Çok küçük tradutor Francês
5,618 parallel translation
Daha çok kum taneleri ile sigara dumanının karışımına benzer çok küçük parçacıklardan oluşmuşlardır.
Ils sont faits de minuscules particules, comme de la fumée de cigarette mélangée à des grains de sable.
- Bu çok küçük düşürücü.
C'est humiliant.
Doğru, 1200 derecelik sıcaklık değişimine dayanabilen minicik, çok küçük bir vida yaptık.
Nous avons fait une toute petite vis, qui peut résister à un changement de température de 650 degrés.
Çok küçük yerler içinde sıkışıp kalma istemiyoruz.
Nous ne pouvons pas être coincés dans un endroit trop petit.
Çözülmek üzere olan olaylarda çok küçük bir rolün var.
Tu n'as qu'un petit rôle à jouer dans les grands évènements qui se préparent.
Çok küçük düşürücü bir yer. Hesabı ödemeye paran yettiği gün, restoranı sen seçebilirsin.
Quand tu pourras payer, tu pourras choisir le restaurant.
Çok küçük değil hanım hiç değil...
Pas si petite et pas si femme...
Alıyorsun! - Hayır, çok küçük!
- Non, c'est si petit!
Çok küçük.
C'est si petit.
Sadece çok küçük bir damla.
Un tout petit peu.
Birkaç hafta önce şirketime, muazzam yükselme potansiyelinin yanı sıra çok küçük azalma riski bulunan angarya hisseleri hakkında bilgi isteyen bir kart göndermişsin.
Vous avez envoyé une lettre à mon entreprise il y a quelques semaines. Vous demandiez des informations sur la Bourse aux Centimes, qui offre un potentiel... Certain avec des risques minimes.
Çok küçük düşürücü.
C'est trop humiliant, c'est...
diğerleri hâlâ çok küçük.
Les autres sont trop jeunes.
Seni böyle görmek garip geldi. Çok küçük görünüyorsun.
C'est étrange, tu as l'air tout petit.
Küçük çocuğumla çok gurur duyuyorum.
Je suis si fière de mon petit garçon
Bu küçük adamın büyük ama çok büyük bir banka hesabı olmalı.
Ce petit homme doit avoir un gros, - gros... compte en banque.
Her ne kadar küçük sohbetlerimizi çok sevsem de gerçekten bilgi verebilecek insanların hattını meşgul ediyorsun.
Vous savez combien j'apprécie nos petites conversations, mais vous occupez une ligne qui sert à ceux qui pourraient avoir de vraies informations.
Parmakların çok güdük, küçük havuçlara benziyor.
Tes doigts sont si boudinés, comme des bébés carottes.
Ferguson, seni çok özledim küçük dostum.
Tu m'as manqué, mon petit père.
JP, burada çok su var, ayrıca ısıtıcısı da gayet küçük.
JP, il y a beaucoup d'eau pour un tout petit chauffe-eau.
Sonsuza kadar küçük bir kız olamaz, Edwin. Ve onunla çok iyi ilgilenecekler.
Elle ne peux rester une petite fille pour toujours, Edwin, et il prendra bien soin d'elle.
Bir çok insan tsunamide öldü, Charlie, ve buradaki bu küçük kız, sadece birisi için, çok şey ifade ettiğini farzedebiliyorum, bu yüzden ona neler olduğunu bulmayı çok istiyorum, hepsi bu.
Beaucoup de personnes sont mortes dans ce tsunami, Charlie. Cette petite fille, je suppose qu'elle compte beaucoup pour quelqu'un, donc j'aimerais savoir ce qui lui est arrivé, c'est tout.
- Evet, evet. Sadece küçük Emma'yı ve Dalyler'i düşünüyordum. Çok mutlu olmalılar.
Je pensais juste à la petite Emma, et les Dalys, ils doivent être tellement contents.
Küçük külçe çok yorulmuş.
Lee petit choux était tout épuisé.
Çok daha küçük işlerim var şu an.
J'ai de biens plus petits chats à fouetter.
Küçük bir çocuğu çok mutlu edecek.
Tu vas faire un heureux.
Ama şimdi çok güzel bir hayatın küçük bir kısmını oluşturuyor ve o kısım olduğu için de çok mutluyum.
Mais maintenant, ce n'est qu'une infime partie d'une vie plutôt sympa, et c'est une partie qui me rend heureux.
Bak, pislik herifin teki gibi davrandığım ve küçük şöhret tutkusun aklımı çelmesine izin verdiğim için çok üzgünüm.
Je suis désolé d'avoir agi comme un con et d'avoir laissé un peu de succès me monter à la tête J'espère juste que vous pourrez me pardonner.
