Onu durdurmalıyım tradutor Francês
85 parallel translation
Reji odasındaki arkadaşıma bir şey vermiştim. Onu durdurmalıyım.
J'ai glissé quelque chose sur la bande son.
- Çok geç olmadan onu durdurmalıyım.
- Je dois l'arrêter tout de suite.
Benim tek kanıtım o, onu durdurmalıyım.
Mon seul témoin, je dois l'arrêter.
- Onu durdurmalıyım. - Yapamazsın.
- Je dois l'arrêter.
Eğer görürsem onu durdurmalıyım.
Si je le vois, je m'efforcerai de le retenir.
Gitmesine izin veremem.Onu durdurmalıyım.
Je ne puis la laisser faire. Je vais l'arrêter.
Onu durdurmalıyım!
Il faut l'arrêter!
- Onu durdurmalıyım.
Je dois l'arrêter.
Yapabilirsem, onu durdurmalıyım.
Si je peux, je dois l'arrêter
Onu durdurmalıyım.
Je dois l'arrêter.
Onu durdurmalıyım!
Je dois l'arrêter.
- Onu durdurmalıyım.
- Je dois l'empêcher de le faire.
Tanrım, onu durdurmalıyım.
Mon Dieu, il faut que je la rattrape.
Onu durdurmalıyım.
Laissez-moi l'arrêter.
Bu kadar yeter. Onu durdurmalıyım.
Je veux le contraindre.
- Onu durdurmalıyım.
- Il faut la trouver.
Onu durdurmalıyım!
Je ne peux pas rester!
Lütfen, onu durdurmalıyım. Yoksa oğlum ölecek.
Je dois l'arrêter, sinon, mon fils va mourir!
Willow, korumaya çalıştığım şeyi kül ederken oturup seyredecek değilim. Onu durdurmalıyım.
Je ne vais pas rester là pendant que Willow incinère ceux que je suis censée protéger.
- Onu durdurmalıyım. - Bekle bir saniye, yaralısın.
- Il faut que je l'arrête.
Onu durdurmalıyım, ama aklıma hiçbir şey gelmiyor.
Il faut que je l'arrête, mais je ne sais plus quoi inventer.
Önce onu durdurmalıyım.
Avant que ça se produise, je dois l'attraper.
Onu durdurmalıyım. Bize zarar vermekten alı koymalıyım.
Je dois l'arrêter, l'empêcher de nous faire du mal.
Onu durdurmalıyım. Onun iyiliği için.
Je devrais l'arréter... pour son bien à elle.
Onu durdurmalıyım.
Laissez-moi l'annuler!
- Onu durdurmalıyım.
- Il faut mettre fin à sa campagne.
istesem bile sana katılmak istesem bile, yapamam, çünkü onu durdurmalıyım.
Même si je voulais retirer ma candidature, même si je voulais vous rejoindre... Je ne pourrais pas, car je dois l'arrêter.
Onu durduracak birini bulmalıyım. Belki aileden biri bilmiyorum, bir şekilde onu durdurmalıyım.
Il faut que je trouve quelqu'un de sa famille pour pouvoir l'arrêter.
Onu durdurmalıyım, Henry.
Faut que je l'arrête, Henry.
Onunla evlenmeden önce falan hiç "belki onu durdurmalıyım" diye düşünmedin mi?
Et ce qu'il te faut, c'est une annulation. Ce qui se passe à Vegas, tu en paies le prix une fois chez toi.
Tanrım. Onu durdurmalıyım.
Je dois l'arrêter.
Duayı bitirmeden onu durdurmalıyım.
Il faut que je l'empêche de finir sa prière.
Onu durdurmalıyım.
- Il faut que je l'arrête.
Onu durdurmalıyım.
Je vais devoir l'arrêter.
Bir yolunu bulup onu durdurmalıyım.
Je vais trouver le moyen de l'arrêter.
Onu durduracağım. Durdurmalıyım!
Je dois le mettre hors d'état de nuire.
- Oh, yüce Tanrım, onu durdurmalıyız.
Il faut arrêter ça!
Durdurmalıyım onu.
Je dois l'arrêter.
Pentagon ve NRC'yi uyaracağım. En kötü ihtimalle, bombayı patlatacağını düşünüp onu durdurmalıyız.
J'ai alerté le Pentagone, le N.R.C. Nous travaillons sur une hypothèse, qu'elle va exploser si on ne l'en empêche pas.
Onu durdurmalıyız. Böylece insanlar internette hakkımızda boktan şeyler söylemeyecekler.
Il faut qu'on le bousille pour arrêter de se faire traiter sur Internet,
- Acaba onu durdurmalı mıyız?
- Je sais pas si on devrait la faire sortir.
Onu yaşatmak için kanamayı durdurmalıyım.
Arrêtez le saignement et faites en sorte qu'il reste en vie.
- Onu durdurmalı mıyız?
- Doit-on l'en empêcher?
Bir şekilde onu durdurmalıydım. bir yolu olmalıydı.
J'aurais du le stopper d'une façon ou d'une autre. Il devait y avoir un moyen.
Onu katil olmadan önce durdurmalıyım.
Je dois l'empêcher de devenir un tueur.
Herşey patlamadan önce onu bulup durdurmalıyım.
Je dois l'arrêter avant que tout implose.
Onu durdurmalıyız. Dışarı çıkınca... hortumu aç, ben de sulayayım.
On y va, tu ouvres le tuyau d'arrosage et je le refroidis.
Aman Tanrım, onu durdurmalıyız.
Oh, mon Dieu. On doit l'arrêter.
Yardım çağırmalıyız, alarmı çalalım! Onu durdurmalıyız!
Il faut crier, appeler au secours, il faut l'arrêter!
- Onu durdurmalı mıyız?
- On devrait pas l'arrêter? - Surtout pas.
Onu durdurmalıyım.
C'est à moi de l'arrêter.
onu duydum 61
onu da 41
onu demek istemedim 83
onu durdur 23
onu da getir 24
onu da bilmiyorum 20
onu dinle 40
onu demiyorum 23
onu duyuyorum 23
onu durdurun 30
onu da 41
onu demek istemedim 83
onu durdur 23
onu da getir 24
onu da bilmiyorum 20
onu dinle 40
onu demiyorum 23
onu duyuyorum 23
onu durdurun 30