Çok daha iyi tradutor Francês
6,628 parallel translation
Seni tamamen yok edecek bir bombadan çok daha iyi bir silahım var.
J'ai une bien meilleure arme qu'une bombe qui va tous vous détruire.
Ormanın bu kısmı avludan ya da kalenin diğer kısımlarından çok daha iyi.
Cette partie de la forêt est bien mieux que la cour du château. ou que l'autre côté du château.
Ama seninle ya da akrabalarınla iletişime geçmemek benim için çok daha iyi olacak.
Mais soyons honnêtes, il vaut mieux que j'interagisse pas avec toi ou un membre de ta famille.
İyi bir restoranı alıp çok, çok daha iyi bir hâle getirdi.
Elle a pris un bon restaurant et l'a transformé en quelque chose bien, bien meilleur.
Şey yapmaktan çok daha iyi bir gün geçirdik.
On a eu une meilleure journée que...
İtiraf etmeliyim ki, Mycroft beklediğimden çok daha iyi bir şekilde ortadan kayboldu.
J'admets que Mycroft a disparu plus efficacement que je ne l'aurais cru.
Burası şimdi çok daha iyi oldu.
Cet endroit n'a pas fini de nous étonner.
Hatta biri bu sözde kurbanların şu an çok daha iyi bir durumda olduklarını bile savunabilir.
On peut avancer l'argument que ces prétendues victimes sont mieux loties.
Çok daha iyi bir kapan kuruyoruz.
Nous construisons une meilleure souricière.
Eğer gelip kontrollerini yaptırırsan kendimi çok daha iyi hissederim.
Je me sentirais bien mieux si tu venais faire vérifier tout ça.
- Böyle çok daha iyi.
- C'est mieux.
Hala benden çok daha iyi şeyler yapıyorsun.
Bien, tu serais toujours en train de faire beaucoup mieux que moi
- Çok daha iyi hissediyorum şimdi.
Bien, je me sens mieux.
- Çok daha iyi.
- Beaucoup mieux.
Kendimi iyi hissettirecek şeyler söylesen çok daha iyi olurdu doğrusu.
Ça serait bien si tu disais quelque chose qui me fasse sentir mieux plutôt que pire.
Bu gündüz vardiyasını çok daha iyi bir hale getirdi.
Ça a vraiment amélioré l'équipe de jour.
Ciddiye alınmak istiyorsan bundan çok çok daha iyi bir yalancı olman gerekli.
Vous devriez apprendre à mieux mentir si vous voulez être prise au sérieux.
Ayrıca o korkunç çıplak fotoğraflarımı internete attığın için de seni affediyorum. Çok daha iyi çıktığım pozlar olduğunu biliyordun!
Je te pardonne aussi pour avoir posté ces horribles photos de moi nue sur le net alors que tu savais qu'il y en avait de bien meilleures.
Sana benden çok daha iyi göz kulak olurlar.
Elles prendront bien mieux soin de toi que je ne l'aurais fais.
Elbette bu nakitten çok daha iyi.
C'est mieux que de l'espèce.
- Çok daha iyi.
C'est beaucoup mieux.
Birlikte yattıkları dönemden çok daha iyi geçiniyorlar.
Ils s'entendent mieux maintenant que lorsqu'ils couchaient ensemble.
Bu çok daha iyi.
C'est carrément mieux.
Bu çok daha iyi.
Ça c'est beaucoup mieux.
Çok daha iyi.
Bien mieux.
Senin için çok zor olacak canım. ... fakat bir gizem ve keder içinde yaşamaktansa,... gerçeği bilmek çok daha iyi.
Ce sera très dur pour vous, ma chérie, mais je vous promets qu'il vaut mieux savoir la vérité que de vivre dans un nuage de mystère et de désespoir.
Bunların hazırlanışını görmesen çok daha iyi olurdu tabii.
Ce serait bien mieux si tu n'étais pas ici à les voir faire ça.
Ya da onu görsen çok daha iyi olur.
Ou si tu la voyais, ça serait encore mieux.
Turta çok daha iyi.
La tarte est bien meilleure.
Hayatta kalanları arıyorlar ve onları bulmak için bizden çok daha iyi ekipmanları var.
Ils cherchent les survivants, et ils sont mieux équipés que nous pour les trouver.
Sarılırsak kendimi çok daha iyi hissederim.
J'irais mieux après un câlin.
- Çok daha iyi.Hadi.
- Bien meilleure. Viens.
Çok kötü çünkü bu iş gerçekten çok daha iyi olurdu tabiki kız arkadaşın olmasaydı.
