Çünkü öyle tradutor Francês
3,896 parallel translation
Bana söylediğini size söylediği değil mi. Bana her şeyi anlatır. Çünkü öyle ya da böyle bir şekilde öğreniyorum
donc, pour être clair, il vous a dit que qu'il m'a dit il me dit tout, sachant très bien que je le saurais de toute façon mon fils a fait de mauvais choix dans le passé
Etmedi çünkü öyle davranmadı.
Non, car ce n'est pas le cas.
Çünkü öyle olması çok çaba sarf ettim.
Parce que j'essayais de faire en sorte qu'elles soient bien.
Çünkü öyle hissettirdi.
Oui, c'était comme s'il avait fait ça.
Çünkü öyle olduklarını, öyle davranmadan önce bilemiyorsun.
Parce que tu ne sais pas qu'ils sont comme ça avant qu'ils ne me deviennent.
- Çünkü öyle bir şey olmayacak.
Ce n'est pas près d'arriver.
Söylemedi çünkü öyle bir şey hiç olmadı.
Elle ne nous en a pas parlé car ça n'est jamais arrivé.
- Çünkü öyle olmasını istemediğini biliyordum.
Parce que je savais que tu ne serais pas d'accord. Foutaises.
Size akıl verdiğimi düşünmeyin, çünkü öyle bir niyetim yok ama FBI bunların sizde olduğunu öğrenirse- -
Ne pensez pas que j'essaie de vous dire comment faire votre travail, ce n'est pas le cas. Mais si le FBI découvre que vous avez ces affaires...
"... çünkü öyle olsa memleketin diğer ucundan aldığın iş teklifini değerlendirdiğini söylerdin. " diyeceğini biliyordum.
"Aha, tu n'as jamais été sérieux comme tu l'as dit, car si tu l'étais, tu m'aurais parlé d'un emploi que tu considérais de l'autre côté du pays." Et c'est ce qui s'est passé.
Sana yalan söyleyip bunun kolay bir geçiş olduğunu söylemeyeceğim çünkü öyle değil, tamam mı?
Je ne vais pas te mentir et te dire que c'est une transition facile, parce que ça ne l'est pas, OK?
- İyi. Çünkü öyle yapacağını biliyorum, Peder.
Car je sais qui vous êtes, Père.
Fark etmez çünkü öyle bir şey yapmayacağım.
Peu importe, car je ne le ferais pas.
- Çünkü ben öyle istedim.
- Parce que je te le demande.
Çünkü aynen öyle. Nasil göründügü umurumda degil.
Parce que c'est exactement ce que c'est.
"Bunu için çünkü ben öyle istiyorum."
Buvez-ça parce que je le dis. "
Çünkü ben öyle söyledim.
Parce que je le lui ai demandé.
Umalım da hareket etsinler çünkü aynen öyle yapacağız.
Espérons qu'ils vont bouger parce que nous oui.
Öyle mi yapacaksın çünkü elimde senden kalan en azından bir günlük bir çevre soruşturması işi vardı da.
C'est ce que tu vas faire alors que je vais passer au moins une journée à interroger le voisinage.
Çünkü hiç de öyle görünmüyor.
Parce que ça n'y ressemble pas trop.
Çünkü insanlara öyle söylüyorum.
Parce que c'est ce que je dis aux gens.
- Belki de tüm o çok zeki ama çalışmıyor,... çalışsa harika olacak fikrinde yanılıyordum. Çünkü gerçekten öyle olsan çalışma vaktinin geldiğini bilirdin.
- J'avais peut-être tort sur ce concept de fille-intelligente-qui-pourrait - être-géniale-si-elle-s'appliquait, parce que si vous étiez vraiment brillante, vous sauriez qu'il est temps maintenant de vous appliquer.
Çünkü bugün çalışma ön plana çıkacak. Öyle de olmalı.
Parce que... l'étude prend aujourd'hui une place centrale et à juste titre.
Öyle olmak zorunda. Çünkü elimden bir şey gelmiyor.
Il le faut car je ne peux rien y faire.
Çünkü o öyle.
- Qu'est-ce que... - Parce qu'elle l'est.
Çünkü babamı tanıyorsun, öyle değil mi?
Parce que tu connais mon père, pas vrai?
Çünkü yüzü öyle huzur dolu ki...
