English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ O ] / Onu görmeliydin

Onu görmeliydin tradutor Francês

193 parallel translation
Onu görmeliydin.
Tu devrais le voir.
Düğününden çıkıp eve geldiği gece onu görmeliydin.
Tu aurais dû le voir, la nuit de son mariage.
Onu görmeliydin. Thorwald'un evine girdi.
Elle est rentrée dans l'appartement de Thorwald.
Onu görmeliydin.
II est incroyable.
Onu görmeliydin.
Tu l'aurais vu.
Onu görmeliydin, gülmekten kırılırdın.
Vas-y. Ça te remontera le moral.
Ama kılıksız biri geldiğinde onu görmeliydin! Ne köpekti ama!
Si c'etait un minable qui se presentait, fallait le voir.
Onu görmeliydin. İnsanlar alkışlayıp durdular.
Cela a été un triomphe.
Onu görmeliydin. Yaşlı, kokuşmuş.
Si tu l'avais vu... vieux, puant l'alcool.
- Onu görmeliydin. İnan bana, ben mutfak sanatında uzmanımdır.
Croyez-moi, je suis un expert en art culinaire.
Lena'nın burada olduğunu söylediğimde onu görmeliydin.
Tu aurais dû la voir quand je lui ai dit que Léna était là.
Onu görmeliydin.
Vous devriez le voir.
Onu görmeliydin.
Si tu l'avais vu...
Senenin başında buraya geldiğinde onu görmeliydin.
Vous auriez dû la voir au début de l'année quand elle est arrivée.
Onu görmeliydin.
Si tu l'avais vu!
Onu görmeliydin Worf, babasıyla nasıl gurur duyduğunu anlatarak sabaha dek uyumadı.
Il a passé la nuit à me dire combien il est fier de son père.
Onu görmeliydin.
Tu aurais dû la voir.
Hey, kızım, onu görmeliydin ama.
C'est vrai, tu l'aurais vu!
Onu görmeliydin.
Si tu l'avais vue!
Onu görmeliydin, koyunluktan eser kalmamış.
Mon Dieu, tu aurais dû le voir, ce n'est plus que l'ombre d'un mouton.
Tanrım, onu görmeliydin Pace.
Si tu l'avais vue, Pace.
Onu görmeliydin.
Il fallait la voir.
Hatta eğlendi bile. Mezarlıkta cesedi çalarken onu görmeliydin.
Tu aurais dû le voir quand on a exhumé les restes.
Onu görmeliydin.
Il a été formidable.
Görmeliydin onu. Artık onu düşünmemelisiniz. İkiniz de uyumalısınız.
Vous auriez dû la voir ll ne faut plus y penser ll faut dormir, maintenant
Onu buraya getirdiğimizde görmeliydin!
Tu aurais dû la voir!
Onu sokaklarda görmeliydin.
Il fallait le voir arpenter les rues.
Onu, Profesör Wutheridge'in yanında görmeliydin. Tarih konusunda profesörden daha çok şey biliyor.
Tu aurais dû le voir, il connaît Mieux l'histoire que le professeur.
- Onu görmeliydin.
Attends de voir tout ça. Delilah?
Biliyor musun Bama, onu yeğeninin yanında görmeliydin.
T'aurais dû le voir avec sa nièce.
Onu bir görmeliydin.
Dont un malade.
- Onu önceki gösteride görmeliydin.
Elle est du tonnerre!
Onu gözleri nemli halde bir görmeliydin.
J'aurais aimé que tu y sois!
- Onu birkaç yıl önce görmeliydin!
T'aurais dû la voir, avant.
Onu sokak orospusu gibi burnunu çeke çeke ağlarken görmeliydin.
Il a pleurniche comme une fille de joie.
Onu Brugge'da görmeliydin.
VOus auriez dû le voir à Bruges.
Onu tavşan kardiş gibi zıplarken görmeliydin.
Il sautillait partout comme le lapin de Pâques.
Onu kırmızı ışıkta görmeliydin.
Tu aurais dû me voir au feu rouge.
Geçen gece onu görmeliydin Cliffie.
Tu aurais dû le voir, l'autre soir.
Onu, gençliğinde görmeliydin.
Vous auriez dû la voir jeune fille.
Evet, ama... onu dansta görmeliydin.
Peut-être, mais... vous auriez dû le voir danser.
Onu 50 yıl önce görmeliydin.
Si vous l'aviez vue, il y a 50 ans.
Yeni tanıştığın bir kızla içki içmek için maçı mı kaçırdın? Onu bir görmeliydin.
Vous avez raté le triomphe de Pudge pour boire un verre avec une inconnue?
Onu dün akşam görmeliydin.
Vous auriez dû la voir hier.
İşi aldığı zaman onu kucaklamasını görmeliydin!
Déjeuner avec lui? Il n'arrête pas de la draguer.
Onu beş yıl önce görmeliydin.
Et si tu l'avais connue, il y a cinq ans.
onu görmeliydin. Çok güzeldi.
Tu aurais dû le voir.
Onu koşarken görmeliydin.
Il court vite.
Onu bir görmeliydin.
Si tu l'avais vu!
Onu futbol sahasında görmeliydin. Çok sıkıydı.
Si tu l'avais vu sur le terrain de foot, c'était un roc.
Onu, golf kıyafetiyle görmeliydin.
T'aurais dû le voir en tenue de golf.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]