Uzun saçlı tradutor Francês
537 parallel translation
Uzun saçlı küçücük bir çocuktun.
Toi petit garçon, avec les cheveux longs.
Kalın kaşlı, uzun saçlı şişman hanım kim?
Qui est la grosse dame aux sourcils épais?
Kalın kaşlı, uzun saçlı şişman hanım benim.
Je suis la grosse dame aux sourcils épais.
Hükümet ve bir grup uzun saçlı bilim adamı açıklama yapmadan olmaz.
Le gouvernement et sa bande de savants doivent se mettre d'accord.
Şu uzun saçlı adam... Yanılmıyorsam bir yerli.
Le glabre, c'est un Peau-Rouge?
Ve uzun saçlıydı.
Et des cheveux comme ça.
"Doğa size erkeğin uzun saçlı olmasının utanç verici olduğunu öğretmedi mi?"
quand un homme se laisse pousser les cheveux, c'est un sujet de honte.
Bir kriz anında, söylenenlere karşı gelenlerin hep uzun saçlı asiler olduğunu gördüm pek çok kez.
J'ai même vu... des "cheveux rebelles" se jeter dans la mêlée en cas de crise.
Son getirdikleri iki uzun saçlıyı paslı jiletle traş ettiler.
Ils ont utilisé des lanes rouillées sur les derniers chevelus qu'ils ont arrêtés.
- Şu uzun saçlı jokere iyi bak.
- Regarde ces cheveux longs.
Bu programı uyarıyorum, bu gevşek, uzun saçlı sivilin intihalinin tekrarı halinde cevabımız çok sert olacaktır.
Et j'avertis cette émission que toute récidive de ces plagiaires civils aux cheveux longs et gras sera sévèrement réprimée.
Bana kalırsa, sen uzun saçlı, sıkı bir muhalif olabilirdin.
Vous auriez pu être objecteur de conscience.
T-shirt giyiyordu, uzun saçlıydı ayrıca.
Il portait un T-shirt, et les cheveux longs.
O uzun saçlı orospu çocuğu mu?
Ce fils de pute chevelu...
- Kim söyledi? İş aramaya gelen uzun saçlı adam.
L'homme aux cheveux longs qui voulait du travail.
Uzun saçlı ve kısa etekli, çizmeli, büyük göğüslü, neşeli ve zeki sarışınları.
Avec des cheveux longs, une jupe courte, des bottes, des gros seins, et l'esprit vif et drôle.
Uzun saçlı, Hintliler gibi tuhaf giysileri olan kişiler sanırdım.
Je pensais que c'étaient des timbrés genre : indiens-aux-longs-cheveux
"O uzun saçlı zenciyi burada istemiyorum" derdi.
Elle me disait : "Je ne veux pas voir ce nègre chez moi."
Uzun saçlı bir hippi.
Le hippie aux cheveux longs.
Şu uzun saçlı hippiler, ekipmanlarını tekrar çalıştırabilirseler benimle dans eder misin?
Si les jeunes branchés réussissent à démêler les fils, m'accorderez-vous cette danse?
Hal Phillip Walker'i beğenen herifler. Acayip görünüşlü sigara içen uzun saçlılar.
Le genre de mecs à craquer pour ce Hal Phillip Walker, des cheveux longs et qui fume des cigarettes bizarres.
Uzun saçlı vaizler Her gece geliyor
Les prédicateurs aux cheveux longs sortent tous les soirs
Bufalo Bill, "Uzun saçlı" anlamına gelen "Pahaska" ismiyle ülkesi için bu düelloyu kabul eder.
Buffalo Bill, appelé par les indigènes Pahaska, ce qui signifie "Longue Chevelure", accepte le défi pour son pays bien-aimé.
Ve bu uzun saçlı,
Et celui-là, avec les longs cheveux, doit être Charity.
Suçlular genç! Uzun saçlı... siyah deri ceketliler!
Les assassins sont jeunes, portent des cheveux longs, des blousons de cuir noir.
Neden uzun saçlı olduğumu soruyor
Elle m'a demandé pourquoi
Ben hep uzun saçlıydım
Chevelu de haut en bas
Uzun boylu, koyu renk saçlı ve koca gözleri olan bir kadın.
Elle est grande, brune, avec de grands yeux.
Uzun boylu ve siyah saçlıdır.
Elle est grande, brune...
uzun boylu, orta yapıda, siyah saçlı.
Grand, brun, de corpulence moyenne.
Sarı saçlı, uzun burunlu ve sıska olan.
Tout maigre, avec des cheveux blonds.
O yöne gidebilirsin ama o gördüğün dağ uzun boylu, kır saçlı dostumuz var ya boyu neredeyse 3 bin metre.
C'est possible, mais cette montagne-là, la grande aux cheveux blancs, elle fait 3 000 mètres.
Yanlış hatırlamıyorsam, uzun, zayıf, siyah saçlı bambu sigara kutusu olan biriydi.
Si, je me souviens. C'est un monsieur mince, très brun, avec un fume-cigarette en bambou.
Bahse girerim, uzun, sarı ve dalgalı saçlıydınız.
Vos cheveux devaient être longs, blonds et ondulés.
- Sarı saçlı, uzun boylu adam mı?
- Oui, c'est lui.
Çok güzel, uzun siyah saçlı.
- C'est Ia meilleure. elle avait de beaux et longs cheveux noirs.
Benden biraz daha uzun siyah dalgalı saçlı, mavi gözlü.
Plus haut que moi, Très brun, frisé, les yeux clairs...
Çok uzun boylu ve beyaz saçlı.
Très grand, les cheveux gris.
Uzun, siyah, dağınık saçlı bir pazarcı.
La marchande des quatre-saisons? . Avec des cheveux longs, noirs...
Uzun ve gür siyah saçlı iri gözlerinde her erkek boğulabilirdi.
Une jolie brunette coquette, avec des yeux... où on aurait pu se noyer.
Uzun boylu, kızıl saçlı güzel bir bayandı.
Une jolie femme. Assez grande, cheveux roux.
Bir muhabir olarak, uzun dalgalı saçlı kadınları görünce heyecanlanan bir adamın hikâyesini hiç yazdınız mı?
Comme journaliste, avez-vous déjà vu un homme qui s'excitait à la vue de longs cheveux? Des cheveux longs et lâchés?
- Bay Bliss uzun ve kızıl saçlı, değil mi?
- C'est bien un grand rouquin?
Kızıl saçlı uzun boylu geniş kalçalı birini istemiştim.
J'ai demandé une grande fille rouge bien en chair.
Senin gibi sırma saçlı bir kız görmeyeli uzun zaman oldu.
Il y a longtemps que j'ai pas vu des cheveux comme les tiens.
Evet, demek istediğim şu ki benim aradığım yani aslında kısa saçlı ve uzun boylu, güzel bir esmer gördünüz mü acaba?
En effet. Vous êtes une femme extraordinaire. Vous n'auriez pas vu une grande brune en nuisette?
Uzun sarı saçlı orta boylu, yaklaşık 70 kilo.
Cheveux longs, blonds... taille moyenne, 75 kilos.
Ve, biliyor musunuz, gençler... uzun saçlı olanlar.
Ceux aux cheveux longs.
Uzun saçlı polisi.
Des policiers à cheveux longs!
Uzun boylu, 1.90 boyunda, sarı saçlı bir beyefendi tanıdık geliyor mu sana?
Vous connaissez un grand type blond?
- Uzun sarı saçlı.
- Flingue et un sabre...
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun mu 25
uzun bir zaman 22
uzun hikâye 43
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun mu 25
uzun bir zaman 22