Dommage, parce que ça aurait pu être le début de quelque chose s'il n y avait pas eu cette fille.
Ama bence eğer onunla konuşursan kendini çok daha iyi hissedeceksin.
Mais tu te sentiras mieux si tu lui parles.
Çok daha iyi hissediyorum.
Je me sens tellement mieux.
Belim çok daha iyi.
Hey, mon dos va bien mieux.
Tamam kavgalarımız oluyor ama pek çok abi kardeşten daha iyi anlaşıyoruz.
Bien sûr, on s'est disputés, mais on s'entend mieux que la plupart des frères.
Ama emin ol iyi yanları kötü yanlarından çok daha fazla.
Mais je te promets que... le bon l'emporte toujours sur le mal.
- Bu benimkinden çok daha iyi.
C'est mieux que le mien.
Pulpo bu kadar uzağa gitmeyi planlıyorsa planlayacak daha çok şeyi olduğuna inansa iyi olur.
Si Pulpo a tout planifié, il s'est organisé une porte de sortie.
O zaman Ray'in daha hızlı sürmesini umut etsen iyi olur çünkü orada neler olduğunu ikimiz de çok iyi biliyoruz.
Tu ferais mieux d'espérer que Ray conduise un peu plus vite, parce que toi et moi savons tous les deux ce qu'il se passe là bas.
Ajan Cabot'ı çok iyi tanımıyorum, fakat çalıştığı birimin, başına gelenleri bir daha kimsenin yaşamaması için var gücüyle uğraştığını biliyorum.
Genre, complètement. Je connais pas bien l'agent Cabot, mais je sais que son équipe se met en quatre afin que tout ceci n'arrive à personne d'autre.
Eğer eşiniz ile bir sorunum olduğunu düşünüyorsanız,... beni onaylamaktan çok, yönetimdeki adilliğinizde kullandığınız daha iyi yolları göstermeye ne dersiniz?
Mais si vous pensez qu'il y a un problème avec votre femme, quelle meilleure façon de montrer l'honnêteté de votre administrations en... me soutenant?
Benden daha iyi görünüyor, benden daha çok kazanıyor fit, içmiyor, yemek bile yapıyor!
Il est plus beau que moi, il gagne plus que moi... Il est en forme, il ne boit pas... Il fait même la cuisine!
Daha çok çalışıp bizimle de iyi geçinmesi lâzım.
Il a besoin de se mettre au travail, sérieusement, alors.
Şimdi söyleyeceğim şeyin sana katılmak olarak yanlış anlaşılmasını istemiyorum ama bu durumun daha çok farkına varıp daha iyi olmaya çalışacağım.
Je ne veux pas que ce que je vais dire soit interprété comme étant en accord avec toi, mais je vais essayer d'en être conscient et faire de mon mieux.
Daha önce de dediğim gibi iyi bir evlatsınız, çok hayırlı bir evlat.
Je l'avais déjà remarqué. Vous êtes un bon fils, un très bon fils.
En iyi haberse Tawney, daha çok gençsin.
La bonne nouvelle, c'est que vous êtes jeune.
Ve bunun sebebi onun daha iyi bir avukat olması ya da senin için çok fazla olduğunu düşünmesi değil.
Et pas parce qu'il est meilleur avocat ou parce qu'il pense qu'il est trop bien pour toi.
Hayır, o dersi daha önce çok iyi öğrendim.
Non. J'ai retenu la leçon.
Çok klas bir yeni arkadaşım oldu. Bundan daha iyi ne olabilir?
Qu'est ce qui serait mieux que ça?
çok daha iyiyim 55
çok daha iyi hissediyorum 20
çok daha fazlası 28
çok daha fazla 27
çok daha kötü 18
daha iyi olur 49
daha iyi 561
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyiyim 141
daha iyi olacak 29
çok daha iyi hissediyorum 20
çok daha fazlası 28
çok daha fazla 27
çok daha kötü 18
daha iyi olur 49
daha iyi 561
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyiyim 141
daha iyi olacak 29
daha iyi misin 168
daha iyisin 19
daha iyi misiniz 18
daha iyi olurdu 21
daha iyi mi 68
daha iyi ya 37
daha iyisi 53
daha iyi oldu 16
daha iyisi olamazdı 24
daha iyi bir fikrim var 135
daha iyisin 19
daha iyi misiniz 18
daha iyi olurdu 21
daha iyi mi 68
daha iyi ya 37
daha iyisi 53
daha iyi oldu 16
daha iyisi olamazdı 24
daha iyi bir fikrim var 135