Çok tuhaf tradutor Francês
4,654 parallel translation
Bu çok tuhaf. İntikam istese neden intihar etsin?
S'il voulait se venger, pourquoi se tuer?
Onu demiyorum. Çok tuhaf hissediyorum.
Non, je me sens vraiment bizarre.
Çok tuhaf.
C'est bizarre.
Çok tuhaf bir insan.
Elle n'est pas elle-même, j'imagine.
Çok tuhaf ya.
Elle débloque.
Çok tuhaf, bir tek ayak izi var.
C'est bizarre, il n'y a qu'une empreinte de pas.
Böyle bir geçmişi olan birinin Danimarka demokrasisinde kendine yer bulması çok tuhaf.
Avec un tel passé, c'est curieux d'être acteur de notre démocratie.
Geçen gece çok tuhaf bir rüya gördüm.
J'ai fait un rêve étrange hier soir.
Çok tuhaf.
Étrange.
Yaklaşık 12 saatliğine geçici dadısı olman çok tuhaf.
Étrange, vu que tu es sa nounou de remplacement temporaire depuis 12 heures.
Bu çok tuhaf çünkü orada öğrenci değildi.
Ce qui est vraiment bizarre car il n'étudiait pas là-bas.
Sonra çocuğu annesine vermiş, birlikte gitmişler. Bu çok tuhaf.
Puis il confie l'enfant à sa mère et ils s'en vont.
Çok tuhaf.
J'ai trouvé ça étrange.
Evet, öyleydi. O çok tuhaf birisiydi.
Ça allait au-delà de l'excentricité.
Çok tuhaf. Buna anlam veremiyorum.
Ça m'a paru étrange, je n'ai pas compris.
Çok tuhaf çünkü bana çok tanıdık geldiniz Bay...
C'est curieux, parce-que... Vous me semblez vraiment familier, monsieur...
Bu çok tuhaf.
C'est étrange non?
- Çok tuhaf ama. - Evet.
( doucement ) C'est très bizarre.
Gerçekten çok tuhaf davranıyorsunuz.
Bon, vous êtes bizarres, super étranges.
Bu çok tuhaf ama her neyse.
C'est bizarre, mais peu importe.
O sadece Aman Tanrım Axl bu çok tuhaf oldu.
Elle était, " Oh, mon Dieu, Axl, c'est si gênant.
* Çok tuhaf rüyalar süslüyor gecelerimi *
♪ tous les soirs, je fais d'étranges rêves ♪
Bu çok tuhaf.
L'hallu totale.
Çok tuhaf birisin.
Zoey, s'il-te-plait.
Değilsek, dün gece yaptığımız şey çok tuhaf olurdu.
Et bien si nous ne le sommes pas, on a fait quelque chose de très bizarre la nuit dernière.
Çok tuhaf bir sey.
C'est trop bizarre.
- Çok tuhaf. - Evet.
C'est trop bizarre.
- Bir haftadır Osborne'un peşindeyiz ama bir kere bile teslimat yapmadı, diyorum. Kuru temizlemeciye adımını bile atmadı. Her gece yeni bir güzergahı tercih etmesi de çok ama çok tuhaf!
J'en dis que nous suivons Osborne depuis une semaine, et qu'il n'a pas fait de descente de tout ce temps là, n'a pas été aux lavomatiques ne serait-ce qu'une fois, et il prend une nouvelle route ce soir,
Bu çok tuhaf.
C'est bizarre.
- Son zamanlarda çok tuhaf davranıyor. Şimdi de Lafayette arayıp Terry'nin bu akşam haberim bile olmayan kasanın anahtarıyla kapısına geldiğini söyledi.
- Il agit vraiment bizarrement dernièrement, et puis Lafayette vient d'appeler et il a dit que Terry s'était pointé à sa porte ce soir avec les clés d'un coffre-fort dont je n'ai jamais entendu parler.
Çünkü çok tuhaf.
Parce que c'est bizarre.
- Çok tuhaf bu.
- C'est vraiment très gênant.
Ama çok tuhaf.
C'est juste bizarre.
Çok tuhaf bence, çünkü kim Xander diye ad koyar ki?
Ce qui est bizarre parce que qui voudrait choisir le prénom "Xander"? Tu as raison...
Çok tuhaf.
C'est tellement bizarre.
Evet, çok tuhaf.
Ouais, c'est bizarre.
Pekâlâ, bu cidden çok tuhaf.
Ok, c'est très bizarre.
Bu çok tuhaf.
C'est tellement bizarre.
- Ölümden bahsetmen çok tuhaf. Çünkü ben de tam bana söz verdiğin şu ölümsüzlüğü almaya gelmiştim.
- Amusant que tu parles de la mort car je suis là pour récupérer l'immortalité que tu m'as promis.
Bu... Çok, çok tuhaf bu çizimler.
De ces... bizarres, très bizarres dessins.
Böyle davranması çok tuhaf.
- et c'est étrange de sa part.
İnsanlar bu korkunç savaş yüzünden çok tuhaf davranıyorlar.
Les gens se conduisent bizarrement avec cette terrible guerre qui nous menace.
Çok tuhaf davranıyordun.
Tu agissait très bizarrement.
Çok tuhaf, her şeyi de doğru bildi.
C'est étrange, tout ce qu'il a vu était juste.
Çok tuhaf...
C'est marrant.
Çünkü Gwen'in Greenwich'teki tuhaf, perili evinde yemek yemek çok eğlenceli.
Parce que dîner avec Gwen dans son étrange manoir hanté à Greenwich c'est la rigolade.
Tuhaf, değil mi? Alkoliklerin kızları genelde çok iyi kadınlar oluyorlar.
C'est bizarre, n'est-ce pas, que les filles d'alcooliques soient souvent de meilleures femmes que les autres.
Çok tuhaf.
C'est vraiment bizarre.
Çok tuhaf bir durum.
C'est délicat.
Aslında çok tuhaf.
Tu sais, c'est drôle.
Çok tuhaf!
Etrange.
çok tuhafsın 37
çok tuhaftı 23
tuhaf 629
tuhaf biri 22
tuhaf bir şey 23
tuhaf birisin 17
tuhaf bir durum 17
tuhaf mı 39
tuhaf değil mi 54
çok teşekkür ederim 2489
çok tuhaftı 23
tuhaf 629
tuhaf biri 22
tuhaf bir şey 23
tuhaf birisin 17
tuhaf bir durum 17
tuhaf mı 39
tuhaf değil mi 54
çok teşekkür ederim 2489