.
OK, rentre, dessaoule... retrouve moi après le travail... et nous en reparlerons.
Ailemle o zaman konuşuruz.
On en parlera à mes parents à ce moment-là.
Tamam, o zaman konuşuruz.
Bon, on parlera a ce moment-la.
O zaman etraflıca konuşuruz.
Nous parlerons plus longuement.
O zaman konuşuruz.
Dites-moi tout.
Vasiyet açıklandıktan sonra bana bir uğrarsın herhalde. O zaman seninle uzun uzun konuşuruz.
Venez me voir quand les... affaires du testament seront réglées et nous parlerons de votre avenir.
O zaman o da gelsin arabada konuşuruz.
Qu'il vienne, on parlera dans la voiture.
Peki o zaman. Yarın konuşuruz.
On en reparlera demain.
Tamam o zaman, tekrar konuşuruz.
Bon. Alors on se rappelle.
Tamam, o zaman, sonra konuşuruz.
- Repasse plus tard.
Konu şu ; eğer o odayı sevmediğiniz ortaya çıkarsa... o odayı bunun kadar beğenmediğinize kesin karar verene dek... sizi her zaman buraya taşıyabiliriz, ama bence buna gerek yok.... o durumda oturur konuşuruz, yuvarlak masada tartışır, kafa patlatırız... ve de bu... çocuk oyuncağı olur.
Que... si jamais par hasard vous n'aimez pas votre chambre, on peut toujours vous donner celle-ci mais on ne le fera pas avant que vous ayez décidé que vous n'aimez pas l'autre autant que celle-ci. On organisera alors une table ronde, pour en discuter, et euh... Un jeu d'enfants, quoi.
Bunları o zaman yine konuşuruz.
On parlera
O zaman doğru zamanı kollar... ve onunla konuşuruz.
Alors nous devons trouver un moment... pour avoir une discussion avec lui.
Sunacak bir evim var... ve o zaman, bu öğleden sonra evde olurum ve konuşuruz - Bugün için iyi şanslar.
Je fais visiter une maison, je rentre, et on pourra parler.
O zaman bunu açık olduğunda konuşuruz sanırım.
On finira ceci quand vous serez ouvert.
- O zaman etraflıca konusuruz.
On aura une grande conversation!
- Askıları konuşuruz o zaman.
- Nous reparlerons des crochets.
Yanıldığını görevi benim almam gerektiğini söylerse, o zaman geçmişte olanları unutmaktan konuşuruz.
Il regrette de m'avoir soutenu? Je lui dirai de passer l'éponge. Ce qui est fait est fait.
Sonra gel o zaman konuşuruz.
- Viens!
Konuşuruz o zaman. Harika!
On en parle ce soir.
Bir saat sonra durumunu inceleyelim. Ve o zaman tekrar konuşuruz.
Voyons sa réaction dans une heure et nous pourrons en rediscuter.
Haydi tamam gidelim o zaman! Sonra konuşuruz.
D'accord, allons-y.
Önce silahını indir, o zaman bunu konuşuruz.
Pose ton flingue à terre et nous parlerons.
Eğer Moya'yı şimdi imha etmediyse, o zaman tekrar konuşuruz.
S'il ne détruit pas Moya maintenant, alors, nous en reparlerons.
O zaman Evan'ın tanıdığı çocuklarla konuşuruz.
- Parlez à ses amis.
O zaman North Beach'e gidelim, soluklanıp, hikayelerimizi konuşuruz.
Et la plage? On décompresse et on décide de nos alibis.
Onu satabilirsen, o zaman iş konuşuruz.
Si t'arrives à le vendre, on parlera business.
O zaman yarın konuşuruz.
Très bien, madame, nous parlerons demain.
- Şey, o zaman sonra konuşuruz.
- On en parlera plus tard. - Quoi?
o zaman 2152
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zamanlar 81
o zaman sorun yok 23
o zamandan beri 75
o zaman anlaştık 30
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zamanlar 81
o zaman sorun yok 23
o zamandan beri 75
o zaman anlaştık 30