Çok daha kötü tradutor Francês
1,449 parallel translation
Aslına bakarsan, Jack, çok daha kötü durumlar düşünebiliriz.
En réalité Jack, j'imagine pire.
Ne tesadüftür ki, onun hayatına girdiğiniz yaz üç çocuk çok daha kötü bir kaderle karşılaşmışlar. Connie'den bile çok daha sapkın birinin eline düşmüşler.
Et par chance, vous avez débarqué dans sa vie durant l'été, où trois autres enfants ont rencontré un destin moins plaisant, en tombant dans les mains de quelqu'un de bien plus tordu que Conny.
Eğer bir daha Gibbs-tokadı atarsan David, çok daha kötü bir tokat yersin.
Si tu me frappes encore une fois comme Gibbs, David, je te le rendrai plus fort.
Ama çıktığımız günlerde Peyton'la yaptıklarını unutuyor ve bana, sanki senden çok daha kötü biriymişim gibi bakıyorsun.
Mais tu me regardes comme si j'étais bien pire que toi, alors que t'étais avec Peyton pendant qu'on sortait ensemble.
- Çok daha kötü olabilir.
- Ça pourrait être bien pire.
Becermek dediğim için affet. Senin yaptığından çok daha kötü.
Oh pardon, dire "baiser" est tellement pire que ce tu as fait!
Çok daha kötü görünebilirsin.
Tu pourrais la perdre encore plus.
Gerçeği söylemek çok daha kötü.
Leur dire la vérité est de loin pire.
Bir kara tahtayı tırnakla çizmek gibi ama çok daha kötü.
comme des ongles sur un tableau noir. Seulement un million de fois pire.
- Protokoller benim de hayatımı etkiliyor ama alternatifler çok daha kötü.
les protocoles ne sont une idée pour vivre bien,... mais les alternatives sont pires.
Al'den çok daha kötü çocukluk geçirip de harika işler yapmış insanlar var. Örnek vatandaş olmuşlar.
Il y a des gens qui ont eu une enfance bien pire qu'Al et qui font des grandes choses, qui sont des citoyens modèles.
HudMaSpecs bir geyik bulamazsa, kendinizi çok daha kötü hissedeceksiniz.
Ça va être bien pire si Gadmécaro rapporte pas un élan.
Evet, seni üstünde zıplattığını söyledi. Ki çok daha kötü adamım.
Ouais, il me l'a dit.
Para vermekten çok daha kötü bir şey bu. Hayır.
C'est pire que de lui donner de l'argent.
Bu çok daha kötü.
C'est pire.
Bizden çok daha kötü olması gereken bir takıma karşı 31-0!
On perd 31 à 0 contre une équipe qu'on aurait dû battre!
Kriz tuttuğunda durum çok daha kötü bir hal alacak.
Mon état ne va faire qu'empirer.
Korkarım niyeti bundan çok daha kötü.
C'est plus compliqué que ça.
- Daha kötüsü mü? - Çok daha kötü.
Bien pire.
Bu şekilde devam ettirirsek, çok daha kötü bitecek.
Si ça devait continuer comme ça, je sais comment ça va finir et je veux pas.
İşleri, çok daha kötü yapacak.
Ça ne fera qu'empirer les choses.
Chloe, NSA'e iz sürmesi için beni zorlarsan çok daha kötü olacak.
Chloé, ça sera pire si vous m'obligez à demander à la NSA de chercher.
- Ama onlardan çok daha kötü.
Elle est bien pire que ça.
Ve onları korumak yoksa, ölüm çok daha kötü bir kader karşı karşıya gelecek.
Si tu désobéis, tu subiras un sort terrible.
Çünkü diğer seçenekler çok daha kötü.
Parce que les autres choix sont encore pires.
Aslında duyduğundan çok daha kötü bir durum.
C'est plus grave que ça en a l'air.
Kötü haberi verme olayını çok daha kolaylaştırıyor.
La mauvaise nouvelle sera plus facile à annoncer.
Çok hoş ve düzeltilmiş, daha önceki gibi kötü ve sıkıcı değil.
Il est doux et raffiné, pas sombre et grave comme ses précédents albums.
Bu çok kötü, çünkü daha yeni başlamıştım.
- J'en ai assez entendu. - Je ne fais que commencer.
- Bu çok kötü, çünkü daha yeni başlamıştım. - Ryan.
- C'est dommage, je viens juste de commencer.
Nathan, kardeşimle hip-hop G-Unit konuşmak istemen çok güzel, fakat saatte 190 km'de bir hata yaparsan, kalbinin kırılmasından daha kötü şeyler olur.
C'est super que tu veuilles parler de G Unit avec mon petit frère, mais si tu fais une erreur à plus de 260 km / h, tu vas te retrouver avec plus qu'un simple cœur brisé. C'est ça.
Amber, benden çok daha kötü yapabilir.
Amber peut faire pire que moi.
Şartların daha farklı olmaması çok kötü.