Regardez, il a l'air paisible.
Onları öyle sert emin ki ağzınızdan nefes bile alamayın. Sadece burnunuzdan nefes alın ama bunu yapmak çok zor olsa gerek. Çünkü benim koca yarrağım tıkanmanıza sebep olacak.
Me les sucer si fort que vous pourrez plus respirer que par le nez, mais ce sera pas facile, parce que ma grosse bite le bouchera.
Öyle mi? Kötü olmuş çünkü gerçekten de bunu yapacak biri lazımdı bana.
Dommage, j'avais vraiment besoin de quelqu'un.
Evet, öyle olmalıydı, çünkü kızı öldüren uyuşturucuydu!
Oui, et ils auraient du, Parce que c'est la drogue qui l'a tuée!
Çünkü orada işler öyle yürüyor.
Ça marche comme ça dans ce milieu.
Çünkü ben öyle istedim.
Parce que je permets que ce soit comme ça.
Öyle yapsanız iyi olur çünkü o adamın şirketimi ele geçirmesindense hapiste çürürüm daha iyi.
Faites ce que vous voulez, mais je préfà ¨ re finir en prison plutà ´ t que de voir cet homme reprendre mon entreprise.
Çünkü sikini emmediğin sürece bu işte de çalışıyor olamazsın öyle değil mi?
Si tu retirais sa bite de ta bouche, tu aurais pas ce boulot, pas vrai?
Ve öyle de olması için dua etsen iyi olur. Çünkü eğer Benny giderse karşında ben olacağım.
Prie pour que ça reste ainsi, car si Benny est plus là, tu auras affaire à moi.
Seni bir şey sanmıştım ama artık öyle biri değilmişsin. Seni programa çıkardım çünkü dengeyi sağlayabileceğimizi sanmıştım ama yanıldım dostum.
Tu n'es plus celui que j'ai connu, je t'ai fait venir en pensant qu'on ferait le ménage, mais j'avais tort.
Çünkü öyle bir şey yok.
Il n'y en a pas.
Çünkü temelde öyle de ondan.
Parce qu'en gros, c'est ce qu'il est.
Niye öyle hissettiğini anlıyorum. Çünkü tamamıyla onun hatasıydı.
Je comprend pourquoi il le pense, parce que c'était entièrement sa faute.
- Öyle çünkü.
- Il en est un.
Bence öyle söyledin çünkü beni korumak istiyordun.
Tu disais ça pour me protéger.
- Öyle mi? Çünkü benim hislerim değişip duruyor.
Car ça continu de changer pour moi...
Öyle. Çünkü bu benim kefaretim.
Ça l'est, parce que c'est ma rédemption.
- Siz de öyle. Rahatsız oldun çünkü.
Parce que vous êtes mal à l'aise.
Çünkü onun senin için hiç bir şey ifade etmediğini demiştin, ama bu akşam benim gördüklerim öyle değildi.
Car tu dis qu'il ne sait rien de toi, mais ce n'est pas ce que j'ai vu ce soir.
Çünkü... Nucky öyle yapmamı söyledi.
Parce que... c'est ce que Nucky m'a dit de faire.
Öyle olmalı çünkü bu masajdan dolayı oldukça bitkin görünüyorsunuz.
C'est le massage qui vous a tués, hein?
Sana öğretmediğim bir tekmem daha var çünkü şu ana kadar öyle bir tekme yoktu.
Il en reste un que je ne t'ai pas appris, parcequ il n'existe que depuis maintenant.
Öyle yaptı çünkü evinden dumanlar çıktığını biliyordu ve bir şeyler yapmak zorundaydı.
Il l'a fait car il savait que quand ça se saurait que sa maison prenait feu, il devrait agir.
Çünkü ben öyle düzenledim.
Parce que je l'ai fait de cette façon.
Çünkü Başkan'ımız öyle yapmamı istedi.
Parce que notre président m'a dit de le faire.
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyleymiş 51
öyle bir şey değil 75
öyledir 296
öyleyiz 77
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyleymiş 51
öyle bir şey değil 75
öyledir 296
öyleyiz 77
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle deme 154
öyle görünüyor 500
öyle olsun bakalım 50
öylece 26
öyleydim 119
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle deme 154
öyle görünüyor 500
öyle olsun bakalım 50
öylece 26
öyleydim 119