English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ O ] / Onu dışarı çıkarın

Onu dışarı çıkarın tradutor Francês

149 parallel translation
Onu dışarı çıkarın ve bağlayın.
Emmenez-le dehors et ligotez-le.
Onu dışarı çıkarın.
Portez-le dehors.
- Onu dışarı çıkarın.
- Sortez-le.
Onu dışarı çıkarın.
Faites-la partir.
Onu dışarı çıkarın.
Restez en dehors ce ça.
Onu dışarı çıkarın hanımefendi.
Virez-le, mademoiselle.
Her tarafı kan içinde bırakacak! Onu dışarı çıkarın.
Il va mettre du sang partout.
- Onu dışarı çıkarın.Atının üzerine koyun! - Beni eve götürün!
Mettez-le plutôt sur son cheval.
Onu dışarı çıkarın. Burada yatamaz.
Emmenez-le, qu'il ne crève pas ici.
Soluk olduğunu farkettim, onu dışarı çıkarın!
Il est très pâle!
Onu dışarı çıkarın böylelikle kızda yoğunlaşabiliriz.
Faites-le sortir, on va se concentrer sur elle.
Onu dışarı çıkarın!
Emmenez-le.
Onu dışarı çıkarın böylece oyunu bitirebiliriz.
Emmenez-le dehors, qu'on finisse la partie.
Onu dışarı çıkarın.
Emmenez-la.
- Güvenlik, onu dışarı çıkarın!
- Sécurité, sortez-la d'ici!
Ve ben onu dışarı çıkarınca sen de tutuklayacaksın, tamam mı?
Je veux que tu l'arrêtes quand je le ramènerai, ok?
Onu dışarı çıkarın ve gözetim altında tutun.
Faites-la sortir et placez-la en garde à vue. Non.
Onu dışarı çıkarın!
Qu'il sorte!
Onu dışarı çıkarın ve vurun.
Prenez-le dehors et tuez-le.
Onu dışarı çıkarın.
Faites-le sortir.
- Onu dışarı çıkarın.
- Rendez-vous les choses faciles.
Onu dışarı çıkarın.
Mets-le dehors.
Tamam, onu dışarı çıkarın.
Très bien, le faire sortir.
Onu dışarı çıkarın.
Raccompagnez-le.
Dışarı çıkarıp ayıltın onu. Sorguya çekeceğim.
Je vais l'interroger ailleurs.
- Onu bebek odasından dışarı çıkarın hemen!
Sortez-la par la nursery, vite!
- Dışarı çıkarın onu.
Emmène-la dehors.
Temiz hava alması için dışarı çıkarın onu.
Emmenez-la dans la pinède... un peu d'air.
Eğer onu dışarı çıkarırsak tüm hapishane ne yaptığımı öğrenir.
Je suis désolé, j'étais trop passionné. Ce n'est pas le moment d'expliquer.
Onu, içeri sokarsınız, bir kanal olur, dışarı çıkarırsınız, başka bir tane daha olur.
Ici, c'est pour la première. Et là, ce serait pour la deuxième.
Çıkarın onu dışarı! Hayır, hayır, hayır, hayır!
Vous faites erreur, messieurs.
Onu da dışarı çıkarın!
Mon Dieu!
- Çıkar onu dışarı. Eşyalarını topla, at dışarı.
II a 1 heure pour débarrasser le plancher.
- Dışarı çıkarın onu.
- Enlevez-le.
Onu siz bulun. Dışarı çıkarın, temiz hava alsın.
Alors, trouvez-le et faites-lui prendre l'air, ca lui fera du bien.
Dışarı çıkarın onu, çocuklar.
Emmenez-le, les gars.
Onu dışarı çıkarırken, altını bağlamalısın.
Tu aurais du lui mettre des couches avant de sortir!
Ama muhabbetkuşu buna kanıyordu. Onu dışarı çıkarırsınız.
Mais l'oiseau se laisse prendre.
Onu hemen dışarı çıkarın.
Faites la sortir, immédiatement!
Çıkarın onu dışarı.
Sortez-le d'ici.
- Çıkarın onu dışarı!
- Sortez-le!
New Yorklu bir iş adamı, iyi geceler demek için karısını arar, dışarı çıkar, bir fahişe ayarlar, ve onu seks için buraya getirir.
Le type appelle sa femme, sort, rencontre une fille et l'amène ici pour coucher.
Aynen! Çıkarın onu dışarı.
Fichez-le dehors!
Onu derhal dışarı çıkarın.
Virez-le d'ici immédiatement.
- Lütfen onu dışarı çıkarır mısın?
- Pourrais-tu la faire sortir?
Bence sabırla bekledi. Sonra kızın Manhattan'da yaşadığını öğrendi....... yeni karısına ve kızına tatile çıkmalarını kendinin şehirde bir işi çıktığını söyledi ve kıza gidip "Baban geldi." dedikten sonra, onu camdan dışarı mı attı?
Il découvre où elle vit, envoie femme et enfant en vacances, fait toc-toc "C'est papa" et la balance par la fenêtre?
- Onu hemen dışarı çıkarın!
Changez ce tuyau!
Ne fark eder? Çabuk, dışarı çıkarın onu.
Il ne le saura jamais.
Cole Turner, Bölge Savcısı, durumdan haberdar ve yardım etmek istiyor ama eğer yalnızca ben onu dışarı çıkarırsam.
M. Turner, l'assistant du procureur, est prêt à l'aider s'il n'est pas condamné.
Blake'i idare edebilirsen onu dışarı çıkarırız diye düşünmüştük.
On voulait emmener blake déjeuner. Si tu n'as pas besoin de lui.
Ben, yeniden bütün neşesini etrafa püskürtmeden onu dışarı çıkar.
Ben, met-le dehors avant qu'il n'exprime sa joie à nouveau.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]