English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ O ] / O zaman sen

O zaman sen tradutor Francês

3,416 parallel translation
- Tamam, o zaman sen git.
Très bien, alors c'est toi qui part.
O zaman sen...
Oh, tu es... Adopté, oui.
- O zaman sen de öyle davran. Bekçisi olma.
Alors, comporte-toi en frère, pas en maton.
Tamam o zaman sen git ve diğer kızların durumlarını kontrol et.
D'accord, maintenant, vas-y et... assure-toi que tes autres filles sont en un seul morceau.
O zaman sen bir korkaksın.
Tu es une mauviette.
O yüzden eğer kılıcımla sana dokunursam o zaman sen de "tuş" dersin.
Donc, si j'étais sur le point de te toucher avec mon épée, alors là tu dirais "touché".
O zaman sen ruhani bir araştırma üzerindesin.
Vous vous cherchez spirituellement?
O zaman sen bana dava açarsın.
Et ensuite tu pourras me poursuivre en justice.
- O zaman sen de delisin.
- Ouais, donc tu es fou aussi. - J'ai pensé l'être.
O zaman sen de gitmelisin.
Alors vous devriez faire de même.
Angie, o zaman sen...
Angie, alors tu peux...
Kalkmaya hazır hale getirdiğimde uzay aracımla gezmeye gelmeni teklif ediyorum. O zaman sen rahatlamaya çalışırsın.
Je propose que nous allions dans ma soucoupe spatiale, et quand je me préparerai à décoller, tu essaieras de te détendre.
O zaman sen neden farklısın?
Donc pourquoi es-tu différent dans ce cas, hein?
O zaman sen kimsin?
Donc qui es-tu bordel?
O zaman sen güvendesin.
Vous ne risquez rien, alors.
- Harika, o zaman sen bunu biraz düşün!
- Super, alors penses-y!
O zaman sen anlayamazsın.
Eh bien, alors vous ne pouvez pas comprendre.
- Hayır. - O zaman sen zaten ölüsün.
Alors tu es déjà mort.
O zaman sen de bir süper kahramansın.
Tu es un superhéros aussi.
Hı? O zaman sen böceğe karşı hislerin olduğu için mi şaşırmıştın?
Donc, tu as dû avoir peur parce que tu avais des sentiments pour l'insecte.
Bir tek sen varsın, kim aldı o zaman yani onu benim mi kaybettiğimi söylüyorsun?
C'est toi qui l'as pris. Je l'aurais perdu?
- O zaman nasıl bir şey onu söyle çünkü sen - Başka bir ipucu kovalıyorsun.
Tu suis une autre piste.
O zaman ev sahibim Darren'le Alex'i nasıl baş göz edeceğimizi de sen bul. Ne?
Quoi?
O zaman, o kalıyorsa ben de kalıyorum Sen istediğini yapabilirsin.
Donc si elle reste, je reste, et tu pourras faire tout ce qu'il te chante.
O zaman bensiz neden daha iyi olacağını anlarsın. Bu doğru olabilir. Ama sen onsuz daha iyi olacağını nereden biliyorsun?
Mieux vaut pour elle que je parte. mais pourquoi tu serais mieux sans elle?
O zaman, iyi ki işlerin başında sen varsın ha?
Et bien, c'est une bonne chose que tu sois responsable, hein?
10 gün önce onu Heathrow'dan aradığını söyledi. Ama sen o zaman hâlâ New York'ta rehabilitasyon merkezinde yatıyordun.
Il a dit que vous l'aviez appelé de Londres il y a 10 jours alors que je sais de source sûre que vous étiez en cure de désintoxication ici à New York.
Bana göre, sen her zaman çıplak bir erkeği tertemizce yükselten anlaşılması zor, o turta yeme şampiyonu kız olacaksın.
Pour moi, tu seras toujours la championne de mangeage de tartes qui pouvait soulever un homme nu au dessus de sa tête.
Sen o zaman her zamanki gibi görevdeydin.
Tu étais en mission, comme d'habitude.
Sen kim oluyordun o zaman? Haldeman mı?
Donc qu'est-ce que ça fait de toi, Haldeman?
