English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ O ] / Onu gördüm

Onu gördüm tradutor Francês

5,300 parallel translation
Onu gördüm!
Je l'ai vu!
Nolan, onu gördüm.
Nolan, je l'ai vu.
Biliyor musun birkaç hafta önce onu gördüm. - Kimi?
Je l'ai vu il y a quelques semaines.
Onu gördüm.
Je l'ai vu...
Onu gördüm.
Je l'ai vu.
- Ben onu gördüm.
- On le cherchait.
Onu gördüm, peki plan ne?
Je le vois. Quel est le plan?
Tamam Finch, onu gördüm.
C'est bon, Finch. Je l'ai retrouvé.
Onu gördüm.
Je l'ai trouvé.
Ve onu gördüm. Motosiklet kıyafeti içindeki adamı kaçarken gördüm.
Et je l'ai vu, ce mec en tenue de motard s'enfuir.
Yaklaşık bir yıl sonra, onu gördüm.
Un an plus tard, je l'ai vue. Où ça?
Evet, onu fotoğraf çekerken gördüm ve ona durmasını söyledim.
Oui, je l'ai vu prendre des photos, et je lui ai dit d'arrêter.
Onu bu sabah elektrik şirketinde gördüm ve şimdi de burada.
Je l'ai vu à la compagnie d'électricité ce matin, et maintenant il est là.
- Sonra şu tarafa koşarken gördüm onu.
Je l'ai vu courir dans cette direction.
20 dakika önce pencerenin önünden geçerken gördüm onu.
- Mm-hmm. Je l'ai aperçu marcher par la fenêtre il y a 20 minutes.
O sabah, köyden kahve alıyordum ve onu adamın biriyle hararetli bir şekilde tartışırken gördüm.
Ce matin là, je prenais un café, et je l'ai vu se disputer avec ce gars.
Halının üstünde gördüm onu.
Je l'ai vu sur le tapis.
Yukarı çıktım ve onu karşımda gördüm.
Je suis monté en courant, et il était là.
Ben de gördüm onu!
Je l'ai vue!
- Gördüm onu.
Je l'ai vu.
Sonra beyaz bir at gördüm ve üstündekinin adı Ölüm'dü. Ve onu cehennem takip ediyordu.
Et voici, parut un cheval d'une couleur pâle, et celui qui le montait se nommait la Mort et le séjour des morts l'accompagnait.
- Pencereden gördüm onu. - Sesini alçalt.
- Je l'ai vu à travers la fenêtre.
Gördüm onu.
Je l'ai vue.
Gördüm onu.
Je l'ai vu.
Finn intihar etmeden hemen önce o hasta gençlerden biriyle konuşurken gördüm onu.
Juste avant que Finn devienne suicidaire, je l'ai vu parler à l'un de ces gars en phase terminale.
Birkaç gün önce onu bardan bir kadınla çıkarken gördüm.
Il y a quelques jours je l'ai vue quitter le bar avec une fille.
- Onu hastalarımla konuşurken gördüm.
Je l'ai vue bavarder avec mes patients.
Onu anında cevapları verirken gördüm, gerçekten çok iyi.
Je l'ai vu marmonnée les réponses, elle est douée.
- Onu şehirde gördüm.
Je l'ai vu en ville.
Onu göle kadar takip ettim. Arabasını orada gördüm.
Je l'ai suivi jusqu'au lac, et j'ai vu sa voiture là.
Onu pencereden gördüm.
Je l'ai vu à travers la fenêtre.
Rüyamda onu soğukkanlı bir şekilde öldürdüğümü gördüm hayatını bağışlamam için yalvardığı halde.
J'ai rêvé que je le tuait de sang froid et qu'il... Il suppliait pour sa vie.
Culverson, onu haberlerde gördüm.
Culverson, je l'ai vu sur les nouvelles.
- Onu gördüm, hanımım.
- Je l'ai vue, Ma'am.
Bu sabah gördüm onu ama nereye gitti bilmiyorum.
Vous savez, je l'ai vu ce matin, mais je ne sais pas d'où il venait.
Onu en son o zaman gördüm.
Et c'est la dernière fois que je l'ai vu.
Balkonda şu küçük sigaralardan içerken gördüm onu.
Je l'ai vu fumer l'un de ces petits cigares sur le balcon.
LeBron James'i gördüm sandım ama daha önce çıktığım başka bir çocuk çıktı çünkü o zaman da onu LeBron James sanmıştım.
Je croyais avoir vu LeBron James, mais c'était juste cet autre mec avec qui je suis déjà sortie parce que je croyais que c'était LeBron James.
İşte onu en son o zaman gördüm.
C'est la dernière fois que je l'ai vue.
Evet, evet. Bunu çok yakından gördüm. Onu bulmalıyız.
Je viens d'avoir un siège au premier rang, on doit le retrouver.
Gördüm onu.
Je le vois.
Az önce gördüm onu!
Je l'ai vu il y a une seconde.
Ben gördüm onu.
Je l'ai vu.
- Onu götürürlerken gördüm.
- Je les ai vus l'emmener.
Evet, onu birkaç kere senin siyah derili kız arkadaşınla takılırken gördüm.
- Quoi? Le juge a décidé en 15 minutes. Ils vont analyser le sang de Nia.
Onu gördüm.
Je pense que c'était son immeuble. Mmh... Voici sa photo.
Geçen akşam onu gördüm.
Je l'ai vue, l'autre soir.
Sonra eski bir arkadaşımın ailesine sırrını söylerken çektiği sıkıntıyı gördüm. Çünkü gerçeği öğrendiklerinde onu sevmeyeceklerini düşünüyordu.
Puis, j'ai retrouvé une amie et je l'ai vue lutter pour ne pas avouer son secret, car elle avait peur... qu'ils ne l'aiment plus s'ils savaient.
Sonra dışarıda gördüm onu. Sanki beni arıyor gibiydi.
Et il était là dehors comme s'il me flairait.
Daha sonra onu yarım metrelik dondurma yığınının önünde maymun gibi sırıtırken gördüm.
J'ai pris un tournant pour le trouver debout dans une pile haute de 2 pieds de crème glacée avec juste un sourire de chimpanzé.
Onu en son beş yıl önce, ilk kez bir mekana zorla girdiği için tutuklandığında, adliyede kavga ederken gördüm.
La dernière fois que je l'ai vue, c'était en cour, il y a 5 ans quand on l'a arrêtée pour une 1re entrée par effraction.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]