Sen ne bilirsin ki tradutor Francês
239 parallel translation
Saygın olmak ve yarı normal bir hayat yaşamanın anlamını sen ne bilirsin ki.
Tu sais ce que ça veut dire... d'avoir envie d'être respectable, et de vivre normalement?
Sen ne bilirsin ki zaten?
Qu'est-ce que vous savez?
Sen ne bilirsin ki?
Et alors?
- Şuradaki tabelayı görüyor musunuz? - Sen ne bilirsin ki...
Vous voyez ce poteau, la flèche tendue?
Gerçek aşk hakkında sen ne bilirsin ki?
Vous ne comprenez rien à l'amour vrai.
- Sen ne bilirsin ki?
- Ah! fous-moi la paix! Qu'est-ce que t'en sais?
- Bu konuda sen ne bilirsin ki?
- Qu'en sais-tu?
Sen ne bilirsin ki?
Que sais-tu de ça?
Sen ne bilirsin ki?
Qu'est-ce que tu en sais?
Sen ne bilirsin ki!
Ça ne nous intéresse pas.
Sen ne bilirsin ki?
Qu'en sais-tu?
- Sen ne bilirsin ki?
- T'en sais rien?
Sen ne bilirsin ki?
- Qu'en savent ils?
- Sen ne bilirsin ki?
- T'en sais foutre rien!
- Sen ne bilirsin ki!
- Tu n'as aucune preuve.
- Sen ne bilirsin ki?
- Tu sais quoi, toi?
- Oh, sen ne bilirsin ki?
- Qu'en sais-tu?
Sus be kadın! Sen ne bilirsin ki? Başka hiçbir şey umurumda değil,..
Tout ce que je sais, c'est que je veux rentrer à la maison!
Sen ne bilirsin ki aptal sarışın?
Qu'est-ce que t'y connais?
Eğlence hakkında sen ne bilirsin ki?
S'amuser?
- Sen ne bilirsin ki, Harris?
Ah oui? Et à quoi vois-tu ça, Harris?
Sen ne bilirsin ki?
Ce n'est rien. Qu'en sais-tu?
Kötü bir şey düşünmekle ilgili sen ne bilirsin ki?
Que savez-vous de la rancune?
Sen ne bilirsin ki?
Qu'est-ce que tu y connais?
Sen ne bilirsin ki?
Qu'y connais-tu?
Sen ne bilirsin ki?
Qu'est-ce que vous en savez?
- Sen ne bilirsin ki?
- D'où tu sors ça?
Sen ne bilirsin ki?
- Tu t'es vu?
Sorun şu ki, sen ne istediğini her zaman bilirsin.
L'ennui, c'est que tu sais toujours ce que tu veux.
- Sen altın hakkında ne bilirsin ki?
- Qu'en savez-vous?
Sen acıyı ne bilirsin ki?
Que savez-vous de la souffrance?
Ama sen hayat hakkında ne bilirsin ki?
Que connais-tu de la vie?
Sen dehşet hakkında ne bilirsin ki Alfredo?
Que sais-tu de la terreur, Alfredo?
- Bert, sen erkeksin, bilirsin, ne elde etmeyi umdu ki?
- Bert, qu'en attendait-il?
Sen benden de daha iyi bilirsin ki, o paylaşmaktan ne kadar nefret eder.
Mais vous savez mieux que moi que Nevada ne partage pas.
Kanun hakkında ne bilirsin ki sen?
Que savez-vous de la loi?
Sen ne bilirsin ki?
Tu as vraiment eu la trouille, là-bas.
Bugün Olmo Nina'ma canlı kurbağa yedirmiş! ... sen felsefe hakkında ne bilirsin ki?
Que savez-vous tous de la philosophie?
Bilinç ve suçluluk duygusu hakkında ne bilirsin ki sen?
Que sais-tu de la conscience et de la culpabilité?
Sen İskandinavsın. Ne bilirsin ki? Ringa balığı yapmanın bin çeşidini mi?
Une Scandinave qui a 1000 recettes de hareng?
Sen bu konuda ne bilirsin ki?
- Qu'est-ce que vous en savez?
Sen de bilirsin ki,... dizginleri elinde tutmak gibisi yoktur.
Vous savez,..... rien ne saurait remplacer le frisson du pouvoir.
Ama sen ölüm hakkında ne bilirsin ki?
Mais que pouvez-vous savoir de la mort?
Sen gerçek hakkında ne bilirsin ki?
Que sais-tu de la vérité?
Sen bu konuda ne bilirsin ki?
Qu'est-ce qui te prend?
Goethe hakkında ne bok bilirsin ki sen?
Que savez-vous donc de Goethe?
Yollar hakkında ne bilirsin ki sen?
Que savez-vous des montagnes?
Sen başka ne iş bilirsin ki?
Qu'est-ce que tu sais faire d'autre?
- Sen erkekler hakkında ne bilirsin ki?
Qu'est-ce que tu sais des hommes?
Sen kötü anlar hakkında ne bilirsin ki?
- Qu'est-ce que tu en sais, merde?
Tabi, sen Chi-Chi hakkında ne bilirsin ki.
Tu ne connaissais pas Chichi!
sen nerelisin 43
sen ne yapıyorsun 391
sen nereye gidiyorsun 94
sen neredesin 42
sen neler yapıyorsun 28
sen ne istersen 28
sen ne istiyorsun 112
sen nesin 127
sen ne demek istiyorsun 35
sen nereden geldin 17
sen ne yapıyorsun 391
sen nereye gidiyorsun 94
sen neredesin 42
sen neler yapıyorsun 28
sen ne istersen 28
sen ne istiyorsun 112
sen nesin 127
sen ne demek istiyorsun 35
sen nereden geldin 17