O zaman neden sen yapay zekadaki büyük ilerlemenin mimarı korkarak ve gözlerden uzakta yaşamak zorunda kaldın?
Alors pourquoi êtes-vous obligé de vivre dans la peur et l'anonymat, alors que vous avez révolutionné les renseignements?
eğer sen olmasın dediysen, o zaman içine muz konmamıştır.
Si tu l'as dit, alors il n'y avait pas de banane.
Sen zamanını kullan sonra biraz daha vakit kullan. Ve o anı yaşa.
Alors vas y. Prend ta minute, et prends un peu plus si besoin... et traverses ca.
Hani sen gitmiştin ya... O zaman...
Tu sais, quand- - quand tu es parti- - évanoui- -
O zaman ne olduğunu sen açıkla.
Alors explique ce qui s'est passé ensuite.
- Köstebek sen değilsen, kim o zaman? - Köstebeğin kim olduğunu biliyorum.
Si tu n'es pas la taupe, alors qui est-ce?
Bak, normalde tüm bu terapi flörtü olayını bana güvenmeyi öğrenene kadar altı ay boyunca sen kanepeme uzanmış bir şekilde minderler hakkında konuşarak yapıp olaya öyle girerdik ama o kadar zamanımız yok.
Ecoute, normalement on pourrait faire toute cette histoire de sessions de thérapie où vous vous asseyez sur mon divan et nous discutons des coussins pendant 6 mois jusqu'à ce que vous appreniez à me faire confiance. et la on irait directement au but, mais nous n'avons pas assez de temps.
Sen gidip içeri bak o zaman ben de dışarıyı kontrol edeyim.
Pourquoi n'irais-tu pas jeter un oeil à l'intérieur, et je continue de fouiller par ici
O içmiyor. - Sen bunu söylediğin zaman sosyal görevli ne dedi?
Qu'a dit l'assistante sociale quand tu le lui as dit?
- Sen yap o zaman.
- Donc tu le feras.
Bulmazsak, terleme hastalığını salacak ve ona usturlabı vermemiz gerekecek o da zamanı geri döndürecek Depo var olmayacak sen ölmüş olacaksın, dünya umudu kaybedip kargaşaya ve çaresizliğe düşecek.
Si nous n'agissons pas, il va libéré la maladie Nous aurons à lui donner l'astrolabe Il va remonter le temps
- O zaman, sen ne yaptın?
- Alors, qu'est-ce que tu as fait?
Yani eğer şimdi sen istediğini yapmazsam bu konuyu tekrar deşeceğini söylüyorsan o zaman anlaşma yok demektir.
Si vous dites maintenant que... Vous allez encore ressortir tout ça à moins que j'accepte votre offre, alors pas d'accord.
Tamam o zaman, sen ayarla.
D'accord, arrangez ça.
Yatmak demişken sen ve Conny bir o yana bir bu yana koştururken bu fiyasko olan adam kaçırma operasyonundaki suç ortağınızın hala dışarıda olduğunu ya da onca zaman ölü olduğunu biliyor muydunuz?
Et en parlant de dormir, toi et Conny, vous vous tournez et vous retournez sachant que votre complice dans ce petit enlevement est toujours là, ou est-il mort depuis tout ce temps?
Tamam, Biz Brookstone hediye kartı kullanırız o zaman, sen onunla pille çalışan bir sırt kaşıyıcı alırsın.
Avec notre bon cadeau, tu aurais dû en acheter un, au lieu de ton gratte-dos à piles.
Hayır, o zaman en iyi ihtimal sen rehine olmuş olursun.
Non! Le meilleur des scénarios est, que tu sois maintenant un otage.
O hâlde sen de 2.15'sindir o zaman.
Et bien, je suppose que ça fait de toi un terrifiant mec de 2,13 m.
Sen her zaman o kişiydin.
Tu as toujours été la seule.
- O zaman, sen Batman'sin? - Hayır, hayır, hayır.
Tu es Batman?
O zaman bir balayı bebeği yaparlarsa kızacak mısın sen?
Je ne sais pas non plus. Alors, si tu avais un bébé de lune de miel, ne serais-tu pas content?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]