Küçük Milly'min sevimli arkadaşlar bulmasına çok memnunum.
Je suis si contente que ma petite Milly ait trouvé de si charmants amis.
Özel bir küçük kızı çok mutlu edeceksiniz.
Vous venez de rendre une petite fille vraiment heureuse. Oh!
"Bahçeye koydukları cücelerden çok sıkıldım küçük, garip yüzleri olabilir ama diğer insanları çok geriyor." diyor.
"J'en ai plus qu'assez " d'entendre les gens se moquer des nains de jardin. " Ils sont petits et ont une drôle de tête,
Küçük çocukları öldüren o satanistleri yakaladıklarından beri çok daha iyi.
Beaucoup mieux, maintenant qu'ils ont attrapé ces satanistes qui ont assassiné ces petits garçons.
Grenada çok ilginç bir yer çünkü 1983'de 9000 Amerikan tarafından işgal edilmiş küçük bir ada ülkesi.
Grenada c'est une toute petite île-pays qui a été envahie par les USA en 1983, par 9 000 soldats Américains.
- Fena değil. Houston'dan çok daha küçük ama güzel bir yere benziyor.
C'est plus petit que Houston, mais c'est plutôt cool.
Özelliklede senin kücük kizin için Yani burada olmayi çok istedi
Surtout ta fille... elle m'a supplié de rester.
Dave Schultz'ın küçük kardeşinden çok fazlasısın Mark.
Vous êtes plus que le petit frère de Dave Schultz.
Unicef'i devireceğim. O çok değerli, bozuk parayla dolu küçük kutularını da.
Je vais détruire l'UNICEF et ses jolies tirelires en carton.
Zavallı küçük prenses, çok yazık sana.
Pauvre petite princesse, comme je vous plains!
Küçük, çok özel bir sermaye fonu işletiyorum.
Je gère un petit fonds d'investissement très privé.
Küçük kardeşim aniden çok büyümüştü.
Mon petit frère devenu soudainement si grand.
O ne? Çok mu küçük?
Qu'est-ce que c'est?
Çok şanslısın çünkü onlar küçük birer bok.
T'as de la chance. C'est des petits cons.
Tekrar küçük olmak çok güzel!
Il est si bon d'être petit de nouveau!
Ama ben, öğle vakti tamamıyla uyanık olduğumda rüzgârın küçük çimenlere kıyasla dev meşelerle daha çok konuştuğunu söylerim.
Mais je dis, non en mon sommeil, mais dans le plein éveil du milieu du jour, que le vent ne parle pas avec plus de tendresse au chêne géant qu'au moindre des brins de l'herbe.
Bu küçük beyle daha çok vakit geçirmeliyim.
J'ai plus de temps pour mon petit bonhomme.
Çok az nem olan tepelerde sadece azıcık yaşam vardır ve hepsi de küçük boyutlular.
Il y a si peu d'humidité dans les dunes que la vie y est sporadique et faite de petites créatures.
Aslında ev ziyaretleri yapmıyorum ben normalde ama küçük Annie'yi çok sevdim.
Je ne fais pas les visites. Mais je me suis attachée à la petite Annie.
Çok soru soruyorsun küçük çocuk.
- Tu es bien curieuse.
Kaldır kafanı Küçük Bayan Çok Başarılı.
Dis donc, Mme la perfectionniste.
Küçük bir çocuğa göre çok kaygı taşımıyor musun sence?
Tu t'inquiètes beaucoup trop pour un garçon de ton âge.
Demedi demeyin, bu küçük çocuk yanımızda olmasaydı şu anda çok değişik şeyler olurdu burada.
Juste pour que ce soit clair, si ce garçon n'était pas ici, il se passerait des trucs débiles en ce moment.
çok küçükler 19
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük kardeşim 59
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük kardeşim 59
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük bir hediye 18
küçük bir kız 38
küçük bir 20
küçük bir şey 30
küçük serseri 26
küçük bey 45
küçük köpek 18
küçük sürtük 19
küçük hanım 234
küçük bir hediye 18
küçük bir kız 38
küçük bir 20
küçük bir şey 30
küçük serseri 26
küçük bey 45
küçük köpek 18
küçük sürtük 19
küçük şeyler 22
küçük mü 41
küçük olan 19
küçük dostum 72
küçük bir çocukken 37
küçük bir kızken 23
küçük insanlar 18
küçükhanım 44
küçük joe 32
küçük ağaç 26
küçük mü 41
küçük olan 19
küçük dostum 72
küçük bir çocukken 37
küçük bir kızken 23
küçük insanlar 18
küçükhanım 44
küçük joe 32
küçük ağaç 26