Uzun zaman olmuştu tradutor Francês
343 parallel translation
Dünkü gibi içmeyeli uzun zaman olmuştu Halton.
J'ai peut-être un peu trop bu hier.
Uzun zaman olmuştu.
Pas autant que moi!
Çaldığını duyduğuma sevindim, Anna. Çok uzun zaman olmuştu.
Il y a longtemps que tu n'as pas joué.
Sanırım kilise çanlarını duymayalı uzun zaman olmuştu.
Des cloches à Tombstone! La première que j'entends depuis des mois, je crois bien!
Buraya gelmeyeli uzun zaman olmuştu.
Ça fait si longtemps depuis ma dernière visite.
Biri bana bunu yapmayalı uzun zaman olmuştu.
Il y a longtemps qu'on n'a fait cela pour moi.
- Çok uzun zaman olmuştu.
Salut lrv.
Tanrım, uzun zaman olmuştu.
Tout va bien. Ça fait si longtemps!
İyi akşamlar Felix, uzun zaman olmuştu.
Ça faisait longtemps.
Oyunculuk yapmayalı uzun zaman olmuştu. Ve daha önce hiç böyle önemli bir role çıkmamıştım.
J'avais arrêté de réciter, et ce rôle était vital.
Uzun zaman olmuştu!
C'est bon de vous revoir. Bienvenue.
Uzun zaman olmuştu.
Ça fait longtemps.
Beni böyle öpmeyeli uzun zaman olmuştu.
Tu ne m'as pas embrassée comme ça depuis longtemps.
Teşekkür ederim. Julian'la beraber eve gitmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
Il y a si longtemps que Julian et moi ne rentrons plus ensemble.
Böylesine klinik öneme sahip olağandışı örneklerle çalışmayalı çok uzun zaman olmuştu.
Il y a longtemps qu'on n'a pas pu étudier des spécimens d'un intérêt médical aussi exceptionnel.
Uzun zaman olmuştu.
Ça fait longtemps que j'ai pas dansé, aussi.
İzini kaybedeli o kadar uzun zaman olmuştu ki.
Pardonne-moi... mais nous t'avions perdu de vue depuis si longtemps!
Bunu yapmayalı uzun zaman olmuştu.
Il y a longtemps qu'on n'a pas fait ça!
Bu kadar büyük bir et parçası görmeyeli uzun zaman olmuştu.
Il y avait longtemps qu'on n'avait plus vu un tel morceau de viande!
Çok uzun zaman olmuştu.
Ça fait si longtemps.
Bilmiyorum. Operaya gitmeyeli uzun zaman olmuştu.
Je n'étais pas venu à l'opéra depuis longtemps.
Bu büyüklükte bir bezelye görmeyeli uzun zaman olmuştu değil mi güzelim?
Ça fait longtemps que t'as pas vu un haricot si gros.
Çok uzun zaman olmuştu.
Ça fait bien longtemps.
Uzun zaman olmuştu.
Ça faisait longtemps.
Uzun zaman olmuştu.
Cela faisait longtemps!
Uzun zaman olmuştu.
C'est un bonheur de vous revoir.
Uzun zaman olmuştu.
Ca fait des siècles qu'on ne s'est pas parlé.
Gerçekten bir yere ait hissetmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
Après tout ce temps, j'ai enfin l'impression d'avoir trouvé ma place.
Babanla koşuya çıkmayalı uzun zaman olmuştu hem.
On n'avait pas couru depuis un ball, ton père et moi.
Görmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
Ça faisait des années.
Kendimi bir yere ait hissetmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
Ça fait longtemps que je n'ai pas eu un endroit auquel j'appartiens.
Uzun zaman olmuştu.
Ça faisait un moment.
Bu odada gülme sesleri duymayalı uzun zaman olmuştu.
Il y a longtemps qu'il n'y a pas eu de rires dans cette pièce.
Gerçekten uzun zaman olmuştu.
Ça fait très longtemps...
Uzun zaman olmuştu. Seni özledim.
tu me manquais.
Uzun zaman olmuştu.
Il y a si longtemps.
Çoklu travmalardan birini geçirmeyeli uzun zaman olmuştu.
Ca fait longtemps que je n'ai pas eu de multiples accidents.
Birileri bana inanalı uzun zaman olmuştu.
Ça fait longtemps que ça ne m'est pas arrivé.
Birileri bizi biryerlere davet etmeyeli uzun zaman olmuştu. Neden acaba.
Ça fait un bail que personne ne nous invite plus.
Görüşmeyeli uzun zaman olmuştu.
Je les avais pas vus depuis longtemps.
Çivilenmeyeli uzun zaman olmuştu.
Je sais que ça fait longtemps que tu t'es pas fait Neilé.
Bir arabanın ön koltuğuna oturmayalı uzun zaman olmuştu.
Ça fait longtemps que je n'ai pas été devant, en voiture.
Birini istemeyeli uzun zaman olmuştu.
Je n'avais pas eu envie de quelqu'un depuis longtemps.
Jin-sook! Uzun zaman olmuştu!
Jin-sook, ça fait longtemps.
Böyle harika hissetmeyeli uzun zaman olmuştu.
Ça va pour cette fois puisque je me sens bien.
Uzun zaman olmuştu, değil mi?
Ça fait un bail, pas vrai?
Alec Barb'ı kurarken çok düşmanı olmuştu ama bu uzun zaman önceydi.
Il s'était fait beaucoup d'ennemis pour constituer son ranch. Mais c'est déjà loin tout ça.
- Bu dersi uzun zaman önce ben de almıştım. - Öyle mi olmuştu?
- J'ai appris ça il y a bien longtemps.
Uzun zaman önce, 13 yaşındayken olmuştu.
Il y a longtemps, quand j'avais 13 ans.
Biriyle uzun uzadıya konuşmayalı epey zaman olmuştu.
ça a été une longue période de temps depuis j'en ai parlé tellement
Olay şu ki uzun bir süre önce ben de depresyona girmiştim bana çok destek olmuştu. Ödeşme zamanı geldi diye düşündüm.
Le truc, c'est quej'ai fait une dépression il y a longtemps... et elle m'a aidé à m'en sortir.
uzun zaman oldu 409
uzun zaman önce 180
uzun zaman 39
uzun zamandır 69
uzun zamandır görüşmedik 21
uzun zaman önceydi 90
ölmüştü 64
ölmüştür 17
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun zaman önce 180
uzun zaman 39
uzun zamandır 69
uzun zamandır görüşmedik 21
uzun zaman önceydi 90
ölmüştü 64
ölmüştür 17
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun mu 25
uzun bir zaman 22
uzun bir gündü 31
uzun süre 24
uzun bir süre 39
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun mu 25
uzun bir zaman 22
uzun bir gündü 31
uzun süre 24
uzun bir süre 39