Non mais la police cherchera un autre meurtrier Et je suis le suspect idéal J'irai en prison pour 2 meurtres
Şey, biz daha çok gececi kötü adamlarız.
Ouais, bah, nous sommes des méchants de nuit.
Bir kelime daha etseydi onu çok kötü yapacaktım. - Evet.
- Un mot de plus et je l'embrochais.
Kötü haber vermekten nefret ederim ama verilecek daha çok kötü haber var.
Moi haïr dire mauvaises nouvelles, mais j'ai mauvaises nouvelles à dire.
Kokain satıcısı olmayı. Ama kötü satıcı değil, daha çok...
Je vais être un dealer, mais pas un méchant dealer.
Bu geceki misafirim sıradan bir şovmen değil, daha çok bir büyücü. Kötü güçlerini geri alabilmek için ruhunu şeytana satan bir büyücü.
Mon invité ce soir... n'est pas du tout un forain, mais plutôt un magicien... qui a vendu son âme au diable... contre des pouvoirs diaboliques.
Senin de inancın var ve inancın, başına gelen kötü şeylerden çok daha güçlüdür.
Tu as aussi la foi et c'est plus fort que les choses obscures qui t'arrivent.
Bir çok aileye verecek daha kötü. haberlerim var.
Je dois annoncer des choses moins réjouissantes à de nombreux parents.
Hoşçakal daha çok kötü bir sevgiliden ayrılırken söylenen bir şeye benziyor.
On dit? Au revoir "... quand on quitte un mauvais emploi, ou un mauvais amoureux.
Kabul etmelisin Earl, sen karmayı keşfettiğinden beri. bizim kötü insanlığımız daha çok eğlendirici insanlığa dönüştü.
Faut l'admettre, Earl. Notre gang etait plus marrant avant que tu decouvre le karma.
"çok atış" means "daha kötü."
"Dans les tribunes" pour un mauvais tir.
Sizin için çok daha kötü bir haber bu.
Ça signifie bien pire pour vous.
Salgın yüzünden ölenlerin son sayısının 3000'i geçtiği tahmin ediliyor ancak sağlık yetkililerine göre, durum çok daha kötü olabilirdi.
Le dernier bilan des victimes de la pandémie a été estimé à plus de 3 000 morts dans le monde, mais le Ministère de la Santé a rapidement indiqué que ce chiffre aurait pu être beaucoup plus élevé.
Doktorlarınız hakkında kötü konuşmak istemem ama bizim ilaçlarımız onlarınkinden çok daha gelişmiştir.
Je ne voudrai pas dire du mal de vos docteurs, mais nos traitements sont bien plus avancés que les leurs.
Yanmış et çok kötü koku yapar... bunun daha çok kokması gerekirdi.
La chair fumée a l'odeur fétide du porc brûlé, mais en pire.
Tamam, böyle zamanlarda, örneğin, birine çok kötü bir şey söylemem gerektiğinde önce ona daha da kötü bir haber veriyorum.
Écoute. Parfois, quand j'ai une mauvaise nouvelle à annoncer, j'annonce un truc pire d'abord, ça adoucit le choc.
Hayal edebileceğimizden bile daha kötü... o... kadar çok insan ölecek ki.
Il est bien pire que nous n'aurions pu l'imaginer... Tant... Tant de gens vont mourir.
O zaman Lionel'ın peşinde olduğu şey benim sırrımı bilmesinden çok daha kötü.
Alors ce que Lionel mijote est bien pire que de connaître mon secret.
Hayır daha çok kötü.
Non, c'est plutôt mauvais.
çok daha iyiyim 55
çok daha fazlası 28
çok daha fazla 27
çok daha iyi 204
çok daha iyi hissediyorum 20
daha kötü 60
daha kötüsü 53
daha kötüsü de olabilirdi 50
daha kötü olabilirdi 24
daha kötüsü olabilirdi 16
çok daha fazlası 28
çok daha fazla 27
çok daha iyi 204
çok daha iyi hissediyorum 20
daha kötü 60
daha kötüsü 53
daha kötüsü de olabilirdi 50
daha kötü olabilirdi 24
daha kötüsü olabilirdi 16
daha kötü de olabilirdi 21
kötü 450
kötü çocuk 26
kötüsün 16
kötüyüm 22
kötülük 29
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü hissediyorum 25
kötü bir şey mi 21
kötü 450
kötü çocuk 26
kötüsün 16
kötüyüm 22
kötülük 29
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü hissediyorum 25
kötü bir şey mi 21
kötü haberlerim var 53
kötü haber 90
kötü şans 106
kötü bir gün geçirdim 16
kötü olmuş 26
kötü bir rüya gördüm 21
kötü günde 30
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü bir şey 23
kötü mü 170
kötü haber 90
kötü şans 106
kötü bir gün geçirdim 16
kötü olmuş 26
kötü bir rüya gördüm 21
kötü günde 30
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü bir şey 23
kötü mü 170