Ti tradutor Francês
1,722 parallel translation
Güvenlik görevlisi Lefty McGannes'ti, Chicago Cubs'ın atıcısı.
Le garde était Lefty Maginnis, Ianceur pour Ies Cubs de Chicago.
- Ama ben istemedi onu. - Peki onu neden istemediniz? - Ben 15'ti.
J'ai beaucoup vu Quinn dernierement.
"Ap-tiri-go-ti."
"A-téry-geotte."
Bay Epps'ti, değil mi? Ve sağınızdaki bayan.
Monsieur Epps, vous serez avec la demoiselle à votre droite.
O Hank'ti. Manavdaki şapşal.
C'est par Hank, le commis de l'épicerie.
- Aslında Procet'ti. Anladın mı?
En fait, c'est Procet Machin-Truc.
Pekala, sınıfımda bir adam vardı ; Adı Lonnie Ratcliff'ti.
Tu sais, il y avait un gars dans ma classe qui s'appelait Lonnie Radcliffe.
Sorun değil, eğer istiyorsan geri getirebilirim.
" Si ti veux, ji li riprends ti de suite.
Resmini alabilir miyim?
" Comment ti t'appelles?
Suçlu Walt Cummings'ti.
C'était Walt Cummings.
Arayan Curtis'ti. Hastaneden geri dönüyormuş. Tamam, güzel.
- Curtis est en route, il revient de l'hôpital.
Eğer Başkan Palmer suikastinin sorumlusu Jack'ti ise, neden Chloe onu korusun ki?
Si Jack est responsable de l'assassinat du Président Palmer, alors pourquoi Chloé le couvrirait?
Bu çizgi romanı Warren Granger yazdı, ama çizeri Stew Ellis'ti.
Warren Granger écrivait cette BD, mais c'était illustré par Stew Ellis.
Büyük üstat Lung Ti ve ölümsüz David Chung.
Grand Master Lung Ti et l'immortel David Chung.
İznini değil Ti bilmiyorum.
Je ne te demande pas la permission Ti... Je sais pas...
Derek'ti.
C'est Derek qui m'a dit.
Bu çok, aaa... bu "Save the Last Dance" ti ha?
Alors c'était... c'était "Save the Last Dance", uh?
Bu "Save The Last Dance" ti, ha?
C'était Save The Last Dance, hein?
Arayan Matt'ti.
C'était Matt.
Volnek'ti.
C'était Volnek.
Ne yazık ki, bunu yapabilecek en yetkin kişi Dr. Varrick'ti.
Malheureusement, le docteur Varrick était la plus qualifiée pour cette opération.
O zaman mısırlarımı nasıl büyüteceğimi nereden bileceğim?
Vindieu, comment je vais-ti savoir quand planter mon maïs?
Belki de onlarla iş yapan Felix'ti, bu aklına gelmedi mi?
Tu t'es jamais dit que celui qui trafique avec les Fitzpatrick est celui qui est mort?
Orkestraya uyarlayanlar, Sör Rhodri Fenning, ve Kings Lynn Players'ın üyesi Bayan Evelyn Blish'ti.
Les orchestrations ont été arrangées par Sir Rhodri Fenning, et Dame Evelyn Blish est membre des joueurs de Kings Lynn.
Ateş etm- -
Ne ti...
O zaman neden beni kız arkadaşınla tanıştırmaktan bu kadar korkuyorsun?
PoÏ... rquoi as-tÏ... peur de me prà ¨ senter à ta petite amie?
Hey, hortuma dikkat!
Attention au tÏ... yau!
Siz ikiniz, George ile gidip yurtlarda ne kadar çocuk varsa toplayın ve 5'te buraya getirin.
- Vous deÏ... x'allez avec George me trouver un max d'à © tÏ... diants à ramener ici poÏ... r cinq heures.
Ve her sabah onu taktığında, onu düşün.
Et pense à lui chaque fois qÏ... e tÏ... la mets le matin.
"En sonunda bez değiştirmene inanamıyorum."
Je n'en reviens pas qÏ... e tÏ... aies enfin changà ¨ une coÏ... che. "
Çocuklar için ufak bir gezi planladım ve seni orada görmek isteriz, koç.
J'ai planifià © Ï... ne petite sortie pour les gars et on aimerait vraiment qÏ... e tÏ... y sois.
Şimdi gitmezsen, bir daha hiç gidemezsin.
Si tÏ... ne pars pas maintenant, tu ne partiras jamais.
Adı Lebec'ti.
Lebec, c'était son nom.
Eğer buraya gelirse, benim adım T-Bone!
Si elle vient par ici, mon nom c'est Ti Bone.
Sen çık.
TÏ... sors.
- Ne istiyorsun?
- Qu'est-ce qÏ... e tÏ... veÏ... x?
Ellerin sağlam olsaydı, yakalardın. Doğru değil mi, Shoebridge?
Tu l'aurais attrapà © si tÏ... avais de bonnes mains.
Kusardım, futbolu bırakmak isterdim, ama sen izin vermezdin hani?
Je vomissais mes tripes'j'en avais marre dï... football et tï... ne me là ¢ chais pas.
İkiye geçen on beş birinci sınıf öğrencisi.
Quinze à © tÏ... diants passent en deuxià ¨ me annà © e.
- Sence kötü bir fikir değilse.
- Sauf si tÏ... n'es pas d'accord.
- Sen ne yapıyorsun?
- Qu'est-ce qÏ... e tÏ... fais?
Ona yukarıya doğru çarparsan seni indirir ve her seferinde kıç üstü düşersin, tamam mı?
Si tÏ... frappes trop haut il aÏ... ra le dessus et tu seras sur le cul à tous les coÏ... ps.
Jack, sana söyleyeyim, bence bu pek iyi bir fikir değil.
Jack? Jack, tÏ... sais tu as eÏ... de meilleures idà ¨ es.
Biz sadece buraya gelebileceğimizi ve bize birkaç püf noktası verebileceğini düşündük.
En venant ici, nous espà ¨ rions qÏ... e voÏ... s noÏ... s filiez quelques tÏ... yaux.
Yapabileceğinin en iyisi buysa, zorlu bir yıl olacak.
L'annà © e sera difficile si tÏ... ne peux pas mieÏ... x faire.
Onu kollamalısın.
Il faÏ... t le regarder. Si tÏ...
Bir tek senin mi öfkelenmeye hakkın var sanıyorsun?
Tu crois qÏ... e tÏ... es le seÏ... I Ã en avoir marre?
Yalnızca senin için mi zor olduğunu sanıyorsun?
Tu crois qÏ... e tÏ... es le seÏ... I pour qÏ... i c'est dï... r?
Nereye gidiyorsun?
OÃ ¹ vas-tÏ...?
İlk yarıdan önce maça gelebilirsen çok sevinirim.
Ce serait bien qÏ... e tÏ... arrives avant la mi-temps.
Çünkü o restoranı başıboş bıraktığını patronuna söylediğimde seni kovacak.
Parce que je dirai à ton patron qÏ... e tÏ... as abandonnà ¨ le restaÏ... rant et il sera obligà ¨ de te congà ¨ dier.